Batsın Bu Dünya - Öykü - Muhammed Işık * Bu öykü Orhan Gencebay'ın " Batsın Bu Dünya " eserinden faydalanarak yazılmıştır. Doğudaki şark görevini bitiren Ahmet öğretmen batıda görev yapmanın heyecanını yaşıyordu. Doğunun zor şartlarında iki çocuğuyla hayata tutunmaya çalışmış, köy okulunda öğrencileri ile çok güzel vakitler
Cinayet
Genelev Çiçekçisi Selim'in cesedi iki gecedir çiçeklerin arasında yatıyordu. Sırtüstü düşmüştü, çiçeklerin saplarını kesmek için kullandığı bıçak, kalbine saplanmıştı. Cumartesi gecesi öldürüldüğünü düşünüyorduk. Katil onu öldürdükten sonra kapıyı çekip çıkmış olmalıydı. Araya tatil girince çiçekçi bir gün kapalı kalmış, cesedi bu
Genelev ÇiçekçisiKitabı okudu
Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları: Dünyayı Yöneten Rotschild Ailesi Gönderen: Aysal Bülent Ülkemizin neden bölünmesi isteniyor? Gazi Mustafa Kemal'in bildiği ve bizi uyardığı hitabenin ne anlama geldiği... Sağ-sol ayrımı, gerçekte de var mıdır? İşte bu soruların bir kısmının yanıtı; Bilinen Tarihin Bilinmeyen Yanları Hitler, dünya
John Starhurst
Çok çalışan, humma kurbanı da olan misyonerler inatla, bazen de umutsuzca görevlerine sarılıyor ve muhteşem bir ruh hasatına yol açarak özel bir tezahürün, bir dinsel ateş sağanağının gelmesini bekliyorlardı. Ama Yamyam Fiji inatla direniyordu. Kıvırcık saçlı yamyamlar, insan bedeni bolluğu devam ettikçe, tencerelerinden vazgeçmekte
Balina Dişi - Alfa YayıncılıkKitabı okuyacak
Hoptirinam!
İlkçağlarda mı, ortaçağlarda mı, yeniçağlarda mı bilinmeyen bir zamanda... Avuç içi gibi bilinen bu yeryüzünün bilinmeyen biyerinde açları toklarından çok, düşünenleri konuşanlarından az bir ülke varmış. O ülkede yaşayanlar bolluk içinde darlık, varlık içinde yokluk çekerlermiş. Başları önlerine eğik, bakışları içlerine dönük, gönülleri
Nesin Yayınevi - Hoptirinam! Tirinamhop! Namhoptiri!Kitabı okudu
"Milletin Postunu Paylaşıyorlar"
"Ey benim bahtı kara milletim! Sekiz yüz yıldan beri seni, ya sana yabancı olanlar, yahut da arandan çıktıkları halde sana yabancılaşmış bulunanlar sömürdü. Bahtını ellerine teslim ettiklerinin menfaatleri sana yabancı, zevkleri sana yabancı, sanatları sana yabancı, dilleri sana yabancıydı. Seni çoluğundan çocuğundan, çiftinden çubuğundan ayırıp cepheden cepheye sürerken, yürekleri elbette ki sızlamadı. Çünkü, onlar kendi şan ve şereflerini, kendi keselerinin dolmasını düşünüyorlardı. Sen sıcağın, kurağın, eşkıyanın elinde kırılırken, onlar saraylar, köşkler yaptırmak, buzlu rakılar içip çırçıplak karılarla sazlı sözlü ahenkler etmek sevdasında idiler. Bu hep böyle sürdü. Sana bazen "kulumuzsun", bazen "efendimizsin" demelerine rağmen, hiçbir şey değişmedi, değişemez de. Sen kendi bahtını kendi eline almadıkça, sen sana yabancılaşmış olanların hâlâ senin adına konuşmalarına göz yumdukça, hiçbir şey değişmez. Bak, derdine derman olacaklarını umup peşlerine takıldıkların, dün seni ezenlerle bugün canciğer oluverdiler, yan yana gezip tozuyor, bir sofrada kadeh tokuşturuyor, aynı odada kadınların kucaklarında yatıyorlar. "Başka türlüsünü mü bekliyordun? Dünkü kurtların, bugün kuzu oluvereceklerini mi sanmıştın? Boş hülyalara kapılma, onlar "büyük lokmayı kim yutacak?" diye ikide bir kendi aralarında kapışsalar bile, eninde sonunda sana karşı birleşirler. Aman, dikkat et! Galiba, yine senin postunu paylaşıyorlar."
Merhumpaşa Sayı:3 25 Ekim 1947Kitabı okudu
Milletin Postunu Paylaşıyorlar..
