Karnına yumruk yemek böyle bir his olmalı. Rezil bir hayattan intikamını, kendini paramparça ederek almaya çabalayan bir insanı izledim. Her sayfada bir yumruk daha yedim karnıma.
Dört dörtlük çürüme hikâyesiydi. En ölümcül olanından...
Türlü türlü çürüyoruz. Ama bunun başladığı yer aile olunca yıkım tam bir felaket. Yüreğimi en yoran yerden
Allah Ehl-i İman şuurunda Hakiki Müslümanlardan Eylesin.
Kur'an'ın tarif ettiği Müslüman modeli:
Onlar - “Yetimin Hakkını Kesinlikle Yemezler.” (Nisa: 2)
Onlar - “Yolda Kalmışlara Yardım ederler.” (Bakara: 177)
Onlar - “İnsanların Kusurlarını Affederler.” (Ali İmran: 134)
Onlar - “Yalnızca Allah'a Dayanıp Güvenirler.” (Mücadele: 10)
Onlar - “Yeryüzünde Alçak Gönüllü Olarak Yürürler.”
İnceleme yazmayı düşünmüyordum aslında. Ama okurların bu kitapla tanışması gerekiyor. Kitabın hakikaten adı üstünde. Eteğindeki taşlarını dökmüş. Yaz Geçer adlı kitabından sonra bunu okumak da nasip oldu. Sanırım bir önceki kitabını beğenmeseydim bunu okumayacaktım.
Kalemi çok nitelikli olan bir yazarımızdır kendisi. Ben anlamıyorum şuanda
GÖVDE GÖSTERİSİ
Bu incelemeyi (?) daha çok kitabı okuyan ve yarım bırakan arkadaşlar için yazıyorum. Sürprizbozan içerebilir demek istiyorum ama hangi sürprizi bozabiliriz ki diye diyemiyorum. Yani okumamak size kalmış. Bu kitap gibi, daha az kişiyi hedef alarak kaleme alıyorum.
Eskiden birilerine zaman ayırıp, “bak sen böyle düşünüyorsun ama gerçeği böyle” diyordum. Göremediğini göstermeye çalışıyordum. O kadar boş bir çabaymış ki. İnsan gerçeği sadece işine göre algılama kapasitesine sahip. İnsanlara kendi yalanlarıyla mutluluklar.