Sizin hayatınızda hiç kayıp bir gün var mıdır? Yaşanmış ama kaybolmuş, kimsenin bilmediği, unutulmuş, sizin bile artık gerçekliğinden emin olamadığınız bir gün?
Sanki hayat saklanabilirmiş gibi her şeyi biriktiren, her gittiği yerden anılar toplayan, her şeyin fotoğrafını çeken insanlar beni şaşırtır. Sonra o fotoğrafları bir hayatın resimli romanı gibi başkalarına göstermeleri ve anlatmaları da... Benim böyle fotoğraflarım yok, belki ondan. Varsa bile orada burada kalmıştır. Zaten bir araya gelseler de bir anlam çıkacağını sanmam. İnsanın fotoğraflardan bir hayatı anlaması için o hayatın bir şeye benzemesi gerekir değil mi? Benim hayatım bir şeye benzemiyor ki...
Ben rüyadaydım, bu hasır şapkalı adam o güzel şarkıyı söylüyordu, sulardan bir kentte, masallar âleminde zamanı unutmuştuk ve o kulağıma hiç durmadan bir şeyler fısıldıyordu.
Berim burada, herkesten uzak bir yerde, kimsesiz bir kazı alanında aylarca yaşamamı garip buluyorlar," diye yazmıştı, "aslına bakarsan laf aramızda ben de bazen kendimden kuşkulanıyorum. Ama yeryüzünün üzerinde keşfedilecek küçücük bir toprak parçası bile kalmadı. Hiç değilse böyle kaza kaza derinlerde bir yerde aylar sonra bir mezar kapısı bulabiliyorsun. Yüzlerce yıldan sonra ilk kez sen o mezarın, o kayıp ülkenin kapısında duruyorsun. Zaman değişmiş. Sen başka bir zamanda durup başka bir zamanın kapısını açıyorsun. İşte o an, o kapıyı açtığın an her şeye değer..."