Yaklaşık yüz bin insanın öldüğü, iki milyon kadar insanın yıllardır yaşadıkları topraklarından, vatanlarından göç etmek zorunda kaldığı bir savaş. Nasıl olmuştu bu soykırım? Hangi insan evlatlarının bu kadar gözü dönüp bu kadar cana kıyabilmişti?
Sırp Cumhurbaşkanı Slobodon Milošević'in Sırpları kışkırtması sonucu önce Hırvatistan sonra Bosna'da
Öncelikle bu kitabı herkes okumalı. Gerçek yaşanmış bir olay.
Okuyun , okutun.
Kitap 1992 - 1995 arası Bosna’ da yaşayan SOYKIRIMI anlatıyor. Ahh suada ağlamaktan mahvettin beni. Kitaba ilk başlarken Saraybosna’da konservatuvar okuyan ve harika piyano çalan Suada ile Tarık hikayesini dinliyorsunuz. Suada teyzesiyle beraber yaşar.
Tam tamına bir aşk romanı diyorsunuz ama sonra tabiri caizse yer yerinden oynuyor. Aşk ve savaşın iç içe olduğu bir kitap.
Kitapta yazar, Bosnalı Müslüman Suada’nın ağzından anlatıyor her şeyi. Konuya gelecek olursak Suada’ya okul yıllarında iki delikanlı aşık olur biri müslüman Bosnalı Tarık diğeri Hristiyan sırp vukadin.
Ama Suada tarıkı seviyordur Vukadin’e “ kalbimde iki kişiye yer yok” der. Bunun hırslıyla Vukadin okulu bırakır ve orduya devam eder. Daha sonrasında savaş ortaya çıkar. O sırada Suada bayram tatili için ailesinin yanındadır . Savaş patlak verir ve suada dönemez. Ve en sonunda savaş ilerler ve Suadanın ailesinin evine baskın yapılır. Sevdikleri ölür. Tecavüzler, zulümler , insanlık dışı her şeyi yaşarlar. Suada, babası ve iki kız kardeşi esir alınır. Görmedikleri işkence kalmaz. Ve sonrasında Suada esir kampında Vukadinle karşılaşır ve eziyetin en büyüğünü yaşar. Geriye pırıl pırıl Suada’dan geriye ölü gibi yaşayan Suada kalır. Öyle içim parçalandı ki, ağlamaktan helak oldum okurken.
Yazarımız Sinan Akyüz bu hikayeyi Suada’ dan dinlemiş ve sonra ortaya bu kitap çıkmış.
Ah Bosna! Sen bu kadar acıya ve zulme nasıl göğüs gerdin. Hayatımda okuduğum en güzel kitap , şiddetle öneririm...
“Meclisteki bireyler açıkça kitapları yakmanın işe yaramadığını, yazarların yakılması gerektiğini söyledi.”
Jean-Jacques Rousseau
*
Yazının icadından; Kil tabletlere, Kil tabletlerden; Rulo Papiruslara, Kodekslere, İpek Yazmalara, Kitaplara… Dünden, bugüne ve yarına... Ateşin çemberinden, kitabın tarihine bir
İçinde Hiç Boşnak Olmayan Boşnak Soykırımı Romanı!
Bu değerlendirme ile ilgili ilk cümlemin ne olması gerektiği konusunda bir türlü karar vermedim. Nihayetinde ilk cümlem, karar vermemek oldu. Evet, açıkçası kitabı beğenip beğenmemek konusunda da kararsızım. Kitap bir polisiye, aksiyon, yüksek tempo, macera ve sair adına kendini okutabilen, başarılı bir kitap ancak bence edebiyat yok, tarih zayıf,