123 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Kur’ân’a göre münafıkların özellikleri adlı kitapta konuya dair kavramlar ayrıntılı bir şekilde verilmiş ve içeriğin daha iyi anlaşılması sağlanmış.Kur'an'dan bir çok ayet ve hadisle desteklenmiş olan kitap kaynakça açısından da zengin. Münafıklar, "rüzgarda sallanıp duran harap bir eve" benzerler.Bu kitap, münafıkların inançlarının zayıf ve sağlam bir temele oturmadığını delillerle gösterir. Münafıkların toplumda büyük bir tehlike arz ettiği de vurgulanır. Bu kişiler, nifak tohumları ekerek ve yalanlar yayarak toplumu parçalamaya çalışırlar. Bu nedenle, Kur'an'da müminlere münafıklardan uzak durmaları ve onlarla dostluk kurmamaları tavsiye edilir. Dil olarak akıcı fakat yer yer muhteva olarak bazı okuyucular zorlanabilir fakat okunması her hâlükârda yararlı olacaktır.
Kur'ân'a Göre Münafıkların Özellikleri
Kur'ân'a Göre Münafıkların ÖzellikleriHamdi İşcan · Işık Yayınları · 20031 okunma
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini acıdan korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir,” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Reklam
Anne Sütü Mucizesi
Neslin sıhhatle devamı, aile müessesine bağlıdır ve evlatlar hiç şüphesiz, ailenin sürur kaynağıdır. Evlatlar, daha dünyaya gelişinde, her misafirden tatlı karşılanır. Hem nasıl karşılanmasın; sevmenin ateşe perde, ikram etmenin sırat köprüsünü geçmeye vesile, birlikte yemenin, kurtuluş beraatı bahşettiği evlat, anne babası için dünya nimetlerinin
Eriyoruz hızla, tükeniyoruz
İlayda
İlayda
Yorum yapamağımızdan buraya alalım. "Hah, tamam"ına varamadığımız, varamayacağımız, günümüz hakim biçerdöver sisteminin güzel bir eleştirisi. Öteki olmanın yanlışlığını boca edenler; sistemin tüm bileşenleri ki hepsi birbirinin tamamlayıcısı ve varlık sebebi. Aç fare anestezisine maruz kalanlar, sistemin hipnozundakiler, kendisini jakuzide sanan ısıtılan kazan içindekiler, kazanın yanında hasetle sırasını bekleyenler için sözümüz: Doğru-yanlış kriterlerini, ondan, bundan, izmlerden, kafakırık felsefecilerden, ahı hiç olmamış vahı kalmış ya da nevzuhur dinlerden, sınırlı-sorunlu önderler ya da cübbelilerden değil de şu kompleks bizi ve evreni yaratanın gönderdiği ve aynı zamanda hayatın kullanım kılavuzu olan son Vahiy'den alalım ve artık önümüzdeki maçlara bakalım. Vahiyle kurtulalım artık şu öğütücü, öğürtücü sistem aylaklığından.
İlayda

İlayda

@ilyada98
·
24 Mart 22:04
Mış gibi yapmayı beceremediğinde oyunun dışında kalırsın. Modayı takip etmeli, elit kitapları okumalı, kült filmleri izlemeli, iyi derecede ikinci dil bilmeli ve lisans eğitimini tamamlamış olmalı, bunların hiçbirini yapmadıysan paranın gözünü bir yerden (nasıl olduğu önemli değil) vurmuş olmalısın. Oyunun kuralı bu. Asla sokaktaki dizleri kanayan hovarda çocuk olmanıza izin vermeyen sistem tam olarak bu. Ya bu kurala göre oynarsın ya da öteki olur cezalandırılırsın. Peki öteki olmanın kaçınılacak şey olduğunu bize dikte eden bu politika neydi ve tam olarak nereden hortladı? Komşunun oğlunu öven anneden mi, ahlakınızı notlara endeksleyen öğretmenlerinizden mi, prim safsatasıyla iş hayatına yeni bir yarış getiren ekonomistlerden mi, tam olarak kapitalizm mi? Bütün ideolojiler yarışın gerisinde kalanlar kendini eksik hissetsin diye varken ve yalnızca en baştakiler kazanıyorken, en baş dediğimiz dünya nüfusunun binde birini oluşturmuyorken; neden hala yarışın içinde olmamakta direnenleri aylak görüyoruz? Aylaklık düşünce tembelliğidir, hareket yoksunluğu değil.
Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir. Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acılardan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan kişinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kendini korur. İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. "Zaman tüm yaraları iyileştirir." sözü yanlıştır zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır. Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan saklanmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir. Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.
Sayfa 145Kitabı okudu
112 syf.
