Balıkçı Sepeti
Hatırladığım en eski anım, evden kaçan ve sokaklarda kaybolan üç çocuk... Anasından babasından kaçan üç kardeş... Hep kavga ederdi annemle babam. O gün de anam camdan bağırıyordu, babanıza gidin diye. Babam da, ananıza gidin, diyordu. Biz arada kalmıştık. Ne olduysa artık, birden yokuştan aşağı koşmaya başladım. Kardeşlerim de yanımda. Kumkapı sokaklarında bir aşağı bir yukarı koştuk, koştuk, koştuk... Bu ne kadar sürdü bilmiyorum. Sonunda polis buldu bizi. Kumkapı'daki balıkçı barınağında... Bir balıkçı sepetinde... Üçümüz birbirimize sarılmış, uyumuşuz orada. Aç ve susuz tabii. Üç gün sonraymış, dediler. Meğer biz ortadan kaybolunca polisi haberdar etmişler. Ben yedi yaşındaydım. Hosrof beş, Yervant da iki... En eski anım budur işte...
Sayfa 40 - Doğan KitapKitabı okudu
Seçim yapmak tehlikeliydi: Seçim yapınca diğer bütün seçeneklerden vazgeçmek zorunda kalıyordu insan.
Sayfa 516Kitabı okudu
Reklam
Bütün medyanın değerlere yabancılaştığı, eğlenceden ve oyalanmadan başka bir şey sunmadığı --bunların da nihai olarak dayanılmaz bir gerçeklikten kaçışı kolaylaştırdığı- konusunda dikkate değer bir mutabakat vardır. Devrimci eğilimlerin çekingence baş gösterdiği her yerde, bu eğilimler bolluk, macera, tutkulu aşk, iktidar ve genel olarak sansasyonellik gibi arzu-düşlerinin sahte bir biçimde doyurulmasıyla yatıştırılır ve kısa zamanda durdurulur.
Sayfa 40 - Metis YayınlarıKitabı yarım bıraktı
Zeybeğimi, birkaç kızan vurdular; Çukurda üstüne taş doldurdular. Bir de, ya kalkarsa diye kurdular.. Zeybeğim, zeybeğim, ne oldu sana? ALLAH deyip, şöyle bir doğrulsana! Zeybeğim, kalkamaz, dirilemez mi? Odası mühürlü, girilemez mi? Şu ters akan sular çevrilemez mi? Ne güne dek böyle gider bu devran? Zeybeğim, bir sel ol, bir çığ ol,
Koltuk Meselesi
"Bir lider, ancak hapse göndermeyi başarırsanız, bir başkasına bırakır yerini."
Atatürk- İstanbul’da İngiliz Himayesini Düşünenler(19.03.1920)
İşte Mısır! Ne o servet, ne o refah Mısırlıları tutamadı. Harp içinde okkası üç kuruşa pirinç ve beş kuruşa şeker yiyen Mısırlı kardeşlerimizin milli izzetinefisleri yine kaynadı, köpürdü ve nihayet taştı. Öyle bir galeyan ki, dünyada Ingiliz olan her şeyden nefret ediyor, iğrenip öğürüyor ve kusuyor. Hani Mısır'ın İngiliz refahı?.. Milli gurur beş on mangıra değişilir mi? Bir milletin bağımsızlığı birkaç okka pirince, birkaç katar pamuğa verilir mi? Evet, değişilmediğini gördük. Mısırlı dindaşlarımız bunu her gün firtınalar gibi gürleyerek ve seller gibi kanlarını akıtarak gösteriyorlar. "Bağımsızlık veya ölüm!" diyorlar. Ve İngiltere'yi aciz içinde çare-siz bırakıyorlar.… İngiltere'nin Mısır'a refah ve servet getirdiğini kim iddia ediyor.
Sayfa 67 - Kaynak yayınKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.