Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
332 syf.
·
Puan vermedi
Nermin Yıldırım ve Misafir romanı üzerine İstanbul kokulu bir söyleşi
Bu videodan Nermin Yıldırım'ın Misafir kitabı hakkında bilgi alabilirsiniz: youtu.be/YOPYrsZhLD0
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
1000Kitap İstanbul Okuma Grubu
: Romanı iki karakter üzerinden görüyoruz ve içerisini Esin karakteri üzerinden, dışarısını da Rikkat karakteri üzerinden görüyoruz. Ve düşünüyoruz, içerisiyle dışarısını ayıran duvar ne işe
Misafir
MisafirNermin Yıldırım · Hep Kitap · 20181,710 okunma
Ah Selilm’im. Bana anlatsan dinlerdim!
Seni tanımadan önce ağaçların çiçek açtığı ve yaprak döktüğü mevsimleri hep kaçırırdım derdi resim yapmayı sevdiğim halde denizin mavisini bilmezdim yaprağın yeşilinin her mevsimde değiştiğine dikkat etmemiştim seni tanıdıktan sonra o güne kadar tabiat resmi yapmayı sevmediğim halde bir ağaç bir yaprak küçük bir ot bile çizmiş olmadığım halde ve
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
229 syf.
9/10 puan verdi
Ahmet OKTAY: Fazıl Hüsnü Dağlarca ile konuştuk biraz. "Sen şair değil bilginsin" dedi, şunları da ekleyerek: "Şiirlerini küçümsediğimi sanma, ama senin gibi her alana açılan bir kişi daha yok. Ne zaman yapıyorsun bunları?" Sana öyle hak veriyorum ki Dağlarca! (Uzun zamandır herhalde bir kitabı okurken hiç bu
Gece Defteri
Gece DefteriAhmet Oktay · Yapı Kredi Yayınları · 19987 okunma
GÖRÜCÜ İşten eve geldiğimde oldukça yorgundum. Elbiselerimi değiştirip hemen odama çekilip uzanmak istiyordum. --Anne! Ben geldim! Mutfaktaydı. Sesimi duyunca ellerini havluya silerek yanıma geldi. Gülümsüyordu. --Hoş geldin, aslan oğlum. Hay maşallah. Seni yaradana kurban olurum ben. Şaşırmıştım. Ama hemen kendimi toparladım. Ne de olsa böyle bir
213 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 saatte okudu
Tüketim Köleliği
Ivan Illich'in Tüketim Köleliği olarak tercüme edilen bu kitabında, yazarın farklı zamanlarda farklı yerlerde denemeleri bir araya getirilmiş. Bunlar birbirinden kopuk değil; ihtiyaçların geçmişine felsefi bir yolculuk yaptırıyor. Düşünmek ve düşündürmek esas öncelik. Toplumların nasıl birilerine ya da bir şeylere muhtaç, mecbur, zorunlu ya da
Tüketim Köleliği
Tüketim KöleliğiIvan Illich · Pınar Yayınları · 201131 okunma
120 syf.
8/10 puan verdi
Ben ne okudum?
Herkese merhaba. Bu yıl hiç inceleme yapmadım. Umarım bu incelemede toslamam:) Nereden nasıl başlayacağımı da bilmiyorum ama azar azar gideceğim. Kitap otobiyografik bir tür. Yazarın intihar etmeden bir ay önce bitirdiği bir kitap. Benim de okuduğum ilk Japon kitabım. (Mangalar hariç) Kitabın anlatım dili sade. Anlatılmak istenen net bir
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · Karakutu Yayınları · 200633,1bin okunma
Reklam
339 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
36 saatte okudu
Büyük çoğunluğumuzun Cemil Meriç’e ait olarak en çok adını duyduğu eser ‘Bu Ülke’ eseri dersek haksız sayılmayız, değil mi? Aslen kitap 75 sayfa sonra başlasa da ilk 75 sayfanın da ben önemsiz olduğunu düşünmüyorum. Orada da iyi bilgiler var, bilhassa yazarı tanımak isteyenler için bunu söyleyebiliriz. Şöyle bir 45-50 yıl öncesine tarihlenen bu
Bu Ülke
Bu ÜlkeCemil Meriç · İletişim Yayınları · 201821bin okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
·
26 günde okudu
Karmakarışık
Nasıl başlar öyküler? İlk cümleye ne yazarsanız yazın öncesi mutlaka vardır. Benim bu 21 farklı kalemden çıkan 20 farklı öykünün yer aldığı kitapla tanışmam gibi. Kim bilir hangi zamanda okuma listeme almış, zihnimin karanlık odalarından birine atıvermişim. Sonra da sayısız kitap, sayısız insan girmiş hayatıma. O hep o karanlık odada beklemiş. Ta
Kanlakarışık
KanlakarışıkAlgan Sezgintüredi · Çınar Yayınları · 201848 okunma
Geleceğe güvenmiyor oluşumuz, geçmişimizden kopmamızı zorlaştırır.
