Tanıştık. Ama ne tanışma?
Ben böyle bir hayal gücü ve anlatım tarzına sahip, rüyalar aleminde süzülüyormuş gibi ama aynı zamanda o anı resmen yaşıyormuş gibi hissettiren başka bir yazarla tanışmadım desem yeridir. Şahsına münhasır ve günümüz yazarlarından bu derece özgün olmasıyla fark yaratan nam-ı diğer Uzun İhsan ile tanışmaktan oldukça memnun kaldım.
Öncelikle kitap zor, kolay değil. Kendinizi hazırlamanız gerekiyor, başka bir dünyaya açılan kapıdan geçeceksiniz. O dünyaya fikren hazır olmanız ve yazara kendinizi bırakmanızla birlikte kitap öyle bir akıp gidecek ki, siz de kendinizi o akışta bulacaksınız.
İsmi bana çok farklı şeyler çağrıştırsa da kitabı elime alıp karıştırdığımda, Osmanlı dönemini anlattığını fark ederek çok şaşırmıştım. Ama bu bir tarih kitabı değil, sizi yanıltmasın. Kitabın konusundan kısaca bahsetmek kitaba haksızlık olacak gibi hissettiğimden, bu konuya değinmek istemiyorum. Ancak dönem olarak 1681 yılının Konstantiniye’si anlatıldığı için eski sözcükler sıklıkla kullanılıyor, o nedenle önünüzde bir sözlük bulunması (kitapta geçen kelimelerin açıklamaları internette de bulunuyor) okuma zevkinizi arttıracaktır. Bence bu kitap herkes için değil, zamanı gelen okuyucular için..
İhsan Oktay Anar’a beni mutlu bir okur yaptığı için teşekkür ediyorum.