Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
vaktinizi ayırıp okumanızı tavsiye ederim :)
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördügü çay ocagında, bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk, ''amca boyayayım mı ? dedi... Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için ''Tamam gel boya'' dedi. Bu arada ''iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm'' deyince, o çocuk: "Ben hep aynı boyarım" dedi..! Kaymakam, "nasıl yani?" deyince; - Öğretmenimiz: ''çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama herkese AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın" diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacam, sana ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz..! Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini alımıştı.. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi. Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi ... Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçe de görev yaptığı sürece ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu "BİZDE HERKESE AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı... Bazen uygulamakta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı..!
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan."- Bölüm 1
"Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 2 #30246283 "Ya kendini yeniler ya da hayata yenilir insan." - Bölüm 3 #30339619 Dünya'nın bütün kötülükleri üzerine saçılmış gibiydi. Cızırdayan yatağından kalkıp, kirli, paslı, demirden musluk üzerindeki aynaya
Reklam
Önce adam olmak
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. ilçeyi kendi başına gezdikten sonra ara sokakta gördüğü çay ocağında bir bardak çay içmek için oturdu. O anda 12-1 3 yaşlarında bir çocuk, "Amca boyayayım mı ?" dedi. Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için "Tamam gel, boya'.' dedi. Bu arada "iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm." diye ekledi. Boyacı çocuk: "Ben hep aynı boyarım" cevabını verdi. Kaymakam, "Nasıl yani" diye şaşkınlıkla sordu. Çocuk "Öğretmenimiz, ne iş yaparsanız yapın ama herkese aynı yapın, ayırım yapmayın, diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacağım, sana ayırım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz!" cevabını verdi. Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştı. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken bir de kartını verdi. Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi. Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek ilçede görev yaptığı süre boyunca ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu "BİZDE HERKESE AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan îsimliğinin arkasına yazılırdı. Bazen uygulamakta zorlansa da asla dürüstlükten taviz vermemeye çalıştı. HAYIRLI CUMALAR
544 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Kitabın adı:Boyacı Fatma Yazarın adı:Leyla Nennioğlu Sayfa sayısı:544 Bir insanın yüzü güzel olacağına kaderi güzel olsun. Bu kitabı okurken böyle düşündüm. "Yaz kızım yaz. Dünyada bir kadının başına gelebilecek ne kadar kötülük,iftira,dayak,sözlü taciz ve işkence varsa benim başıma geldi. Yaz ki, tüm kadınlar beni örnek alsın, mücadele
Boyacı Fatma
Boyacı FatmaLeyla Nennioğlu · Birliktekitaplar Yayınevi · 09 okunma
BİZDE HERKESE AYNI OLUR..!!!
Genç kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördüğü çay ocağında, bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk "amca boyayayım mı?" dedi.. Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için " tamam gel boya" dedi. Bu arada " iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm" deyince, o çocuk: "Ben hep aynı boyarım" dedi..! Kaymakam, "nasıl yani?" deyince; - Öğretmenimiz: "çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama herkese AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın " diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacam, sana ayrım yaparsam o ilaç annemin hastalığına şifa olmaz..! Genç kaymakam hayatının en iyi dersini almıştı.. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi. Babası olmayan hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi.. Çocuğa o dürüstlüğe aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçe de görev yaptığı sürece ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu " BIZDE HERKESE AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı.. Bazen uygulamakta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı..!
183 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Yine çok güzel bir eser. Reşat Nuri Güntekin'in okuduğum bütün eserlerine bayıldım ama Çalıkuşu ve Harabelerin Çiçeği kitaplarının yeri bende ayrı olacak. Bu kitabı yazar Galatasaray'da 12 yaşlarında yüzü yanmış boyacı bir çocuğa, ayakkabılarını boyattıktan sonra yazmaya karar vermiş.
