"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."
Tımarhane gibi ülke!!
"... Karakolda dayak yediğimi söyleyince polisler: ‘Televizyon seyredece­ğine, bulaşıkları yıkasaydın ’ diyerek şikâyetimi geri çevirdiler." "... Kocam beni, ayrılırsam öldürmekle tehdit ediyordu. Karakola gittim ve ‘tehdit altındayım ’ dedim. Polisler: ‘Öldürürse cezasını veririz dediler." “ ... Bir gece kocam
Reklam
651 syf.
6/10 puan verdi
·
Read in 5 days
Dizilerin saçmalıkları kitaplara da gelmesin
Selam küçük bi inceleme yazmaya geldim. Japon edebiyatından okuduğum 2. Kitap ama
Haruki Murakami
Haruki Murakami
yazarın okuduğum ilk kitabı oluyor. Sahilde Kafka Kitap anlatımı gayet akıcı. Konu güzeldi yazarın sürrealist bir kurguyu kafa karıştırmadan anlatım sağlaması güzel olmuş. Yalnız bana göre yazar okurun kafasını karıştırmamış ama yazarken kendi kafası çok
Sahilde Kafka
Sahilde KafkaHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20209.8k okunma
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Hatırlar mısın anne, bundan 15 yıl önce... 8-9 yaşlarındaydım. Cebimizde 5 lira ile pazara gitmiştik. Birde kardeşim vardı yanımızda. O 3 yaşındaydı. Evden  çıkarken beni tembihlemistin. "Patates, soğan alıp hemen geleceğiz." diye. Yola koyulduk, pazarın girişinde kiraz satan adam vardı. Bizim küçük paşa kiraza elini attı. Annemde ses etmedi. Annem ses etmedi ama tezgah başındaki adamın " Her gelen bu tezgahtan bi kiraz alsa, akşama bişi kalmaz abla" diyip bağırması yetti. Bende bağırdım o sıra anne duydun mu? Hatta haykırarak bağırdım içten içe. Gözlerin doldu gördüm ben anne . Herkesin bize bakışınıda gördüm anne. Sen beni tembihlemesende ben biliyordum anne. Ama o küçüktü. O gün yemin ettim ben okuyacağım diye. Hep en iyisi olmaya çalıştım. Hani kızarsın ya bana ara sıra; "Bu hırs seni öldürecek." diye. O hırs hep kirazdan anne. Ben o gün yemin ettim. Kimseye muhtaç etmicem ailemi diye. O yüzden hem çalışıp hem okudum. O yüzden üniversitede birinciliği kaptım.  O gün bugündür kiraz yiyemem. Dokunur bana. Bedenime değil ruhuma dokunuyor.  Şimdiyse hala çabalıyorum. Bu günümüze Elhamdülillah.  Şimdi hiç biriniz beni tanımıyorsunuzya; ben "Tanımayanlar Ülkesinde" daha özgürüm.  (Not : Bu olayı anlatmaktan hiç bir zaman utanmadım.)  youtu.be/HnXygtVZbOI
Böylece ölümümden sonra üç kadın oğulsuz, kocasız, babasız kalacak. Farklı türden üç öksüz; yasa açısından üç dul. Haklı olarak cezalandırıldığımı kabul ediyorum. Peki bu masumların suçu ne? Ne önemi var! Onurları lekeleniyor, felakete sürükleniyorlar: Bunun adı adalet. Yaşlı zavallı annem beni endişelendirmiyor; altmış dört yaşında, ölüm haberim onu öldürecek. Veya ayak tandırında hâlâ biraz sıcak külün kalacağı ana kadar birkaç gün daha yaşarsa hiçbir şey söylemeyecek. Karım da beni hiç endişelendirmiyor; zaten sağlığı şimdiden kötü, sinirleri bozuk. O da ölecek. Tabii ki delirmezse. Delirmenin insanı yaşattığı söylenir; en azından bilinç kaybolduğu için daha az acı çekilir; ölü gibi uyunur. Ama kızım, yavrum, şu anda gülen, oynayan, şarkı söyleyen, hiçbir şey düşünmeyen zavallı küçük Marie'm, işte o beni kaygılandırıyor!
Reklam
Beni öldürecek. Hayır, ben kendimi öldüreceğim, yine de bu bir günah! Kaçıp gitmek mi? Peki ya çocuklarım! Ayrılmak mı? Ama on beş yıllık bir evliliğin ardından, babama Mösyö de Mortsauf'la anlaşamadığımı nasıl söyleyeceğim? Babam ve annem geldiğinde ağırbaşlı, uysal, kibar, nüktedan davranacak. Zaten evli kadınların babaları, anneleri var mıdır? Tüm varlıklarıyla kocalarına aittirler.
Sayfa 176 - İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
256 syf.
9/10 puan verdi
“İlkbahar, ilkbahar, ben ilkbaharım!”
“Yaraladığın insanlardan tüm içtenliğinle özür dile. Kanatlarını kopardığın kelebekten de bilmeyerek üzerine basıp geçtiğin böceklerden de.” İnsanlar arasında bir sınır varsa o da kelimeler midir? Kitabı okuyunca bunu gerçek anlamda merak ettim. İnsanlar, taşan duygularını kelimelere dökmek yerine yüreklerinde saklayabilselerdi eğer her şey daha
Badem
BademWon-pyung Sohn · Peta Kitap Yayınları · 20211,997 okunma
85 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.