Ölmek için illa toprağın altına girmek gerekmiyormuş. Bedenin yakılıp küllere dönüşmeden de ciğerinde ateşleri hissetmek mümkünmüş. Boğulmak, nefes alamamak için denizin dibinde olmak zorunda değilmişim. Nefes almak yaşadığımı göstermiyormuş, çok geç anladım. İnsanların acıyan bakışları altında ezilmek de bir arabanın altında kalmak kadar acı verebilirmiş insana. Belki benim için bir sela okunmadı. Ama ben ruhumun aralık duran narin dudaklarımdan çıkışını hissettim.