Bu fotoğrafa iyi bakın. Verdiğimiz 6 şehitten bir tanesinin baba ocağı bu ev. Sıvası yok, ev dökülüyor, fakirlikten kırılmış resmen.
Söyleyecek o kadar çok şey var ki hepsini yutmaktan boğulduk artık.
Benim askerim şehit olsun, elin afganı suriyelisi İstanbul'un göbeğinde afganistan bayrağı açarak gösteri yapsın.
Benim askerim şehit olsun,
Öncelikle kitabı, sistemde yüklü olan 192 sayfalık Cumhuriyet Yayınevi'nden değil, ilk baskısı olan 142 sayfalık Pencere Yayınları'ndan okuduğumu, ardından, yazımda geçireceğim "Sıvas" kelimesinde herhangi bir yazım yanlışı aramamanızı, zira yazarın da bu kelimeyi kapaktan içeriğe kadar her yerde, bile isteye bu şekilde kullandığını
"Yapmak üzere olduğum şey için üzgünüm. Olduğum şey için üzgünüm. Birkaç kuruşluk değerin olsa da seni milyon dolarlara değer hale getireceğim. Ancak karşılığında bana kâr getirmeyen bir şey vermeni isteyeceğim....Ben bu hikayedeki iyi adam değilim, Pimlico. Ben diğer kötü adamım. Bunu hatırlasan iyi edersin."
Herkese selam. Benim için
Dün biz yine boğulduk. Bizi yine boğdular, bizi yine boğdunuz. Bizim sesimizi duymayanlar en az bu asrın felaketine "kader" diyenler kadar suçludur.
Önce betonların arasında boğulduk ve öldük, sonra hastalıklarda boğulduk ve öldük, şimdi suların içinde boğuluyoruz ve daha fazla ölmek istemiyoruz. Sesimizi duyun, duyurun. Biz artık her
Bir eksen etrafında belirdik.
Durduk döndük durakladık tekrar
Aradık soruşturduk.
Kimi eksenin kendisine baktı,
Kimi kendisinden doğurduğu gölgeye.
Kimi altına baktı eksenin,
Kimi parmak uçlarına bastı önce,
Ve üstüne baktı eksenin...
Bir eksenin içinde doğduk.
Kimi eksenden kaçtı,
Kimi içinde döndü durdu,
Kimi kaldırmaya çalıştı,
Kimi kandırmaya çalıştı önce ekseni
Sen yoksun diye
Ve sonra yalan söyledi kendine
Ben yokum diye...
Bir eksen olduk kaybolduk.
İnandığımız her şeyin azizliğine kandık
Kendi eksenimizde kaybolduk
Bir eksen olduk belirdik
Eksenler içinde boğulduk....
Umut
Herkese Merhaba
Otomatik Portakal yazarın okuduğum ilk kitabı ve açıkçası bu kitabı çok fazla araştırma yapmadan alıp okudum.
Beğendim mi? Bunu sonra konuşuruz:))
Alex'in şiddet ve nefret dolu yaşantısını anlatıyor bu kitap. Aslında Alex'in gözünden insanların içindeki şiddet, nefret, ahlaksızlık, vurdumduymazlık, hainlik - kötülüğe dair pek çok şey- anlatılıyor. İrade. Biz seçiyoruz değil mi iyi olan eylemlerimizi ve kötü olanları. Peki yaşadığımız ve yaşattığımız sayısız kötülük. Neden? Neden kötülüklere boğulduk? Şeytana atmak kolaydı tüm suçu değil mi?
Kitaptaki bu konulardaki analizler beni gerçekten etkiledi.
Kitabı Okurken bazı kısımlar gerçekten tiksindirdi beni. Kullanılan dil genel olarak sokak diliydi ve çok fazla argo içeriyordu. Bu açıdan bu kitap bana 1000k'nın en az okunanlarından Galatı Aşk'ı da hatırlatmadı değil :))
Bu kitapta beni en çok etkileyen yer: "Ve kardeşlerim bu sözlerin üzerine, ister inanın ister inanmayın hüngür hüngür ağlamaya başladım. Özüme acıyordum." oldu. Belki de kitabın özüydü bu.
Şimdi ilk baştaki sorumu cevaplıyorum.
Evet beğendim. Çokça.
Ayrıca bu kitap
Filmi de varmış. İzlemem :)
Herkese keyifli okumalar
Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202392,5bin okunma