Kimseye zarar verme. Kimseyi kendinden çok sevme. Kimseyi öldürme, kelimelerinle olsa bile.
Sayfa 316Kitabı okudu
Üç derin çizgim vardı bu hayatta. Kimseye zarar verme. Kimseyi kendinden çok sevme. Kimseyi öldürme, kelimelerinle olsa bile.
Sayfa 316 - Lina KaraKitabı okudu
Reklam
Ama Böyle Olmadı
Zırhını çıkarmadan,hiç konuşmadan,hiçbir şey duymadan,kimseye sarılmadan,kimseyi öpmeden... bir çocuğun saçlarını sevemeden,bir gün elleri ceplerinde yürüyemeden sokaklarda,kendini sevme saadetinin kıyısından köşesinden bile geçmeden,bir an hafifleyemeden dikildi kapıda...
2. Bölüm, Sevgi Kuramı 3. Sevginin Nesneleri - Kendini Sevme
Kişinin kendine karşı duyduğu sevgiyle başkalarına karşı duyduğu sevginin kural olarak birbirine bağlı olduğunu kabul edelim, başkalarına karşı içten ilgiyi yadsıyan bencilliği nasıl açıklayacağız? Bencil kişi sadece kendisiyle ilgilidir. Herkesin kendine göre olmasını ister, vermekten hiç tat almaz, almayı sever. Dış dünyaya sadece ondan ne
Sayfa 80
_Prens Said Halim Paşa, Mısır eski valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın torunu ve 1913-1916 arası Osmanlı Sadrazamı olarak hükümetin başıdır. İttihat Terakki üyesi, Meşrutiyetçi ve muhafazakar islamcılığın en öndeki temsilcilerindendir. Meseleleri İslamcılık açısından ele almıştır. Devletin kurtuluşu için batı kanunlarını değil, şeriatın
"Sen ne kadar iyi bir insan olursan ol, diğer insanların seni sevme zorunluluğu yok. Aynı durum diğerleri için de geçerli. Kimseyi sevmek zorunda değilsin. Böyle düşününce insan daha iyi hissediyor."
Sayfa 87 - Sahi KitapKitabı okudu
Reklam
Sevgi aynı zamanda özgürlük de gerektirir; sevgi özgürce verilmediğinde gerçek anlamda sevgi değildir. Bir kimseyi, başka birini sevme özgürlüğünüz olmadığı yahut söz konusu kişiyle doğuştan gelen tesadüfi bir kan bağınız olduğu için sevmek sevgi sayılamaz. Bunun da ötesinde, kişi birini söz konusu insan olmadan yapamayacağı için “seviyorsa” o sevgi isteyerek verilmiyordur; çünkü kişi böyle bir durumda sevmemeyi seçemez.
Sayfa 230Kitabı okudu
Böyle iyiyiz ya siz?
- Aşık olmaya ne dersin? - Oyalanmak için çok iyi olur! Ama sakın kimseyi ciddiye alıp sevme.
çamurlu pencere kendi kendini yıkıyor. çiçekler kendi kendine çürüyor demir balkonda. içerden yetişemiyorum dışarı. yukarıdaki külüyle sardunyaları yakıyor yaz kış. yetişemiyorum hiç yukarı... yukarıdaki hep hızlı. sardunyaları yakıyor yaz kış. yetişemiyorum, alnımı tokatlıyorum hızlı hızlı… uzay boşluğundan daha geniş alnım benim. yıldız çaktığı falan da yok. kayan sadece göğüs kafesinde dikişsiz bir nefes. yersiz, otuz küsur nefes. peki ayaktaki fotoğrafların boyu mu kısalıyor, sesi mi az duyuluyor mesafe yaklaşırken? alıştığın sesleri kısalırken meşgule alma. kısa kesme. bir kez olsun, çok özledim de. yanaklarım yere sarkarken, kısalan bir omuza nerden sarılacağım? onu da desene. bir bok bilmiyorsun! hep akıl veriyorsun hızlı hızlı. bence aya hiç çıkılmadı. ışık hızında hiçbir ses ulaşmadı yukarı. bir balkon, bir de alnım var. kara deliklerse demir balkondan sarkıyor. balkona çıkmadıkça, aya hep küllerin düşüyor. bu sabah sırf bu yüzden inat ettim uyumadım. yoldan çaldığım sardunyayı yoğurt kabına bıraktım. çamurlu pencereden uzanıp ona yer açtım. aşağı doğru uzattı hemen yüzünü. can suyu verdim, suyun yarısı aşağı aktı hemen. sonra balkona sırtımı döndüm. yine. yine duvarı seyrediyorum. kısalan bir omuza nerden sarılacağımı hala bilmiyorum. ama bundan fazlasını ay seninken biliyorum. biliyor musun? hiç yetişemiyorum yukarı... hiç rüya. kabul. bir tek alnımı tokatlıyorum hızlı hızlı. bir tek fotoğrafsız duvarı seyrediyorum. bir tek annemi seyrediyorum. ben onu çok seviyorum! sen de bir tek külünü tut şimdi. sonra siktir git. böyle sevme kimseyi..
