"Ben aşka sahiptim. Öyle bir aşk ki hem de... Benim acımı sadece kaybedenler anlar. Çaresizler anlar. Ben çok iyi bilirim bir hayatın değerini. Çünkü yaşayamadığım bir hayata sahip olunca öğrendim bir yaşamın ne kadar değerli olduğunu. Yaşayamayınca ve yaşatamayınca öğrendim. Bütün hayaller kursağımıza dizilirken öğrendim. Ellerin boş kalmışlığı acıtır kalbi. Yüreğinin gün be gün alışmaya zorlanması mahveder benliği. Unutmak istemezsin ama buna mecbursun. Hayatın devam etmesi diye bir tabir var. Çünkü her gün ölümü hak etmiş oluyorsun. Bu yüzden yaşamalı ve her gün ölmelisin. Çünkü hayat sana bunu layık görüyor. Öl diyor. Ama bir gün değil her gün... Yan istiyor. Öyle böyle değil ateşlerin en kızgınıyla yan istiyor. Sevme istiyor. Bir daha onun gibi kimseyi sevme ki, hayata karşı hep yenik ol istiyor..."
"Yabancı, bir kez yakından tanınan biri oldu mu artık arada yıkılacak başka engel kalmaz; böyle bir yakınlaşma daha olamaz ondan sonra. İnsan sevdiği kimseyi de kendisi kadar iyi tanır."
Reklam
Sen de bir tek külünü tut şimdi. Sonra siktir git. Böyle sevme kimseyi...
Böyle Sevme Kimseyi
Bence aya hiç çıkılmadı. Işık hızında hiç bir ses ulaşamadı yukarı. Bir balkon, bir de alnım var. Kara deliklerse demir balkondan sarkıyor. Balkona çıkmadıkça, aya hep küllerin düşüyor.
Cinsel Sevgi
İnsan sevdiği kimseyi de kendisi kadar iyi tanır.Şöyle demek belki daha doğru olacaktır; onu da kendisi kadar az tanır.Karşısında ki insanın yaşantıları daha zenginse, kişiliği sınırsız görünüyorsa, o insan hiçbir zaman çok iyi tanınmış olmayacaktır - o zaman engelleri yıkma mucizesi her gün yenilenebilir.Ama insanların çoğu kendi kişilikleri gibi başkalarının kişiliklerini de çabucak tanır, tüketiverirler. Böyle insanlar için yakınlık yalnız cinsel birleşmeyle sağlanabilir.Karşıda ki insanın ayrılığını yalnız fiziksel bir ayrılık olarak gördüklerinden onlar için fiziksel birleşme bu ayrılığın ortadan kaldırılması anlamına gelir.
Reklam
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.