"Zannetmiyorum ki, mezarda, seninle beraber yatacağımız mezarda bile sen benim, ebediyen benim oldun diye o ebedî huzur ve sükûneti duyayım! Aramıza soktuğun yabancı hayallerin ördüğü duvarlar o kadar kalın ki, başım ve kalbim oraya çarparak parçalansa onlar yine yıkılıp seni göstermeyecek! Acaba bu duvarın arkası bir hiç, bir boş mu ve daima boş mu idi?"