Ve ben birgün büyüyeceğim. Üstümde erken olgunlaşmanın verdiği ağırlıkla büyüdüm sandım. Ben aslında büyümedim. Bedenen büyüdüğüm için büyük kalıbına sığmak zorunda kaldım. Canım yanıyordu ağlayamazdım. Çünkü büyümüştüm. Canım yanıyordu bağıramazdım. Çünkü çocuk değildim büyümüştüm. Haykıramazdım içindekileri çünkü ben susmalıydım. Büyümüştüm ayıp olurdu onlara. Elimden tutamazdı kimse çünkü ben büyüktüm kendi başıma halledebilirdim. Peki ya çocuk nerede, benim kaybettiğim heyecanım, umutlarım ,hayallerim nerede kaldı? Ben nerdeyim? Ben kimim? Ne istiyorum ben? Büyük müyüm ben? Ne zaman büyüdüm? Boyum uzadı diye mi büyüdüm? Okulda gittiğim sınıfım bir basamak daha yükseldi diye mü büyüdüm yoksa kocaman yetişkin oldun artık kendi işini kendin hallet dediklerinde mi büyük sayıldım? Ağladığımda susturulduğum için mi büyüdüm? Bana ne oldu? O zaman şuan ben kimim? Neyin pişmanlığını yaşıyorum , Sahi, ben ne yaşıyorum?
Derviş
Șimdi gül deyince insanın aklına tuhaf şeyler geliyor. Ben mahallede iki tur dolanıp mezarlık duvarından aşınca gül mü kopardım Ayșe'ye vermek için? Değil. Ayşeler çoktur da onlara çiçekçiler de çoktur, benim işim olmaz. Hayatta bi kere çiçek taşımışlığım var, onu da poșete koydum da yürüdüm. Lisede hem de rezillik. Okulun müdürüne
Reklam
Pek yalnız büyüdüm ve çok uzadı boyum - bekliyorum: ama neyi bekliyorum?
Sayfa 167Kitabı okudu
Ayakparmaklarım üzerinde yükseldim, boyum daha da uzadı. Kemerimi sıktım, belim daha da inceldi. Kendi etrafımda bir iki döndüm. Saçlarımı ve eteklerimi savur-dum. Radyoyu açtım. Balkona çıktım.
"Bugün ağaçlarla yürüdüğüm için boyum uzadı." Karle Wilson Baker
kendi vücudumdan bile emin olamaz hale geldim, boyum uzadı serpildim ama bununla ne yapacağımı bilemedim, yükü ağır geldi, sırtım kamburlaştı,
Reklam
"Boyum uzadı, ama bununla ne yapacağımı bilemiyordum, yükü çok ağırdı, sırtım kamburlaştı."
“…mirastan men edilmiş bir oğul olduğum için, doğal olarak en yakınımdakinden, kendi vücudumdan da şüphe duydum; boyum uzadı, ama bununla ne yapacağımı bilmiyordum, yükü çok ağırdı, sırtım kamburlaştı…”
Sayfa 53 - İndigo YayınlarıKitabı okudu
Senden sonra 27 şehir gezdim Boyum uzadı kilo aldım yüz hatlarım değişti Dünya bilmem kaç dönümünü tamamladı Darbe oldu ihtilal oldu Barış gelmedi savaş bitmedi Seni özledim Gittiğim yer yerde senden bir nefes bıraktım Belki yürüsün aynı sokakta Ayak izime denk düşer ayak izin Belki saçına değer nefesim Belki sende birgün beni özlersin Seni uğurladım sana kavuştum seni terk etim Bilmem kaç kilometre yol gitim Evren kaydı Ama sen kalbimin içinde milim kaymadın..
Nasıl ki bir arkeoloğun oğluna antik yer oyun yeriyse ya da bir cam ustasının oğluna cam boru oyuncaksa kaçaklar olarak bizim için de yollar oyun yerleriydi, evdi, okuldu, kiliseydi, helaydı. Yollarda benim boyum uzadı Uçan Balık'ın da kilosu arttı. Sorumluluk duygusuyla ivecenlik, özlemle tatminsizliği sırtımıza yükleyip kâh tökezleyerek kâh yalpalayarak azar azar ilerledik. Ne gittikçe ağırlaşan sırtımızdaki yüklerden kurtulabiliyor ne de onlara yaslanabiliyorduk.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
Ne boyum uzadı Ne bir arpa boyu yol aldım, Savrulup durmuşum Yaşamın evresinde, Telkin ediyorum kendimi . Hayat akıp gidiyor
Saçlarımı tarıyorum. Omuzlarımdan aşağı bırakıyorum. Anam evde değil nasılsa. Yabanlık elbisemi giydim. Taş aynanın önünde bir o yana, bir bu yana gidip geldim. Salındım nazlı nazlı. Güzelliğime baktım. Başaçık halime. Ayakparmaklarım üzerinde yükseldim, boyum daha da uzadı. Kemerimi sıktım, belim daha da inceldi. Kendi etrafımda bir iki döndüm. Saçlarımı ve eteklerimi savurdum...
Resim