Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü. Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak.
Cahit Sıtkı Tarancı
Cahit Sıtkı Tarancı
Beni dinle ey kadı Bozuldu işin tadı Zulümse eğer adı Kenan yapsa da aynı Yunan yapsa da aynı.
Reklam
Gece gece aklıma Manga yerine Ülker Laviva türküsünü 1. yapan Eurovision jürisi geldi sinirim bozuldu.
Ahlaksızlık da mide fesadı gibidir. Bir kere bozuldu mu artık düzelmez.
PROPAGANDA-İ SİYASET, YALANA FAZLA REVAÇ VERDİ
Meselâ: Nasılki zaman oluyor; medeniyet-i beşeriye çarşısında ve hayat-ı içtimaiye-i insaniye dükkânında, bazı şeylerin verdiği müdhiş neticeleri ve çirkin eserleri zehr-i kàtil gibi herkes onu satın almak değil, bütün kuvvetiyle ondan nefret edip kaçar ve bazı şeylerin ve manevî meta'ların verdikleri güzel neticeler ve kıymetdar eserler, bir tiryak-ı nâfi' ve bir pırlanta gibi, herkesin nazar-ı rağbetini kendine celbeder. Herkes elinden geldiği kadar onları satın almağa çalışır. Öyle de, Asr-ı Saadette hayat-ı içtimaiye-i insaniyenin çarşısında, kizb ve şer ve küfür gibi maddeler, şekavet-i ebediye gibi neticeleri ve Müseylime-i Kezzab gibi süflî maskaraları tevlid ettiğinden, secaya-yı âliye ve hubb-u maâlîye meftun olan sahabelerin zehr-i kàtilden kaçar gibi ondan kaçmaları ve nefret etmeleri bedihîdir. Ve saadet-i ebediye gibi netice veren ve Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm gibi nuranî meyveler gösteren sıdk ve hakka ve imana en nâfi' bir tiryak, en kıymetdar bir elmas gibi, o fıtratları sâfiye ve seciyeleri sâmiye olan sahabeler, bütün kuvvetleriyle ve hissiyat ve letaifleriyle, onlara müşteri ve müştak olması zarurîdir. Halbuki o zamandan sonra, gitgide ve gele gele sıdk ve kizb ortasındaki mesafe azala azala, omuz-omuza geldi. Bir dükkânda, ikisi beraber satılmağa başladığı gibi, ahlâk-ı içtimaiye bozuldu. Propaganda-i siyaset, yalana fazla revaç verdi. Yalanın müdhiş çirkinliği gizlenip, doğruluğun parlak güzelliği görünmemeye başladığı zamanda, kimin haddi var ki, sahabenin adalet ve sıdk ve ulviyet ve hakkaniyet hususundaki kuvvetlerine, metanetlerine, takvalarına yetişebilsin veya derecelerinden geçsin.
Sayfa 490
. Dünyanın ömrü sona yaklaştı, toprak yoruldu, iklim bozuldu, insan yıprandı, insanlık bir başka oldu. .
Sayfa 199 - Tahlil YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.