Küçük Kibritçi Kız olmaktan kaçınmak için yerine getirmeniz gereken büyük bir eylem vardır. Sanatınızı, yani, hayatınızı desteklemeyen biri için zaman harcamanıza değmez.
Bütün dünyanın ölü bir yaprak yığını gibi uyuduğu bu dev kasırgada, krallıklar terzi kızların elbiseleri kadar değerlidir ve çocukların sarı örgüleri imparatorlukların asalarıyla aynı fani anaforda döner.
Ne kadar yukarı tırmanırsak tırmanalım, ne kadar aşağıya inersek inelim, asla duygularımızın dışına çıkamayız. Asla kendimizden yelken açamayız. Asla başkasına varamayız…
Buda ansızın her şeyin boş olduğunu anlayıp “şimdi her şeyi biliyorum,” diyerek esrikliğinden sıyrılmıştı, Septimus Severus ise “ Her şey idim; hiç bir şeye değmezmiş.” demiştir.
Çok zor şartlarla hemhal olan insanların yine en zor kararları vermek zorunda kalması çok acı… Kitapta hissedeceğiniz ana duygu bu! Bir çocuğun çocuk olamadan yetişkin olması, bilinçsizce yaşayan yetişkinlerin hatası, doğa kanunlarına aykırı hisseden insan silsilesi. Bütün olumsuzluklara rağmen birbirine yardım eden bir grup (kötü şartların bir araya getirdiği ) insan. Kitabın size öğreteceği en güzel şey dini, cinsiyeti, ırkı ne olursa olsun bütün insanların birleşip birbirlerine yardım edebileceği. Tam bu hisse kapıldığınızda dini göndermeler, milletlere yapılan göndermeler ister istemez kitabın yazılma mantığını kendi içinde çürütüyor. Sevmek ve sevmemek arasında kalıyorsunuz.