Yurdumda sürüp giden bozuk düzenin kökten değişmesi gerektiğine inanıyorum. Bu bozuk düzende çıkarı olanlarla bir de kandırılmışlar, "Böyle gelmiş böyle gider” demektedirler. Hayır, böyle gitmeyecek, böyle gidemez, böyle götürmeyeceğiz.
Umutsuz muyum? Hayır... Böyle gelmiş, böyle gider mi? Hayır, böyle gitmez, böyle gidemez! Halkıma, Türk insanına, yurduma, geleceğe sonsuz güvenim var.
Umutsuz muyum? Hayır ... Böyle gelmiş, böyle gider mi? Hayır, böyle gitmez, böyle gidemez! Halkıma, Türk insanına, yurduma, geleceğe sonsuz güvenim var. İsterseniz benim bu güvenime avuntu deyiniz. Olsun, benim güvenim var yine de ...
Benim yaşıtlarımla anababaları arasında yüzyıl, iki yüzyıl vardır. Sanırım babamla benim aramda enaz üç yüzyıllık bir zaman boşluğu vardı. Biz bir kopuşun çocuklarıyız. Anılarımda işte bunları anlatmak istedim: Biz nerden gelmiştik? Anılarımı anlatmaktan ikinci amacım da şu: Böyle gelmiş, böyle gidecek değil,
böyle gelmiş ama böyle gitmeyecek, gidemez.
Aziz Nesin (1916-1995 )
Ben De Çocuktum (1979 – Ocak 2005 tarihleri arasında 18 baskı )
Dostoyevski, ancak kendimizi berbat hissettiğimizde, acı çekebilme sınırımızın sonuna varmışsak ve yaşamı bütünüyle alev alev yanan bir yara diye algılıyorsak, eğer artık yalnızca çaresizliği soluyorsak ve umutsuzluğun bin bir ölümünü yaşamışsak, işte ancak