Adam "Sen anlamazsın." diyor. Ne hakkı var buna? Herhâlde şöyle düşünüyor: "Sen bu işin eğitimini görmemişsin, müzeleri gezmemişsin; bir resme, bir heykele nasıl bakılır bilmiyorsun." Öyle mi? Peki sen nereden biliyorsun benim kronolojimi. Yaptığın bu ucube eserleri beğenmek mecburi mi? Belki ben Avrupa gördüm, çok müze gezdim estetik beğenim gelişti. Veya bunlar hiç olmadı ama yine de gördüğüm bir eseri değerlendirebilirim, ben de insanım yahu. Sanatçının yüceltilmesi bize Batı'dan Gelen bir şey. Onu diğer insanlardan farklı buluyoruz, yarı Tanrı gibi sanki. Bu bir pagan geleneği, tanrılardan ateşi çalan Prometheus'un hatırasını taşır. Bizde "deha" diye bir şey yoktur. Hz. Peygamber "Ben de ancak sizin gibi bir insanım." diyordu. "Deha" insanüstü bir sıfat gibidir, kibre yol açar. Sanatçının öteki insanları aşağı mertebede görmesi kendine biçtiği rol sebebiyledir.Bu "Tavşan dağa küsmüş, dağın haberi yok." misali gibidir. Yahut "Şeyh uçmaz müritleri uçurur." Geleneğimizde "ben" demek terk-i edeptir. Van Gogh hayatında hiç resim satamamıştı. Demek ki sanatın bir piyasası var. Eğer bunu küçümsüyorsan yazdığın şiirleri, kendine sakla, neden yayımlıyorsun? Hem yayımlıyorsun hem de "Gerizekalılar beni anlamıyorlar." diyorsun. Sanatçı kardeşim alçak gönüllü ol. Kimseyi hor görme. Sana yakışan budur. Sen ki "kainatın kitabını" okuyan, "kainatın eşsiz ritmine" iştirak eden birisin. Yunus Emre'yi dinle: Benim yüzüm yerde gerek Bana rahmet yerden yağar
Reklam
520 syf.
·
Puan vermedi
·
32 saatte okudu
Jack London'ın, aydınlanma yolunda ilerleyen bir kişinin varlığının evrimini incelemeye yönelik dikkate değer bir girişimi bu kitap. Martin Edin, tanıştığı bir kadının iç ve dış güzelliği tarafından kör edilmiş ve büyülenmiş bir kabadayı, cahil ve pejmürde sayılabilecek bir denizcidir, ancak bu sadece başlangıçtır. "Sevdiği kadın için
Martin Eden
Martin EdenJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202390,2bin okunma
Attilâ İlhan ile söyleşi: Çağdaşlık ile Batıcılık
Attila Bey, sizinle, Batı, Batıcılık, çağdaşlık kavramları, Türkiye yakın tarihinde bu kavramların dönüşümü, bugünkü durum, Batı’yı aşmak mı ya da onun kuyruğuna takılmak mı sorusu; bütün bunları içeren hem kavramsal, hem de tarihsel bir söyleşi yapalım istedik. Bunlar tartışılan, gündemdeki ciddi konular. Benim gündemimde 40 senedir
17 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.