İşini özünü ABD stratejilerini belirleyen isimlerden Beyaz Saray danışmanı Zbigniew Brzezinski söyledi: " Bütün ülkelerin, insanları, ekonomileri, çokuluslu bankaların ve şirketlerin ihtiyaçlarına hizmet eder"
Avrasya satranç tahtasında yeni ve önemli bir alan olan Ukrayna jeopolitik bir eksendir. Çünkü bağımsız bir devlet olarak mevcudiyeti Rusya’nın dönüştürülmesine yardımcı olmakta, böylece Rusya’nın Avrasya İmparatorluğu olması durdurulmaktadır. Rusya Ukrayna olmaksızın da imparatorluk statüsüne geri dönmeye çabalayabilir. Ama o zaman ağırlıklı olarak Asya İmparatorluğu olacaktır.
"The collapse of the Soviet Union was the final stage in the progressive fragmentation of the vast Sino-Soviet Communist bloc that for a brief period of time matched, and in some areas even surpassed,the scope of Genghis Khan's realm."
Amerikan halkı Amerika’nın II. Dünya Savaşı’na girmesini büyük ölçüde Japonların Pearl Harbor’a saldırısının şok edici etkisi nedeniyle destekledi. Amerika’nın Soğuk Savaş’a katılışı, Berlin Kuşatması’na ve Kore Savaşı’na kadar, başlangıçta çok isteksizce
desteklendi. Soğuk Savaş bittikten sonra,
Amerika’nın tek küresel güç olarak ortaya
çıkması halkta şeytani bir zevk uyandırmadı,
ama daha ziyade Amerika’nın yurtdışındaki
sorumluluklarının daha sınırlı bir tanımına doğru eğilimi ortaya çıkarttı. 1995 ve 1996 yıllarında yürütülen kamuoyu araştırmaları genel kamu tercihinin, küresel gücü tek başına uygulamak yerine diğerleriyle “paylaşmak” olduğunu gösteriyordu.
1. Dünya Savaşı, Amerikan askeri
kuvvetlerinin Avrupa içerisine kitlesel yayılımı için ilk fırsatı sağlamıştır. 1.Dünya Savaşı
öncesinde nispeten yalıtılmış olan bir güç, seri biçimde Atlantik’in bir yanından diğer yanına yüz binlerce askerini sevk etmiştir; uluslararası arenada önemli yeni bir oyuncunun ortaya çıkışını haber veren, benzeri görülmemiş büyüklükte ve geniş faaliyet alanına sahip, okyanuslararası askeri bir sefer. Savaşın, Avrupa’nın uluslararası sorunlarına çözüm arayışında Amerikan ilkelerinin uygulanması yönünde Amerika’nın ilk önemli diplomatik çabalarını teşvik etmesi de aynı derecede önemlidir. Woodrow Wilson İlkeleri’nin ünlü On Dört Maddesi Amerikan kuvvetleri ile takviye edilen Amerikan idealizminin Avrupa jeopolitiğine sokulmasını temsil eder.
Böylece Amerikan idealizmi ve Amerikan
gücünün birleşmesi kendisini tüm dünya
sahnesinde tam anlamıyla hissettirmiştir.
Avrasya Balkanları’ndaki istikrarsızlığı gittikçe ağırlaştıran ve
durumu potansiyel olarak daha patlayıcı hale getiren etken ise,
imparatorluk geçmişi olan, bölgede kültürel, dinsel ve ekonomik çıkarları
olan komşu iki ulus-devletin, Türkiye ve İran’ın jeopolitik yönelim
açısından değişken ve içte potansiyel olarak hassas olmalarıdır. Bu iki
devlet istikrarsızlaştığında, denetimden çıkan etnik ve toprak
anlaşmazlığı kökenli çatışmalar ve bölgedeki hassas güç dengelerinin
hâlihazırda bozuk olduğu hesaba katılırsa, tüm bölgenin yoğun
karmaşaya sürüklenmesi oldukça mümkündür.