SOKRATES’İN SAVUNMASI
••• Atinalılar! Beni suçlayanların üzerinizdeki tesirini bilemiyorum; fakat sözleri o kadar kandırıcı idi ki ben kendi hesabıma onları dinlerken az daha kim olduğumu unutuyordum. Böyle olmakla beraber, inanın ki doğru tek söz bile söylememişlerdir. Ancak, uydurdukları birçok yalanlar arasında, beni usta bir hatip diye göstererek sözlerimin
Anka Kuşu: Babası tarafından yanan sobaya atılan Lyosha'nın hikayesi "Onu çok uzun zaman önce affettim" 16 yaşındaki Lyosha, "Bak cildim, plajdaki kum gibi değil mi?" derken kıkırdıyordu. Bu esprisine nasıl tepki vereceğimi bilemedim. Ben de gülmeli miydim? Bu bir şekilde doğru gelmedi. Lyosha, Rusya'nın kuzey doğusundaki
Reklam
Alıntı
LÜTFEN OKUYUN!!! Annemiz benim için bir sofra kurdu ve bana şöyle dedi; -Ey Mesruk! Her ne zaman doyarak yemek yesem, hüzünlenirim ve gözyaşlarıma hakim olamam ağlarım. -Neden ağlarsınn müminlerin annesi? diye sorduğumda -Çünkü sevgililer sevgilisinin (Sallallahu aleyhi ve sellem) bu yalan dünyadan ayrıldığı hali hatırlarım. Yemin olsun ki, Muhammed hiçbir gün üst üste ekmek ve et yemeği ile karnını doyurmamıştır. Biz değil miydik; vefat edinceye kadar üst üste üç gün doyasıya buğday ekmeği yemeyen Muhammed'in ümmeti olan? Bu nimeti nasip eden, Rezzak olan Rabbimize şükrümüz bu mu? Doyasıya ekmek yiyemeyen ve hatta "ben kuru ekmek yiyen bir kadının oğluyum" diyen Peygamberimize ahde vefamız bu mu? Yarın huzura gittiğimizde ki vallahi gideceğiz. Orada Rabbimiz, Peygamberimiz ve biz! Tek bir soru sorulursa ne cevap vereceğiz? O gözleri yaşlı Nebi dönse ve dese ki; -Ben ki taşlandım, başıma işkembeler atıldı yılmadım, dişlerimi kırdılar vazgeçmedim, aç kaldım mideme taşlar bağladım, DOYASIYA EKMEK YİYEMEDİM, Kabe'yi dahi terk ettim, toprağımdan sürüldüm... Kimin için? Ne için? Herkesin "nefsim, nefsim" dediği bu mahşer gününde, ben ki gözyaşları içinde "ümmetim, ümmetim" diyen değil miydim? Peki "SİZ BANA, BÖYLE Mİ KARŞILIK VERECEKTİNİZ?" diye tek bir soru sorsa bizlere, ne diyeceğiz kardeşler? Var mı cevabı olan? Öyle bir gidişattayızki her birimiz bu sorunun muhattabıyız. Çınlasın kulaklarımızda! Ve her işimizde cevap arayalım bu soruya... SİZ BANA, BÖYLE Mİ KARŞILIK VERECEKTİNİZ?
Soner Duman
CENNETLİK BİR ADAMIN ÖYKÜSÜ Enes (r.a.) anlatıyor: Bir gün Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte otururken o “biraz sonra size cennetliklerden olan bir adam çıkıp gelecek” dedi. Sonra baktık ensardan bir adam abdest almış, sakalından sular damlayarak, sol eline ayakkabılarını bağlamış bir şekilde geliyor. Ertesi gün Hz. Peygamber (s.a.v.) yine
ÇOK GÜZEL (SICACIK) BİR HİKAYE
SONRA BIR DAHA GÖRDÜN MÜ ABİ O KIZI Kurtuluş’ta bir evdeyim. İstanbul’un alışıldık, eski, dökük, eşyaları birbirinden uyumsuz az rutubet kokulu bir bekar evinde misafirim. normalde bu evde misafir olmam ben çünkü kendi evime en yakın arkadaş evi bu mekandır. bende anahtarı vardır. evde kahve kalmaz gelir alır giderim. Bilmukabele, benim evden
Tören
Çek, it, çek, it, çek, it... Kandırıp getirmiştim ikisini de bir şekilde. Güzel bir tören ile uğurlayamadığım için hep üzülmüştüm ve şimdi küçük kızın kucağında çıkmıştı apartmandan. Ben nerde miydim? İki küçük avucumu soğuk cama yapıştırmış izliyordum ablamın kucağındaki kediyle yeni toplanmış olan kar yığınında bata çıka ilerleyişini... Şimdi
Reklam
397 öğeden 261 ile 270 arasındakiler gösteriliyor.