Ne vakit üzerimde kara bulutlar dolaşsa Sait Faik okurum. Yaşama karşı o karamsar, kırgın, kızgın ve öfkeli hissiyatımı hemen dağıtıverir. Sait Faik gibi tutunmayı, sevmeyi ve âşık olmayı arzularım. Hayatı, onun gördüğü gibi görmeyi isterim. Ermeni esmer güzelini, yaşlı anasını, kahveci çocuğu, topal martıyı ve sadık köpeği… Tıpkı onun gibi
Olmadı, kısmet değilmiş albayım, mutfak temizliğiyle olmuyormuş. Uyanınca boynuma sarılmıştı uykulu kollarıyla. Ben de bütün iş bundan ibaret diye sevinmiştim, esas meselelere boş vermiştim, tabakların suları bile akmadan onları kurulamıştım, beni azarlamıştı, beni bu kadar seven ve ikide bir kollarını boynuma saran kadın neden böyle önemsiz bir mesele için beni azarlamıştı? İyi niyetlerle iyi eserler verilemeyeceğini neden hatırlatmıştı? Neden neden neden albayım?
"Ebeveynler ve eğitimciler kendi düşünce ve davranışlarıyla çocuğun özgür olmasına ve sevgi ile iyilik icinde çiçek açmalarına yardımcı olabilirler."
13 yaşındayken "dünya öğretmeni" olarak seçilen Jiddu Krishnamurti'nin eğitim ve yaşam üzerine düşünceleri...
Dünyanın her yerinde insanın benzer özelliklere sahip olduğunu
İnceleme
Günümüzde oldukça popüler bir eser olan George Orwell’ın 1984 romanını nihayet okuyup bitirdim. Bu kitabı anlatamaya cümleler yetersiz kalıyor değinecek o kadar çok konu varki ...
Kelimenin tam anlamıyla her şeyin hatta düşüncelerinizin bile denetlendiği bir devlet düşünün. Büyük Birader ve onun partisi var. Partiye deli gibi tapan
Nikolay Vasilyeviç Gogol'ün "Ölü Canlar" isimli bu kitabı, edebiyat otoritelerince onun en önemli eseri olarak kabul edilmektedir. Gogol bu eseri üzerinde on yıldan fazla süre çalışmıştır; fakat geçirmiş olduğu psikolojik bir kriz (manik depresif psikoz) neticesinde eseri tamamlayamamıştır. 1852 yılının 11-12 Şubat tarihlerinde Gogol