Sevgi ile ilgili kendine has tanımları olan bir eser. Kapitalizm para kazanmak için "sevgiye" belirli tanımlar getirmek zorundadır. Kadının kuaföre gitmesi, para harcaması, dişi gösteren kıyafetler alması, arzulanabilir olması ve nihayetinde birilerinin cebine para doldurabilmesi için ; sevginin tanımları birilerinin menfaatleri
Şimdi ne oldu biliyor musunuz?
Bir kitap bitmedi aslında.
Ben bir dostumu yitirdim!
Zaman Kaybolmaz
Bir yere giderken yanıma aldığım, tecrübelerinden yararlandığım kitap son sayfasıyla kayıp gitti ellerimden. Bazı kitapları bitirmek üstünden bir yük inmesi değil aksine sırtına hayatın yükünü yalnız başına yüklenmek gibi!
Kitapların değeri onlardan
Ön bilgi: Kabuk Adam'ı bana tavsiye eden ve okumama vesile olan değerli arkadaşım
Roquentin'e teşekkür ederim.
Her ne kadar kitabın arkasında, "Kabuk Adam, Karayipler'de şiddetin bataklığında yaşanan korku ve tutku dolu sıradışı bir aşkın, ölümle yaşamın sınırında kurulan mucizevi bir dostluğun hikayesi."
Bilimkurgu-Çizgiroman ve Manga Etkinliği kapsamında yapacağım ikinci incelemem olacak. Fahrenheit 451 ile sınırları zorlayacağız. Etkinlik Linki: ---->>> #28996895
Dün gece inceleme yazarken Denise Kirby'nin aynı adlı romanından uyarlanmış olan “The Bookshop” filmini keşfettim. İnceleme yazmayı bıraktım ve hemen filmi açtım. İlk
Merhaba, ben Göğü delen adam (Papalagi ) size bugün Upolu adasında yaşayan insanlardan ve bizim dünya için garip olan davranışlarından bahsedeceğim.
Evet kardeşlerim, bu adalılar bizim dünyanın (Avrupanın) insanlarına çok zıt davranışlar sergiliyor.
1.Adalıların etlerini örtme, kılıflar giyme dertleri yok.
Kulağa garip geliyor değil mi
Szweig ‘a teşekkürlerimi iletiyorum.
Her inceleme yazdığımda kendime bir müzik listesi oluşturur o şekilde incelemelerimi yazarım. Bu sefer liste hazırlamıyorum. Discman’i (Cd Walkman)’i açıyorum ve gözüm
Penceremden, vuslata ermek için karı bekleyen Köse Dağı seyrediyorum. Hüzünlü. Nasıl olmasın ki, aralık ayında bile güneş bağrını yakarken. Üzerinde uçuşan kuşlar ise mutlu ama bir o kadar da şaşkınlar. Dağın ardına geçip geçmemekte tereddüt yaşıyorlar. Farkındalar, doğa ananın yüreğinde ters giden bir şeyler var.
Gözlerim kanatlanıp dağı
“Mersin limanında, rıhtımdaki Romen bandıralı konteyner gemisine yükleme yapılırken, kilidi kırılan konteynerden düşen bir piyano, oradan geçen çay yüklü bir kamyonun kontrolünü kaybederek denize uçmasına sebep oldu. Kayıp ve arama çalışmaları devam ediyor”
Ne kadar saçma bir haber dedim kendi kendime ve televizyonu kapattım. Suratımda
Hüznün bastırdığı saatler,
Karanlık çöktü yine ümidin sokaklarına.
Pencerem buğulu, ay karanlık,
Düşler ve düşüşler aynı meydanda.
Hayal kursam çıkar mı karanlığım aydınlığa,
Ümidim filizlenir mi tekrar acaba ?
Mesela bir kedi alsam yanıma,
Kalabalıklara karışsam,
Politik tartışmalara girsem,
Bir takım tutsam mesela
Hüznüm kaybolur mu bir anda?
Ya da birini sevsem, aşık olsam delice,
Uyurken hayaliyle uyuyup,
Sabahlara sesiyle uyansam,
Haftasonları sinemaya gitsek mesela,
Saçma sapan bir kafede çay içsek,
El ele tutuşsak şehrin sokaklarında,
Gözlerini seyre dalsam, olur mu acaba ?
Teoride mükemmel de,
Sevmek zor zanaat,
Böyle şeyler de zaten ancak filmlerde olur.
🖋 HS