Not: Bu inceleme, bir incelemeden çok daha fazlasıdır.
Yazım uzun olduğu için ve anlaşılma kolaylığı sağlamak adına sekiz bölüme ayırdım ve böylece daha ilgi çekici olduğunu düşündüğünüz yerlere gidip okuyabilirsiniz:
– Giriş
– Kitapla İlgili Düşüncelerim
– Nietzsche'nin Ailesinin Sağlık Geçmişi
– Nietzsche'nin Sağlık Geçmişi
– Turin
Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinlemekteymiş. Hemen hepsi de hanımından şikâyette bulunmaktaymış. Ancak Ebu Müslim’de şikâyet filan yoktur. Demişler ki:
– Veli gibi bir hanıma düştün de sesin sedan çıkmıyor değil mi?
Omuzlarını silkerek cevap vermiş:
– Bizimki veli filan değil kelimenin tam manasıyla delidir deli!...
– Öyle ise,
Ben kampı kullandırmak ve olanlara göz yummak için yirmi bin aldım."
"Aslan eğitimli miydi?"
"Biri öyle söylemişti."
"Nasıl?"
"Nasıll olduğunu bilmiyorum. Sadece komut alinca öldūrmek üzere eğitildigini biliyorum, hoş bunun güvenilir bir șekilde yapılabileceğini düşünen delidir ya"
"Yalnızca iki adam olduğundan emin misin?"
"Ben sadece iki kişinin sesini duydum."
Pendergast'n yüz hatları serdeşti. D'Agosta bir kez daha FBI ajanının irade gücūyle kendini kontrol altına aldığını
gördü. "Başka bir şey var mi?"
"Hayız. Yok. Yemin ederim hepsi bu kadar.
konudan hiç bahsetmedik."
"Resmen aşığım herife," dedi. "Ömrümde bu kadar güzel bir adam görmedim. Bir gözleri var, gece gibi, simsiyah. Allahım n'olur bir kere kaybolayım o gözlerin içinde. Ama başını kaldırıp yüzüme bakmıyor ki, hep yere bakıyor konuşurken."
Ama eğer bîri ölümden, acı verdiği için değil de onun mutlaka geleceğini bilmenin acısıyla
korktuğunu söylerse o bir delidir; çünkü varlığı
bizi ürkütmeyen bir şeyin sadece beklendiği için ve beklendiği sırada bizi tasalandırmasına sebep yoktur.
Şu halde, belaların en korkuncu sayılanı ölüm
bizim için bir hiçtir: Biz var oldukça o yoktur, o
varken de artık biz yokuz, bunun sonucu olarak, da o ne dirileri, ne de ölüleri ilgilendirir, çünkü birincilerin olduğu yerde o yoktur, İkincilerin de artık kendileri yokturlar.
Evet, büyük kalabalık ölümden en büyük bela
olarak kaçınır ama öte yandan, hayatın zorluklarından sonra bir dinlenmedir diye ona hasret çeker. Bilge ise ne hayatı benimsemezlik eder, ne de ölümden korkar; çünkü hayattan İğrenmez ve var olmayışı da bir bela olarak görmez. Nasıl yemeğin
bolluğuna değil de iyi pişirilmiş olmasına değer verirse, hayat için de, onun uzun sürmesini değil, kendisine vereceği ürünlerin tadını göz önünde tutar.
Öte yandan, genç insana güzel bir hayatın, ihtiyara ise güzel bir ölümün gerektiğini iddia eden de budaladır; çünkü hayat sadece daima istenen bir şey değildir; güzel geçen bir hayat güzel bir ölümün hazırlığıdır da. Şunları söyleyen daha da budaladır: ...hiç doğmamış olmak daha güzeldir. Çabucak Hades’in kapısından geçmek için doğmuş olunca ...
Eğer bu adam söylediğine sahiden inanıyorsa
neden hayattan vazgeçmez? Buna kesin olarak karar verdikten sonra onu alıkoyacak ne vardır?
Ama eğer bunu dalga geçmek için söylüyorsa,
böyle gevezelikleri sevmeyenler için asıl o zaman budalanın biridir.
Kafirlerin, özelde Hz. Peygamber'e (s.a.v.), genelde ise tüm peygamberlere "deli" oldukları yönündeki iddialarını Kur'an şöyle dile getirmektedir.
وَقَالُوا يَا أَيُّهَا الَّذِي نُزِلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ إِنَّكَ لَمَجْنُونٌ
"Kafirler alay ederek şöyle dediler: 'Ey kendisine sözde Kur'an indirilen adam! Sen elbette delinin birisin."
قَالَ إِنَّ رَسُولَكُمُ الَّذِي أُرْسِلَ إِلَيْكُمْ لَمَجْنُونُ
"Firavun, 'Size gönderilen bu elçiniz mutlaka delidir.' dedi.
وَيَقُولُونَ أَئِنَّا لَتَارِكُوا آلِهَتِنَا لِشَاعِرٍ مَجْنُونٍ
"Biz, deli bir şair için ilahlarımızı mı terk edeceğiz.' diyorlardı.
…….
Bu ayetlerde de görüldüğü üzere, Hz. Peygamber başta olmak uzere tüm peygamberlere karşı, "söylediği yalanın farkında olmayan bir deli" ithamı yapılmıştır.
_Tanrı, ilk ateisttir. Ateistler
_Tanrı, ilk masondur. Masonlar
_Orospu çocuğu. Marques de Sade
_Herkesin tanrısı kendine benzer. Yamyamların tanrısı bir yamyam; savaşçıların tanrısı bir savaşçı; hırsızların tanrısı hırsız; aşıklarınki de aşk tanrısı olacaktır. Ralph Emerson
_Trakyalılara göre tanrı, sarışın ve mavi gözlüdür. Öküzlerin elleri