Ey benim bahtı kara milletim! Sekiz yüz yıldan beri seni, ya sana yabancı olanlar, yahut da arandan çıktıkları halde sana yabancılaşmış bulunanlar sömürdü. Bahtını ellerine teslim ettiklerinin menfaatleri sana yabancı, zevkleri sana yabancı, sanatları sana yabancı, dilleri sana yabancıydı. Seni çoluğundan çocuğundan, çiftinden çubuğundan ayırıp cepheden cepheye sürerken, yürekleri elbette ki sızlamadı. Çünkü, onlar kendi şan ve şereflerini, kendi keselerinin dolmasını düşünüyorlardı. Sen sıcağın, kurağın, eşkıyanın elinde kırılırken, onlar saraylar, köşkler yaptırmak, buzlu rakılar içip çırçıplak karılarla sazlı sözlü ahenkler etmek sevdasında idiler. Bu hep böyle sürdü. Sana bazan “kulumuzsun”, bazan “efendimizsin” demelerine rağmen, hiçbir şey değişmedi, değişemez de. Sen kendi bahtını kendi eline almadıkça, sen sana yabancılaşmış olanların hâlâ senin adına konuşmalarına göz yumdukça, hiçbir şey değişmez. Bak, derdine derman olacaklarını umup peşlerine takıldıkların, dün seni ezenlerle bugün canciğer oluverdiler, yan yana gezip tozuyor, bir sofrada kadeh tokuşturuyor, aynı odada kadınların kucaklarında yatıyorlar. Başka türlüsünü mü bekliyordun? Dünkü kurtların, bugün kuzu oluvereceklerini mi sanmıştın? Boş hülyalara kapılma, onlar “büyük lokmayı kim yutacak?” diye ikide bir kendi aralarında kapışsalar bile, eninde sonunda sana karşı birleşirler. Aman, dikkat et! Galiba, yine senin postunu paylaşıyorlar. Sabahattin Ali ..
Sabahattin Ali “Milletin Postunu Paylaşıyorlar” adlı yazı Merhumpaşa, (3), 25 Ekim 1947 Ey benim bahtı kara milletim! Sekiz yüz yıldan beri seni, ya sana yabancı olanlar, yahut da arandan çıktıkları halde sana yabancılaşmış bulunanlar sömürdü. Bahtını ellerine teslim ettiklerinin menfaatleri sana yabancı, zevkleri sana yabancı, sanatları sana yabancı, dilleri sana yabancıydı. Seni çoluğundan çocuğundan, çiftinden çubuğundan ayırıp cepheden cepheye sürerken, yürekleri elbette ki sızlamadı. Çünkü, onlar kendi şan ve şereflerini, kendi keselerinin dolmasını düşünüyorlardı. Sen sıcağın, kurağın, eşkıyanın elinde kırılırken, onlar saraylar, köşkler yaptırmak, buzlu rakılar içip çırçıplak karılarla sazlı sözlü ahenkler etmek sevdasında idiler. Bu hep böyle sürdü. Sana bazan “kulumuzsun”, bazan “efendimizsin” demelerine rağmen, hiçbir şey değişmedi, değişemez de. Sen kendi bahtını kendi eline almadıkça, sen sana yabancılaşmış olanların hâlâ senin adına konuşmalarına göz yumdukça, hiçbir şey değişmez. Bak, derdine derman olacaklarını umup peşlerine takıldıkların, dün seni ezenlerle bugün canciğer oluverdiler, yan yana gezip tozuyor, bir sofrada kadeh tokuşturuyor, aynı odada kadınların kucaklarında yatıyorlar. Başka türlüsünü mü bekliyordun? Dünkü kurtların, bugün kuzu oluvereceklerini mi sanmıştın? Boş hülyalara kapılma, onlar “büyük lokmayı kim yutacak?” diye ikide bir kendi aralarında kapışsalar bile, eninde sonunda sana karşı birleşirler. Aman, dikkat et! Galiba, yine senin postunu paylaşıyorlar.
1062 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
55 günde okudu
#Anna Karenina Yüzyıldır Anna Karenina hakkında pek çok şey yazıldı. Rus olan ve olmayanlar yazdı, Tolstoy’u bilen ve bilmeyenler, Rusya’da yaşayan ve yaşamayanlar, içinde bulunanlar ve gelip geçenler yazdı. Anna Karenina’yı Batılılar ve Doğulular yazdı, tüm değişik adları ile, heyecanla, merak, ilgi ve sevgi ile, şaşırarak, bazen bozularak
Anna Karenina
Anna KareninaLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Yayınları · 201939bin okunma
Çocuk Kral TUTANKAMON
Çocuk Kral Tutankamon (Tutankhamun, Tutankhaton) Tutankhamun ya da Tutankamon, (Amun'un yaşayan resmi ve Amun şerefesi adına) Mısır'lı bir firavundur. M.Ö. 1333 - M.Ö. 1323 yılları arasında hüküm sürmüştür. Asıl adı, Tutankhaton'dur. Tektanrılı Aton dinini kuran, IV. Amenotep (Akhenaton)'in oğludur. Babası ölünce, başka bir anneden olan yarı kız