─ Arka taraftakiler... Ey cemaat-i müslimîn! Haydee... Ve düğüncü bu seslenişinin ardından müziğin sesini açar, kadınlar erkekler hep birlikte oynamaya başlar. Herkes zevkle eğlenip oynarken düğüncü müziğin sesini kısıp her düğünde yaptığı gibi o meşhur kısa bilgilendirmesini yaptı. ─ Şimdi ezan okunacak, ardından da pasta merasimi yapılacak. Ancak ezan okunalı on beş dakika geçtiğini öğrenen düğüncü, yeniden mikrofonu açtı ve ─ Ezan çoktan okunmuş, günaha girdik diyerek inceden de sırıtıverdi. Ezan ne ki? Cemaat-i müslimîn de kim? Şişeler'i çalan, "Seviyorsan candan, boşan gel kocandan" dedirten ve söylenen sözlerden rahatsız olmayan Müslüman cemaat nerede kim bilir! "Sanane be adam, isteyen istediğini yapar. Özgür bir ülkede yaşıyoruz sonuçta. Hem düğün bu, neyinden rahatsız oldun?"ları duyar gibiyim. ─ Ee haklı, Müslüman kim? ─ Kimlik mi sordunuz? Polis misiniz? ─ Yoo, estağfirullâh. Kimliklerimiz karıştı galiba da kayıplara karışanlar da var. Siz kaybetmediyseniz eğlenmeye devam edebilirsiniz, sizlik bir durum yok.
Anı yaşamak yerine ölümsüzleştirmek değil mi yeni hastalığımız !
Sayfa 198
Reklam
Sen ne kader eğitimli olursan ol , gördüklerindir hayatın
Sayfa 60
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim ( Murathan Mungan )
Sayfa 46
Boşanmak hayatta ne istemediğini bilmektir ve bu seni ne istediğini bilmekle birlikte 2-0 öne geçirir
Sayfa 35
Yağmur yağar şıpır şıpır buz gibi Eriyorum ben de çürük tuz gibi Gocanınan geçincemen yoğ ise Boşan da gel gabulümsün kız gibi
Sayfa 49 - Burdur/AfyonKitabı okudu
Reklam
Bu hayatta aşk için yaşamalı insan! Aşk dediysem sadece karşı cinse duyulanı kastetmiyorum. Yemeği de aşkla yemeli, işini de aşkla yapmalı, arkadaşını da aşkla seçmeli insan. Çünkü aşk insanı iyileştiriyor. Karşı cinse de sadece aşk beslediğinde kendine dönüyor insan. Çünkü aşk hesap, kitap tutmayı sevmiyor. Kendimi bulmak için verdiği mücadeleden sonra bir şeyi anladım. Gerçek aşk diye birşey var. O nedenle herkese haykırmak istiyorum: "Lütfen mutsuz olduğunuzda gitmekten korkmayın! Çünkü korkarsanız ölürsünüz. Kimsenin, en çok da kendinizi sizin öldürmesine izin vermeyin. Mutsuzsanız kurtulun zincirlerinizden... Evliliğinizde, işinizde, arkadaşlığınızda mutsuzsanız boşanıp gelin! Çünkü zincirlerinizden kurtulduğumuzda kusursuzluğu keşfediyorsunuz.
Sayfa 224Kitabı okudu
Özgürlük, kendini aramak ve bulduğunla heyecanlanıp daha fazlasına yolculuk yapmakmış. Özgürlük hesap kitap yapmadan herkesi ve her şeyi koşulsuz severek başlamakmış hayata. Özgürlük sabah gülümseyerek uyanmakmış. Ama asıl özgürlük affetmekmiş. Kendini ve hayatın sana getirdiklerini. Ama özgürlük zorlu bir süreçmiş çünkü insan en zor kendisini affedermiş.
Sayfa 221Kitabı okudu
Özgürlük Anıtı'na bakıp yine derin düşüncelere daldım. Ama en çok özgürlük adı altındaki hapishanelerimi düşündüm. Sahi özgürlük ne demekti? Özgür zannetmek için plazalara kapatmıyor muyuz kendimizi? Üç kuruş fazla para kazanmak için ruhumuzu satmıyor muyuz? En yakın arkadaşlarımızdan güzel olmak için spor salonlarına ve estetik cerrahlara gitmiyor muyuz? Hep kimin önde olduğuyla ilgileniyoruz. Nasıl bir yarışın içinde olduğumuzu araştırmak bile aklımıza gelmiyor. Egoyla aşağılık kompleksini birbirine karıştırıyoruz. Güçlü olmak için hep güçlünün yanında durmaya çalışıyoruz. Prototip ilişkiler yaşıyoruz. Arkadaşlık, dostluk, aşk ne demek unuttuk, çünkü onları da çıkarımız şekillendirmiyor mu? Kariyer yapmak ve belli bir zümreye ait olmak için verdiğimiz savaşta en yakınlarımızın canını yakmıyor muyuz? Ailemizi ihmal etmiyor muyuz? Hayatta ne istediğimizi unutuyor ve bir trenin arkasında koşmuyor muyuz? Ama en çok kendimizi unutmuyor muyuz bu yarışta?
Sayfa 220Kitabı okudu
Bir insan içinde milyonlarca karakter taşır, ama farkındalığının ayarını açarsa, ömrü boyunca on tanesiyle tanışabilir. İnsan kendi içindeki diğer karakterleri de görmeli.
Sayfa 199Kitabı okudu
Reklam
Dene, ne kaybedersin? Hayatta başına gelen her kötü şey aslında daha iyi bir şey olması için geliyor. Senin kendini nasıl görmek istediğin yolunu belirliyor.
Sayfa 182Kitabı okudu
Ne zor değil mi, bu ülkede kadınlar çocuk yaptıkları için mutsuz evliliklerine devam ediyorlar. Buna cesaret ettiğin için seni ayıplıyormuş gibi yapıyorlar ama aslında yerinde olmak için can atıyorlar. Keşke biraz daha cesaretim olsa diye bakıyorlar sana.
Erkekler neden böyle? Senin onu sevdiğini anlayınca canını çıkarana kadar acıtıyor seni. Vazgeçtiğindeyse peşini bırakmıyor. Sanki onun oyuncağısın. Önce seni yere atıp kırıyor, sonra neden kırıldı diye ağlamaya başlıyor.
34 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.