"Seni, bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara,
Akan yıldıza..."
Diyor
Ahmed Arif ve kıymeti bilinmeyen aşkını kalemlere, kağıtlara bağıra bağıra anlatıyor. Hem de ne anlatmak...Bu sözlere taş olsa erirdi diyor insan ama ne yazık ki bazı kalpler taştan daha sert olsa gerek ki Ahmed Arif'in Leyla Erbil'e olan aşkı karşılıksız kalıyor.
Lev Nikolayeviç Tolstoy " İvan İlyiç'in Ölümü " isimli eserinde, İvan İlyiç isimli kahramanın hazin öyküsüne değinerek, aslında insanoğlunun acınası ve dramatik yaşamını gözler önüne sermiştir. Kurguda ki kahramanın çocukluğundan başlayarak yaşamının son anına kadar, yaşanmışlıklara kısa betimlemelerle değinerek, nasıl da gerçek hayatta
Teknoloji böyle bir şey işte insanları yakınlaştırıyor mu? Yoksa uzaklaştırıyor mu? Hiç anlamıyorum. Babam beni sosyal medyaya erken yazdırdığı için uzunca bir süredir sosyal ağlarda olduğumdan artık sıkıldım. Artık arkadaşlarımla yüz yüze görüşmek istiyorum. Şimdilerde her şey harika.Uzun bir süredir asosyal bir adam olduğumdan, artık sokaklara
Hey!
Size sesleniyorum!
Kendinizden bir şeyler bulacaksınız bu kitapta!
Buldukça duygulanacaksınız ve hayranlığınız artacak!
Hangimiz sevmiyoruz:
Kütüphanemizi düzenlemeyi?
Geçip karşısına seyretmeyi?
Ödünç kitap vermek yerine gidip yenisini alıp vermeyi?
Bir kitap eksilince kitaplıkta onun yerindeki boşluğu hangimiz fark etmiyoruz?
Hangimiz
Batılılaşma sürecinde ortaya çıkan kimlik bunalımını ve karmaşasını eleştiren bir toplumsal hiciv romanıdır. Çok sembolik bir roman olduğunu söylemek mümkündür. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın doğu batı sentezinin arasında kalmış hayatı ve fikir dünyasının kendi potansiyeli içinde olgunlaştığı halini bizlere yansıtan bir romanı olduğunu
Şikago Mezbahaları...
Beni Germinal kadar hatta daha fazla etkileyen kitap olarak hafızama kazındı. Asla aklından çıkmayacak, muhteşem bir okuma oldu benim için.
Okudukları gazeteler ve siyaset ele geçirilmiş, toplum bir robot gibi çalıştırılmış ve işleri bitince çöp gibi sokaklara atılmış bir yer Şikago Mezbahaları. Örgütsüz işçilerin, özgürlük
YENİSİNİ ALMAYIN, TAMİR EDİN!
Eskiden hayat böyle değildi. Arası bozulan arkadaşlar hemen barışır, kalp kırgınlıkları tamir edilir, eşler arasındaki sorunlar uzamazdı. Neden peki? O zamanlar herkesin içinde bir tamirci vardı. İnsanlar kâh bir oyuncağı, kâh kırılan bir kalbi tamir ederdi. Zamanla birlikte biz içimizdeki tamirciyi yitirdik, belki