Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen ben çok çok başarılı buldum. Okurken kitabı elimden bırakamadım ve sonuç olarak 1 günde okuyup bitirdim. Hemen yazarın ikinci kitabı olan Yitik Kızları da sipariş verdim. Bu aralar gerilim kitaplarına takmış bulunmaktayım. Nefes almadan gerilim kitabı okumak istiyorum. Kitap ilk yavaş bir tempoda başlıyor sonradan akıyor. Kitabın konusuna gelirsek:
Başarılı ressam Alicia Berenson, kocasının suratına 5 kez ateş ederek öldürüyor. Sonrasında sessizliğe bürünüyor. Kocasını, öldürdüğünden beri ağzından tek kelime çıkmıyor. Psikolojisinin iyi olmadığı gerekçesi ile Alicia hastaneye yatırılıyor ama tüm tedavilere rağmen konuşmaya başlamıyor. Hastaneye yeni gelen psikoterapist Theo Faber, Alicia’yı konuşturabileceğine inanıyor ve olayın iç yüzünü aydınlatmak için harekete geçiyor.
Kitapta bir karakter var, benim için taaam bir hayal kırıklığı oldu kendisi. Kitabı okuyanlar anladı kimden bahsettiğimi. Sen ne biçim insansın ya. Uğradığın ihanete rağmen nasıl susup oturdun. Bunu kabullendin aklım almıyor. Tam bir ezik. Başta çok güçlü görünmüştü gözüme sonradan nasıl bir korkak olduğunu anladım…
Hemen hemen gidin bu kitabı okuyun ve sizde bu karakterden nefret edin. Beni yalnız bırakmayın lütfennnn
Ben bu aralar çok kötüyüm
Eskisinden daha kötü
Belirsizlikler var ve beni mahvediyorlar
Dayanamıyorum artık sabrım taşıyor
Sürekli ağlamak ağır geliyor artık
BEN ARTIK MUTLU OLMAK İSTİYORUM
...
İnsan yaşadıklarının bilinmesini ister. Yaşananların olağanüstü şeyler olması, senaryolaştıracak kadar ilgi çekici olması da gerekmez.
Karşılaştığımız her insanın konuşmaya başlama sorusu değil midir, o gün neler yaptığımız?
İşe gittim... Çok yoğun bir gün geçirdim... Ekonomi bu aralar istikrarsız... Gazetede okudum... Yoo onu çoktandır görmüyorum... Ayrılmışlar demek... Hiç umurumda değildi zaten... Atıştırdım biraz... Ve daha bir sürü sıradan şeyleri de anlatmak ister insan.
Kendimden sıkıldım bu aralar,ben bana tahammül edemediğim günlerdeyim şimdi..Bıraksalar devrileceğim Her şeyi tıklım tıkış atmışım içime "Ulan ben de insanım, her şey bir yere kadar" diye inim inim inlediğim günlerdeyim... Başkalarını tamamlamak için kendimizi yarım bıraktığımızı yeni yeni fark ediyorum,üzgünüm başımı taşlara vurduğum günlerdeyim…