Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Hikmet Kıvılcımlı - İPSD Açılış Konuşması
Hikmet Kıvılcımlı: “İşsizlik ve Pahalılık, Kapitalist düzeninin, İşveren düzeninin en kaçınılmaz, en birinci zehirli sonucudur, zehirli meyvesidir!” Aziz işçi kardeşlerim, İşsizlik ve Pahalılıkla Savaş Derneği’nin kongresinde, hiçbirinize benim kalkıp, İşsizliğin ve Pahalılığın ne olduğunu anlatmama yer yoktur. Bunu her işçi, her köylü, her
Reklam
Yıllar önce tanıştığım bu şiir kaybolsun istemedim.
Şimdi güz geldi bizim buralara Sararmış yapraklarını döküyor ağaçlar. Çağrısız savruk rüzgar sokaklarda Hüzündür bütün renkler şimdi Enya Hüzündür renkler Sessizce akıyor ırmak. Sararmış sazlıkların arasından düşleriyle Eylül Enya o sonsuz hüzün Eylü’le aşkların yaprak dökümü Denmiş isede sen sakın inanma buna Eylül Kardelen’dir Eylül Kardelen’dir
Hz Mevlana ...
Hazret-i Mevlânâ Eğitim Vadisinde Henüz Otuz Küsür Yaşlarında İken Zâhiri Bilginin Zirvesine Yaklaşır. Alacağı Mesafe Neredeyse Kalmamış Gibidir. Tam O Sıralarda Karşısına Sır Dolu Esrarengiz bir Derviş Çıkar : Şems-i Tebrizî. Elini öpüp kaybolur. Daha sonra tekrar gelir ve öyle bir sual sorar ki, kitapların satırları cevaptan habersizdir.
İSHAK PAŞA SARAYI VE EFSANESİ Dünyaca ünlü İshak Paşa Sarayı, Ağrı Dağı'nın yakınında, Doğubeyazıt'ın 7 kilometre uzağında, eski Doğubeyazıt yanında sarp kayalar üzerine kurulmuştur. Kartal yuvasını andıran 336 odalı bu saray aslında türbesi, camii, surları, iç ve dış avluları, divan ve harem salonları, koğuşları ile bir bey kalesidir.Taş
Boynun Issız Bir Yurt Gibi suyum yok ey gecenin meleği nice susadım – sus yazıcı ırmak senin içinde yüreğinden çok su içtin kanmadın sesim yok ey ulular ulusu konuşmayı özledim – ey sözünü boğan dilsiz yeryüzünü sustun ıssız yurda çevirdin ışığım yok ey boşluğun bekçisi çok acıyor gözlerim – kendi kandilini göremeyen kör içine yanan mumlara pervane oldun bedenim yok ey ay yapıcısı kadınıma gideyim – unut seni dirilten yasak sevişmeleri bundan geri suya dönüştü tenin şiirim yok ey güzel harf defterime yazayım – var git oğlan sürgün ol kalp ülkesine kalemi boynuna kırmışlar senin Haydar Ergülen