Kendimize başkalarından görmeyi hayal ettiğimiz sevgiyi göstermek, kendimizi nasıl seveceğimiz konusunda en iyi rehberlerden biridir. Bir dönem kırk yaşını aşmış bedenim hakkında kendimi kötü hissettiğimi hatırlıyorum. Kendimi fazla kilolu, fazla şöyle, fazla böyle buluyordum. Bir yandan da bana beni olduğum gibi sevme hediyesini bahşedecek bir sevgilinin hayalini kuruyordum. Benim kendime vermekten imtina ettiğim kabul ve olumlamayı bana teklif edecek birinin hayalini kurmam ne kadar saçma, değil mi? "Kendini sevmeyi bilmiyorsan hiçbir zaman kimseyi sevemezsin." önermesinin ne anlam ifade ettiğini kavradığım an o an oldu. Ve kendime şunu dedim: "Kendine göstermediğin sevgiyi bir başkasından görmeyi bekleme!"
Sayfa 79
Reklam
"Sevme becerisi özfarkındalığı gerektirir, çünkü sevmek diğer insanla empati kurabilmek, onu takdir edip potansiyelini olumlamak demektir. Sevgi aynı zamanda özgürlük de gerektirir; sevgi özgürce verilmediğinde gerçek anlamda sevgi değildir. Bir kimseyi, başka birini sevme özgürlüğünüz olmadığı yahut sözkonusu kişiyle doğuştan gelen tesadüfi bir kan bağınız olduğu için sevmek sevgi sayılamaz. Bunun da ötesinde, kişi birini sözkonusu insan olmadan yapamayacağı için 'seviyorsa' o sevgi isteyerek verilmiyordur; çünkü kişi böyle bir durumda sevmemeyi seçemez."
Yani diyorki adamcağız kendini sevmeyen kimseyi sevemez. Nokta...
İlkesel olarak, benim kendim, tıpkı bir başka kişi kadar benim sevgimin nesnesi olabilir. Kendi yaşamımın, mutluluğumun, gelişmemin ve özgürlüğümün olumlanması, böyle bir olumlama yeteneğimin varlığından ve temelde buna hazır oluşumdan kaynaklanır. Bireyde bu hazır olma durumu varsa, kendisine karşı da vardır; eğer yalnızca başkalarını "sevebiliyorsa" sevme edimini hiç gerçekleştiremiyor demektir.
Sayfa 130Kitabı okudu
Sevme becerisi öz farkındalığı gerektirir
Sevme becerisi özfarkındalığı gerektirir, çünkü sevmek diğer insanla empati kurabilmek, onu takdir edip potansiyelini olumlamak demektir. Sevgi aynı zamanda özgürlük de gerektirir; sevgi özgürce verilmediğinde gerçek anlamda sevgi değildir. Bir kimseyi, başka birini sevme özgürlüğünüz olmadığı yahut sözkonusu kişiyle doğuştan gelen tesadüfi bir kan bağınız olduğu için sevmek sevgi sayılamaz. Bunun da ötesinde, kişi birini sözkonusu insan olmadan yapamayacağı için "seviyorsa" o sevgi isteyerek verilmiyordur; çünkü kişi böyle bir durumda sevmemeyi seçemez. Bu tür özgür olmayan bir "sevgi"nin ayırıcı özelliği ayrım yapmamasıdır: "sevilen" kişinin özelliklerini yahut varlığını bir başkasınınkinden ayırmaz. Böyle bir ilişkide sizi sevdiğini iddia eden kişi tarafından gerçek anlamda "görülmezsiniz"; hatta başka biri dahi olabilirsiniz. Böyle ilişkilerde ne seven ne de sevilen kişi birey gibi davranır; seven kişi özgür değildir, sevilen kişiyse yalnızca sımsıkı tutunulacak bir nesne olarak önem taşır.
Sayfa 230 - OkuyanusKitabı okudu
Sevme becerisi özfarkındalığı gerektirir, çünkü sevmek diğer insanla empati kurabilmek, onu takdir edip potansiyelini olumlamak demektir. Sevgi aynı zamanda özgürlük de gerektirir; sevgi özgürce verilmediğinde gerçek anlamda sevgi değildir. Bir kimseyi, başka birini sevme özgürlüğünüz olmadığı yahut sözkonusu kişiyle doğuştan gelen tesadüfi bir kan bağınız olduğu için sevmek sevgi sayılamaz. Bunun da ötesinde, kişi birini sözkonusu insan olmadan yapamayacağı için "seviyorsa" o sevgi isteyerek verilmiyordur; çünkü kişi böyle bir durumda sevmemeyi seçemez.
Sayfa 230Kitabı okudu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.