Harabelerin Çiçeği
Harabelerin ÇiçeğiReşat Nuri Güntekin · İnkilâp Kitabevi · 2017814 okunma
Reklam
aynı mahalleden değiliz.
Aynı mahalleden değiliz. Normal olan günlerden birgün, anormal olanın dışına çıkmıyoruz niye çıkalım ki! soğuk bir Ankara günü işte; soğukta üşümüş boyacı çocuktan, kağıt toplayıcıdan banane onlarla aynı mahalleden değiliz. Önce kokoş arkadaşlara uğradık ee adı üstünde kokoş ne konuşuruz tabikide marka parfümlerden, ayakkabıdan, çantadan ha bu
Statünün kastı olmadan olur mu?
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördügü çay ocagında, bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk, ''amca boyayayım mı ? dedi...  Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için ''Tamam gel boya'' dedi.  Bu arada ''iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm'' deyince, o çocuk:  "Ben hep aynı boyarım" dedi..! Kaymakam, "nasıl yani?" deyince;  - Öğretmenimiz: ''çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama  herkese AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın" diye tembih etti.  Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacam, sana ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz..! Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini alımıştı.. Ağlamamak için kendini zor tuttu.  Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi.  Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi ... Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçe de görev yaptığı sürece ilgi gösterdi.  Boyacı çocuktan duyduğu "BİZDE HERKESE AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı...  Bazen uygulamakta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı..!
Genç kaymakam,yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra ara sokakta gördüğü çay ocağında,bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12,13 yaşlarında bir çocuk,"Amca boyayayım' mı dedi?... Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen , çocuğu kırmamak için "Tamam gel boya dedi"... Bu arada "İyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm."deyince;O çocuk Ben hep aynı boyarım dedi...! Kaymakam nasıl yani ? Deyince _Ögretmenimiz:"çocuklar ne iş yaparsanız yapın ama herkese "Aynı yapın"Ayrım yapmayın diye tembih etti.Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacam.Sana ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifa olmaz....! Genç kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştı... Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken bir de kartını verdi. Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi. Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek,ilçe de görev yaptığı sürece ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu "BİZDE HERKES AYNI OLUR"cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı. Bazen uygulamak ta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı...! ..... alıntı....
Alıntı
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördügü çay ocagında, bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk, ''amca boyayayım mı ? dedi... Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için ''Tamam gel boya'' dedi. Bu arada ''iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm'' deyince, o çocuk: "Ben hep aynı boyarım" dedi..! Kaymakam, "nasıl yani?" deyince; - Öğretmenimiz: ''çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama herkese AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın" diye tembih etti. Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacam, sana ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz..! Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini alımıştı.. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi. Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi ... Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçede görev yaptığı sürece ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu "BİZ DE HERKESE AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı... Bazen uygulamakta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı.. #Dürüstlük
Reklam
İçimde adı konmamış bir sevginin enerjisi vardı.
"O kadın bu boyacı çocuğa neden bu kadar ilgi duyuyordu? O çocuğun, kendi yaşamında dokunduğu bazı şeyler olmalıydı. Ama, ne? Bilebilsem, kendine özgü bir Anadolu öyküsü oluşurdu. Her bir insanın öyküsünü bilebilmeyi isterdim. Her bir insanı kendi öyküsü içinde tanıyıp, onlarla yaşamımın ilişki içinde olmasını isterdim. Onları yargılamadan kabul edecek olgunluğa eriştiğimi düşündüm. İçimde adı konmamış bir sevginin enerjisi vardı."