7/10 puan verdi
Yoruma başlamadan önce yazarın kendisine has bir dili olduğunu belirtmem gerekiyor. Öykülerin içerisine yerleştirdiği bireysel eleştirileri karakterler üzerinden aktarırken kendinizi başka bir diyarda hissetmenizi sağlamış. Karakterlerin yaptığı eylemler veya düşünceleri arasında dolaşırken yaşamın ne olduğunu da sorguluyoruz. Kitabın başında
Maskeli Timsahlar Kongresi
Maskeli Timsahlar KongresiBarlas Özarıkça · Metinlerarası Kitap · 20248 okunma
Reklam
Bazı insanlar Sükut eder bazı insanlar Yüreğinin teri gözlerinden akar Sükut eder bazı insanlar Avuçlarında birikir gözlerinde kalanlar Kursagi dolu olan bu insanların çocukça masumiyetleri vardır. Gülüşleri masum gözyaşları masumdur. Sükut eden bazı insanlardır; Secde de haykıranlar! Zemheri de güneşi de kalbidir bazı insanların Sükut eder bazı insanlar Sükutu hirası bellemiştir o insanlar Evet bazı insanlar sükut eder Çünkü çığlıkları bu çağın duymayacağı kadar kıymetli öyle ya bu çağ kaba ve gürültülü iyi ve güzel olan her şeye savaş açmış bir takım insanlardan oluşan karanlık bir çağ.! Sükut eder bazı insanlar çünkü onların sözleri ahirete tekabül eder dünyadan ne alacakları vardır ne de verecekleri onlar gül bahçesinde demlenip güzel koku bırakıp gidenlerdir yalnızca... Ve bazı insanlar gülümser Heyecanları dünyaya sığmayanlardir ahirete iştiyak duyan bu insanlar... :) ♡ Zeynep Evin Kozmozçiçeği
Çünkü diğer her şey yalan tek gerçek sen ve ben. Bir eli belimde durmaya devam ediyor ama diğer elini kurtarıyor. Parmaklarını bacaldanmda dolaştınyor derken eteğimi belime kadar sıyırıyor ve açıkta kalan kıçım pantolonuna değiyor. Arabamdan daha pahalı olduğunu tahmin ettiğim pantolonunu zorlayan ve bana doğru şaha kalkan penisini hissediyorum.
Sayfa 139
Ama ben gerçek seni tanımak istiyorum anlatabiliyor muyum? Geçmişine ait bazı sırları olduğundan bahsetmiyorum benimle paylaşmasını istediğim şeyler işte o sırları. Kendimi gülmek için zorluyorum ve Bazılannın aksine benim kendime özel bilgi kaynaklanırı yok diyorum. İfadesiz bir şekilde Wikipedia’n var diye biliyordum diyor. Somurttuğumu görünce eğilip burnuma bir öpücük konduruyor. Şehvetli ve erotik bir an ve bir kez daha korkularımın havaya karıştığını fark ediyorum. Hepsini yatıştırdı mı? Yoksa bu adama yakın olduğum için sağlıklı düşünme yeteneğimi mi kaybettim yine?
Sayfa 139
Pötibör bisküvileri çaya bandırmak hala yapanlar burada mı..?
Anaokulundayken herkesin bardağının üstünde kendi ismi yazılıydı. Akşamüstleri bu bardaklarda, ebeveynlerimiz gelip bizi almadan, duble sulu paşa çaylarımızı içme pötibör bisküvileri batıra batıra büyük bir keyifle içerdik. ..
Reklam
Ağustos 37
Her siyasal nutuk duyduğumda ya da bizi yönetenleri her okuduğumda, yıllardan beri, hiçbir biçimde insani bir ses duyamayacağımdan ürkmüşümdür. Her zaman aynı yalanları söyleyen aynı sözler duyulur.
Sayfa 51 - ithakiKitabı okuyor
Bizi seyreden birilerinin olması, bizi seyredenleri bir türlü aklımızdan çıkaramamak, yalanlar içinde yaşamak demektir.
Bazı yalanlara inanmaya çok ihtiyacım vardı.
"Doğa, Stevens. Geçen gün doğanın mucizelerinden söz ediyorduk ya seninle. Sana katılıyorum, bizi çevreleyen o eşsiz güzelliklere fazlasıyla kayıtsız kalıyoruz." "Yani, bütün bu tartıştıklarımız. Antlaşmalar, sınırlar, tazminler, işgaller... Oysa Tabiat Ana kendi bildiğini okuyor.
Sayfa 94 - YKY Yayınları 17. Baskı Aralık 2021 Çeviren: Şebnem Susam-Saraeva / İkinci Gün - Sabah SalisburyKitabı okuyor
Dudaklarımdan yalanlar dökülecek , ama içlerine bazı gerçekler karışmış olabilir 🩹
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.