Jace Damon bisikletli kuryelik yapan sıradan bir çocuktur. Kardeşi Tyler ile ilgilenmekten başka pek bir derdi yoktur. Ne yazık ki son paketini almaya gittiğinde olanlar olur ve müşterisi ölü bulunur. Polisin dikkatini üzerine çeken Jace şüpheli olur ve kaçış başlar.
Tami Hoag kitaplarına göre daha basit bir kitap olsa da kovalamacası yüksek ortalama bir polisiyeydi. Bazı karakterlerle çok kolay bağ kurdum ve sevdim. Çeviride ara ara hafif bir sıkıntı hissettim ama geneline çok yansımadı.
Genel olarak ortalama bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Okunabilir.
Norveç polisiyesi oldu mu bende akan sular duruyor. Duruyor durmasına da yine çeviride problem vardı. Neden kuzey dilleri çevrilirken hep bir duygu kaybı oluyor. Bu kitapta da öyleydi.
Thorkild Aske kayıp bir genç adamı aramak üzere Norveç’in kuzeyinde ücra bir yere çağırılır. Araştırmasına başlar ve başına gelmeyen kalmaz. Geçmişi ve hayaletleri peşini bırakmaz. İlaç bağımlısı olması da cabasıdır.
Kitabın sonunu ortalama buldum. Çok şaşırtıcı veya ters köşe değildi. Çeviri harici kendini okutan bir kitaptı. Elinizde yoksa özellikle alıp okumanızı tavsiye etmem, mutlu etmeyebilir. Elinizde varsa vakit bulduğunuzda çerezlik olarak okuyabilirsiniz.
Berger & Blom. Vay vay vay. Farkında olmadan yeni bir seriye başlamışım. Hem de ilk kitaptan.
Kitapla ilgili ilk söylemek istediğim şey çevirisinde sorun var. İsveççe çevirmenleri yeterince başarılı değil. Bu konuyla ilgili acilen bir çözüm bulunmalı. Ya da belki de İngilizceden Türkçeye çevirisi yapılmalı. Çünkü kesin olan bir şey varsa o da İsveççenin zor bir dil olması. Hangi yayınevinden okursam okuyayım İsveççenin çevirisi gerçekten kötü oluyor. Onun dışında kitap gayet akıcı sonu gayet güzel. Olay örgüsü gayet başarılı. Hele o sonu yok mu? Gerçekten çok kritik bir yerde bırakılmış. Seri olduğu sonuna kadar hissediliyor. Zaten çok sevdiğim bir yazar olduğu için Dahl’a kıyak geçtim. Bu zamana kadar okuduğum tüm kitaplarını beğenmiştim, bunu da beğendim. Bu kitabı polisiye seven tüm kitapseverlere tavsiye ediyorum. Özellikle seri katil polis kovalamacasını seven herkes bu kitabı sever. Bu seriyi sonuna kadar okuyacağım.
Senenin başlangıcında bilimkurguya güzel bir başlangıç yaptım. Kitabı elime ilk aldığımda Harry ile asasının yaşadığı gibi bir kilitlenme yaşadım. Beğeneceğimi biliyordum. Beğendim de.
Sendrom, bir hastalığın neden olduğu Haden sendromunu ustaca kurgulamış bir kitaptı. Haden sendromu sonucu kenetlenenler denilen tamamen felç olan insanlar zihinleri tamamen yerindeyken bedenlerinde hapsoldular. Dahası yaşamaya devam etmek için sipio adını verdikleri bir robot beden kullanmaya başladılar. Kitabın ana konusu o kadar hoşuma gitti ki hızlıca okudum. Sadece bazı çok teknik bilgi dolu paragraflar aklımı karıştırdı. Tekrar tekrar okudum ve anladım. Olabilecek bir konunun böylesine kurgulanması ve normalleştirilmesi çok hoşuma gitti. Bilimkurgu okumaya bayılıyorum. Eğer siz de seviyorsanız bu seriye bir şans verin ve ilk kitap sendromu okuyun. Beğeneceğinize eminim.
Ah Harry vah Harry. Beni rs’dan çıkarabilecek tek kişi sendin ve çıkardın. Neredeyse üç aydır sahalardan uzaktım ama geri döndüm.
Aslında Bıçak’ı okumayı bu kadar ertelememin sebebi seriyi tüketmemekti. Harry Hole serisi bittiğinde öyle bir boşluğa düşeceğim ki. Hayal etmek bile istemiyorum. Büyük ihtimalle seriyi baştan izleyeceğim.
Bıçak birçok kitabına göre daha kalındı. Ama Nesbo beni hiçbir zaman hayal kırıklığına uğratmıyor. Bazen şaşırtıyor ama o kadar. Bıçak da her zamanki gibi alev alevdi. Okumaktan büyük keyif aldım. Kitapla ilgili en önemli konu spoiler’a giriyor ve bu spoiler’ı kimseye vermek istemem. Kitabın kapağını kapattım ve şöyle oldum:
Muhteşem. Ne diyebilirim ki? Hala Nesbo okumadıysanız ayıp ediyorsunuz. Koşun okuyun. Bana teşekkür edeceksiniz. Bu arada kendisi Türkiye’ye geldi ve ben imza gününe gidip 4 saat bekledim. En sevdiğim kitabını Kardanadam’ı imzalattım. Doğan Kitap’ın söyleşisi için kendisine şu soruyu sordum: Harry’nin Oleg ile olan ilişkisi hakkında daha çok detay öğrenecek miyiz? Bıçak’ı okuyanca anladım. Ve öğreneceğiz.
Kıssadan hisse: Okuyun. Koşun okuyun. Harry Hole serisine bayılacaksınız.
BıçakJo Nesbo · Doğan Kitap Yayınları · 2019411 okunma
Mutluluk eroin gibiydi. Bir kez tadına baktınız mı, bir kez mutluluğun var olduğunu öğrendiniz mi bir daha asla mutluluğun olmadığı sıradan bir hayattan memnun olmazdınız. Çünkü mutluluk bir tatminden fazlasıydı. Doğal değildi. Mutluluk insanı titreten istinai bir durumdu; biteceğini bildiğiniz saniyeler, dakikalar, günlerdi. Ve üzüntü bittikten sonra değil, daha o anda başlardı. Çünkü mutluluk hiçbir şeyin aynı kalmayacağını, elinizde olanları elbet kaybedeceğinizi, yoksunluk sancıları çekip kaybettiklerinizin yasını tutacağınızı, acı çekme sınırınızın ne kadar geniş olduğunu bildiğiniz için kendinize lanet okuyacağınızı size korkunç bir şekilde öğretirdi.