Sayfa 32 - Remzi KitabeviKitabı okudu
Mahir
"80 ihtilali öncesi... Hacıhüsrev. Çocuğum o zamanlar. Abiler vardı, hava karardıktan sonra cami duvarına yazı yazıyorlardı, ellerinde koca koca Marshall boya kutuları olurdu. Geceleri onları beklerdim, gizli gizli seyrederdim. Bi gece gördüler beni, ne arıyorsun lan burda deyip, çıkıştılar. Ben de onlara, boyanız bittiyse boya kutularınızı istiyorum dedim. Niye diye sordular. Darbuka yapacağım abilerim dedim. Gülüp gittiler. Ertesi sabah, camiye benim için darbuka bırakmışlar. Bakırdan, kocaman, güzel bir darbuka ... Sonraları sordum o boyacı ahilere, kim bıraktı diye ... Mahir Çayan'ın emriyle aldıklarını söylediler. O söylemiş arkadaşlarına, çocuğa darbuka alınsın diye ... Allah rahmet eylesin, ilk darbukamı Mahir Çayan almıştı yani ... İlk gerçek darbukam oydu." Kim bunları anlatan? Balık Ayhan.
Sayfa 39 - Kırmızı Kedi Yayınevi, 2016Kitabı okudu
Genç Kaymakam, yeni atandığı ilçeye bakmaya gitti. İlçeyi kendi başına gezdikten sonra, ara sokakta gördüğü çay ocağında, bir bardak çay içeyim diye oturdu. O anda 12-13 yaşlarında bir çocuk, ''amca boyayayım mı ? dedi... Ayakkabısı boyalı olmasına rağmen, çocuğu kırmamak için ''Tamam gel boya'' dedi. Bu arada ''iyi boyarsan sana istediğin paranın iki katını veririm'' deyince, o çocuk: "Ben hep aynı boyarım" dedi..! Kaymakam, "nasıl yani?" deyince; - Öğretmenimiz: ''çocuklar, ne iş yaparsanız yapın ama herkese AYNI YAPIN. Ayrım yapmayın" diye tembih etti.  Ben de bu parayla hasta anneme ilaç alacam, sana ayrım yaparsam o ilacın annemin hastalığına şifası olmaz..! Genç Kaymakam, hayatının en iyi dersini almıştı.. Ağlamamak için kendini zor tuttu. Boyacı çocuğa cebindeki en büyük parayı verirken, bir de kartını verdi. Babası olmayan ve hem okuyan hem de hasta annesine bakmaya çalışan çocuğa ilgilenme sözü verdi ... Çocuğa o dürüstlüğü aşılayan öğretmenini de ziyaret ederek, ilçe de görev yaptığı sürece ilgi gösterdi. Boyacı çocuktan duyduğu "BİZDE HERKESE AYNI OLUR" cümlesini meslek hayatında unutmamak ve hep uygulamak için makamında masasında bulunan isimliğinin arkasına yazdırdı... Bazen uygulamakta zorlansa da asla taviz vermemeye çalıştı..!
Şimdi ve burada bulunan her insanın oldukça karmaşık ama mutlaka kendine özgü bir anlam düzeni olduğunu düşündüm. O kadın bu boyacı çocuğa neden bu kadar ilgi duyuyordu? O çocuğun, kendi yaşamında dokunduğu bazı şeyler olmalıydı. Ama, ne? Bilebilsem, kendine özgü bir Anadolu öyküsü oluşurdu. Her bir insanın öyküsünü bilebilmeyi isterdim. Her bir insanı kendi öyküsü içinde tanıyıp, onlarla yaşamımın ilişki içinde olmasını isterdim. Onları yargılamadan kabul edecek olgunluğa eriştiğimi düşündüm. İçimde adı konmamış bir sevginin enerjisi vardı.
Kıssadan hisse değil de ne!?
Neyzen Tevfik bir gün yolda dolaşırken, önüne küçük bir çocuk çıkar. Çocuk gariban bir ayakkabı boyacısıdır. Neyzen'in ayakkabılarını boyamak ister. Fakat boyanacak ayakkabı yoktur ki Neyzen'in ayağında. Yırtık, pırtık, parmakların dışarıya taştığı bir ayakkabı. Neyzen, bunun farkında olduğundan çocuğa bakmadan yoluna devam eder. Ama çocuk
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.