“Büyük sevgi” diye yaşanan (daha çok da filmlerde, romanlarda böyle sunulan) yalancı bir sevgi türü de putlaştırıcı sevgi’dir. Kişi kendi güçlerinin yaratıcı bir biçimde dışarı aktarılmasından doğan bir kimlik, bir Benlik duyacak düzeye ulaşamamışsa, sevdiği kimseyi “putlaştırmak” ister. Kendi yaratıcı güçlerinden kopmuştur; bunları sevdiği kimsede bulmak ister; ona tüm sevgilerin, ışığın, mutluluğun kaynağı summun bonum (üstünlük simgesi) olarak tapar. Böylece kendisi tüm güçlülük duygularından yoksun kalır; sevdiğinde kendini bulacağına, onda yitirir kendini. Uzun sürede hiç kimse, kendisine tapan kişiye beklediklerini veremeyeceğine göre, umut kırıklığı kaçınılmaz bir şey olur; bundan kurtulmak için tek çıkar yol yeni bir put aramaya koyulmaktır.
Reklam
Üç derin çizgim vardı bu hayatta. Kimseye zarar verme. Kimseyi kendinden çok sevme. Kimseyi öldürme, kelimelerinle olsa bile.
"Yabancı, bir kez yakından tanınan biri oldu mu artık arada yıkılacak başka engel kalmaz; böyle bir yakınlaşma daha olamaz ondan sonra. İnsan sevdiği kimseyi de kendisi kadar iyi tanır."
Böyle sevme kimseyi*
Onu o kadar istemiş, o kadar aramış, o kadar beklemişti, onunla o kadar meşgul olmuştu ki, şimdi gelirse mutlu öleceğim diye düşünmüştü.
Sayfa 178Kitabı okudu
Böyle Sevme Kimseyi
Çamurlu pencere kendi kendini yıkıyor Çiçekler kendi kendine çürüyor demir balkonda İçerden yetişemiyorum dışarı Yukarıdaki külüyle sardunyaları yakıyor yaz kış Yetişemiyorum hiç yukarı Yukarıdaki hep hızlı Sardunyaları yakıyor yaz kış Yetişemiyorum, alnımı tokatlıyorum hızlı hızlı Uzay boşluğundan daha geniş alnım benim Yıldız çaktığı falan da
Sayfa 84 - Doğan kitap yayınlarıKitabı okudu
Reklam
49 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.