Yüreğim böğürmek üzere gibi ❕
Cahit Zarifoğlu
Cahit Zarifoğlu
Reklam
— “Çığrışmak nedir sizce?” —“Çığrışmak, böğürmek ve ıslık çalmak arasında bir şey arada bir de hapşırmak anlamı da taşır. Sana bu zor şeyleri kim öğretiyor bakalım?” — “Bir kitapta okudum.”
Başıboş bir kamaya saplanmışım gibi Çizilmiş bir yaşama atanmışım gibi Kaskatı bir esirliğe çöktürülmüşüm gibi Yüreğim böğürmek üzere gibi
Başıboş bir kamaya saplanmışım gibi Çizilmiş bir yaşama atanmış gibi Kaskatı bir esirliğe çöktürülmüşüm gibi Yüreğim böğürmek üzere gibi
Reklam
“ yüreğimden böğürmek üzereyim gibi"”
BİRİNCİ BASIMIN ÖNSÖZÜ:
Çalışmamızda, kendimize göre, bir yöntem uygulayarak, iki ilke benimsedik. A- doğal varlıkların çıkardığı seslerden kurulu sözcükler (Türkçe sözcükler). B- baaşka dillerden Türkçeye geçerek değişen ya da olduğu gibi kalan sözcükler (yabancı kaynaklı sözcükler). Birinci bölüme girenler kışkırtmak, böğürmek, uğuldamak, çağlamak, çınlamak bg. sözcüklerdir. Bu tür sözcüklerin açıklanışında, başka bir görüşü benimseyenlerin izini sürmediğimiz gibi kaynak arama gereğini de duymadık. İkinci bölüme girenler ise nereden geldiği çok açıkça bilinen sözcüklerdir. Sözgelişi mendil, kalem, defter, destek, fener, lamba, günlük, kâse, çekiç bg. Bunlar için de kaynak arama gereğini duymadık. Bugün kimse çıkıp kalas, damacana, kandil, iskemle, iskelet gibi sözcüklerin açıklanışında araştırıcıyı kaynak gösterme gereğinde bırakmaz. Araştırıcı bu sözcüklerin geldiği dilleri biliyorsa, başkalarının tanıklığına başvurması işi uzatmaktan öte bir anlam taşımaz. Farsa bilen bir kimse duvar, dost, düşman, ney, şamdan sözcüklerinin Türkçeye nereden geldiğini anlamakta güçlük çekmez. Ancak, bu sözcüklerin kaynağını araştırma gereği duyulursa, o da Farsçanın kökenini konu edinenin işidir. (Sayfa: XI-XII)
BİRİNCİ BASIMIN ÖNSÖZÜ:
Türk dilinin oluşma çağını, gelişme aşamalarını kesin olarak açıklamak, bundan bilimsel sonuçlar çıkarmak kolay değildir. Bu güçlük, önce ''Türk'' sözcüğünün yeni olmasından, ilk kez 8. yüzyılda Orkun Yazıtları'nda görülmesinden, sonra bu adı alan ulusun tarihi boyunca belli bir yerde değil de çok dağınık ülkelerde,
Yakıyordu senin gözyaşın benim şakağımı ve böğürmek isterdim delice, hiç anlamayanlara
Sayfa 107 - petra von kantın acı gözyaşlarıKitabı okudu
Reklam
Çizilmiş bir yaşama atanmışım gibi Kaskatı bir esirliğe çöktürülmüşüm gibi Yüreğim böğürmek üzere gibi Ayaklarım baltayla kesilmiş gibi
“Kardeşim ben Yüreğimden böğürmek üzereyim gibi.”
Sayfa 57 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
543 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.