‟Ah, nereye baksam, düşüncelerimi nereye yöneltsem, hiçbir yerde beni bekleyen bir sevinç, bana yollanmış bir çağrı, beni kendine çekecek bir şey göremiyordum.ˮ Hermann Hesse, Bozkırkurdu
Gelsindi o zaman kendi kendimi aşağılamaların cümbüşü.
Reklam
Her şeye kokuşmuş bir yıpranmışlığın, kokuşmuş yarı memnunlukların havası sinmişti; her şey eskimiş, sararıp solmuştu, gri, peltemsi, tükenmiş durumdaydı her şey.
“Bir zamanlar, Bozkırkurdu denilen Harry adında biri vardı. İki ayağı üzerinde yürürdü, giysileri de vardı; yani insandı, ama aslında bozkırlara ait bir kurttu." Bozkırkurdu, Hermann Hesse.
CAN ÇAĞDAŞ
İçimde bir şey var, sana yanıt veriyor, seni anlıyor.
Gülmeyi öğreneceksiniz, sizden bu isteni­yor. Bu yaşamın mizahına, bu yaşamın kara mizahına akıl er­dirmeniz gerekiyor. Ama siz doğal olarak dünyadaki her şeye hazırsınız da, yalnızca sizden istenileni yapmaya hayır!
Reklam
Oysa bizler bulduk birbirimizi Yıldızların aydınlattığı buzunda havanın, Ne gündüz biliriz ne saat tanırız, Ne erkeğiz ne kadın, ne genç ne de yaşlı... Soğuk ve değişimsizdir sonsuz varlığımız, Soğuk ve yıldız yıldız sonsuz gülüşümüz ...
Allah kahretsin, nasıl da acı bir tadı vardı yaşamın!
"Kuşkusuz; zaten yaşam her zaman korkunçtur. Bizim su­çumuz da değildir böyle oluşu, ama yine de sorumlusu bizle­riz. İnsan doğuyor, hemen o anda da suç yükleniyor üzerine. Bunu bilmiyorsanız, tuhaf bir din dersi almış derim sizin için."
"İleride kendiniz yaşamınızın oyununa dilediğiniz biçimi verebilir, onu dilediğiniz gibi canlandırabilir, karmaşık duruma sokabilir ve zenginleştirebilirsiniz, bu sizin elinizde. Nasıl ki delilik yüksek bir anlamda tüm bilgeliğin başlangıcıy­sa, şizofreni de tüm sanatın, tüm düşlerin başlangıcıdır."
Reklam
Kaçıklar:
... bizler bilimin kimi boşlukları içeren ruh öğretisini kişiliğin inşa sanatı kavramıyla bütünlemekte, ben'inin parça­lanıp dağılması olayını yaşamış kişiye, parçaları nasıl her za­man dilediği düzen içinde yeniden bir araya toplayıp yaşam oyununda sınırsız bir çeşitlilik sağlayabileceğini öğretmekte­yiz. Bir yazarın bir avuç kişiden bir oyun yazıp çıkarması gibi, dağılmış ben'imizin parçalarından yeni oyunlar, gerilimler ve sürekli değişen konumlarla yeni gruplar oluşturmaktayız.
Nasıl davranırsa davransın, gün gelip öleceğini bilen insanın, ölecek olmasından üzüntü duyması gibi bir şey bu.
..kimse kendisine en ufak bir toz kondurmuyor, kimse herhangi bir şekilde suçlu değil, dünyada her şey güllük gülistanlık, yalnızca birkaç milyon insan toprak altında yatıyor, o kadar..
Kişiliğiniz, içine kapatıldığınız bir hapishanedir.
Resim