Birkaç gündür şu kitapları tekrar okuyorum. Gerçekten oldukça yararlı olduğunu söylemek isterim. Lâkin bir süre sonra sanki elinizde bir çekiç varmış da, öteki herkes birer çiviye dönüşmüş gibi düşünmeye başlıyorsunuz. Yani ben dahil kimse normal değil 🤔Sonra şunu düşünürken yakaladım kendimi (madem bilişsel terapi kitapları neden düşünmeyeyim değil mi? 😉? Nedir bu normal? Birden gelen duygunun sesi bana istediğim cevabı verdi. En azından kısmen tatmin etmiş oldu. Cevap ne mi peki? İşte şu 👇 Biralar soğuk mu?", dedim Dedi ki, "Normal" "Peki ya havalar?" "Valla' gayet normal" "İşler?" dedim, "Gidişler?" dedim "Hepsi normal" Peki dedim, "Ya sen, ben?" Dedi ki, "Normal" "Peki biz, ikimiz?" "Valla' gayet normal" "Hâlimiz?", dedim Ne dese beğenirsin, "Normal" Hmm, biri anlatsın hemen Nedir bu normal? Hmm, canım sıkıldı artık Yoksa ben miyim anormal? Çok sevgili #bülentortaçgil 'in şarkısı istediğim cevabı vermiş oldu 👌 Tişikkirler Ortaçgil 🙏
Gitar çalarken ben:D
Hem 'diyez'e' hem 'bemol'e' ne gerek var, hiç anlamamışımdır. İkisinden biri olsa yeter. Ya 'diyez' ya 'bemol'.. Neden 'la diyez', 'si bemol'e' denk gelir, bu kadar kafa karıştırmanın ne anlamı var??
Reklam
424 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Meltem Gürle’nin zamanında Birgün gazetesinde çıkan köşe yazılarından oluşan, öykü tadı veren denemeler var bu kitapta. Benim okuma hızıma göre epeyce uzun bir sürede, bir haftada okudum ben bu kitabı. Çünkü eski bir dostla sohbet etmek, anılara dönüp orada biraz kalmak, ortak yaralarımızın kabuklarını kaldırıp iyileşmiş mi diye bakmak için bir
Kırmızı Kazak
Kırmızı KazakMeltem Gürle · Can Yayınları · 2016190 okunma
Clay uzanıp, onu bileğinden yakalayarak kendine doğru çekti. "Yapma!" "Üzerimi değiştirmeyeyim mi?" Clay başını salladı. "Benim gömleğimi giy." "İçimde sütyen bile yok," diye cevap verdi Julia, bu fikrin ne kadar saçma olduğunu açıklamaya çalışarak. "Biliyorum," dedi Clay sırıtarak. "Demek benim 'özgür' halimi beğeniyorsun öyle mi?" "Çok güzel göğüslerin var ve ben, benden sadece iki adım ötede, üstelik yalnızca bir saat önce benim üzerimde olan bir şeyle örtülü oluşunu bilerek kıv- ranmak istiyorum," dedi parmaklarını gömleğin üze- rinde gezdirip, dışarı fırlamış göğüslerine dokunma- dan. Ve Julia'nın tüyleri diken diken oldu. "Peki, alt tarafım ne olacak? Belimden altım çıplak vaziyette mi dolaşmamı istiyorsun?" "Benim isteğim, senin o eteği tekrar üzerine geçirmen. Ama iç çamaşırı giymeden; sadece topuklu ayak- kabıların, eteğin ve benim gömleğim," dedi yumuşak bir ses tonuyla. Vereceği cevabı beklerken her zaman- kinden daha karanlık bakan gözlerini Julia'ya dikti.
Sayfa 104
sevildiğini öğrenince mutlu oldu ya, hikaye­ de en çok bu hoşuma gitti. Ben de aynısını ister, sevildiğimi şimdi burada öğrenmeyi dilerdim
Bazı bölgelerde onun ilkbahar geldiğinde tekrar topraktan bitivereceğine inanıyorlar; ama ben hiç öyle bir olay görmedim. Geçmişteki inancıma göre, kendimi öteki olay görmedim. Geçmişteki inancıma göre, kendimi öteki dünyada güçlü olacakların eline teslim etmem gerekiyordu. Yani ya tanrıların ya da şeytanların. Ama şimdi kendi yıldızım hızla solduğuna göre, başka dünyaların savaş oyunlarında piyon olmak istemiyorum. "Bu tanrılara karşı gelmek mi, efendim?" "Sanmıyorum. Beni yaratanlar ister tanrı, ister şeytan olsun, planlarına karşı koymakta kullanacağım bu aklı da yarattılar. Herhalde kendi yaptıkları kalbin içinde bir karşı koyma gücü bulunduğunu bilecek kadar akılları vardı."
Reklam
·
Puan vermedi
Her Müzeyyen bir gün gider
Noktaları sevmeyen bir yazardan bir hikaye, ne de tanıdık… Müzeyyen: “Hikayeye göre adam, kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor... Herif kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor.” Adam: “Fakat” diyor, “Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku.” . . İnsanlar sever, sevmek güzeldir denir, oysa
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,1bin okunma
Dua
Allah' im! Yüceler Yücesi Allah' im! Kendisiyle dügümleri çözeceğin, kederleri gidereceğin, tasa, gam ve hüzün sebeplerini yok edecegin ve talepleri gerçeklestirecegin bir salât ile Efendimize (s.a.v.) salât eyle. Ah Rabb'im! Kendimi düzeltme, nefsimi islah etme imkânlarindan beni mahrum eyleme! Bana öncelikle dua kapilarini ardina
Sayfa 136Kitabı okudu
Eşkiya
Baran: bana niye ihanet ettin Berfo? Berfo: ihanet haa. demek sen benim yaptıklarıma ihanet diyorsun ha? peki, iyi öyle olsun. şimdi ben sana şöyle desem; ben bunları yaptım, çünkü âşıktım ben, yani vurulmuştum, ölüyordum aşkımdan. bunun üzerine kim bana ne diyebilir ha? ihanet mi? aşkım için yaptım ulann! ahlaksızlık mı? evet yaptım. ben en yakın arkadaşımı seni jandarmaya ihbar etmiş adamım. sen yapabilir miydin benim yaptığımı? haaa? en sevgili arkadaşına ihanet edebilir miydin? onu jandarmaya ihbar edebilir miydin? arkadaşının altınlarını çalabilir miydin? o altınlarla arkadaşının sevdiği kadını anasından babasından satın alabilir miydin? arkadaşını ölüme gönderebilir miydin? ama ben yaptım. aşkım için… şimdi söyle bana; hangimizin aşkı keje’ye daha büyük haa? hangimizin? hangimiz keje için böyle büyük bir günaha girmeyi göze alabildik? ben bu aşk için cehennemde yanmaya hazırım. Ya Sen? EŞKİYA (1996) 🎬 youtu.be/MMvgpwXbO5k?si=...
Sonuçta hepimiz, hayatta kalanların çocukları değil miydik? Savaşlar, depremler, kuraklıklar, katliamlar, salgınlar, işgaller, kavgalar ve felaketlerden sağ çıkanların çocukları... Dolandırıcıların, hırsızların, katillerin, yalancıların, muhbirlerin, hainlerin, batan bir gemiden ilk kaçanların ve de başkalarının ellerindeki cansimitlerini söküp alanların çocukları... Sağ kalmayı bilmiş olanların... Sağ kalmak için her şeyi, ama her şeyi göze almış olanların... Bugün hayattaysak eğer, soyağacımızdan birileri “Ya o ya ben!” dediği için değil miydi? Belki de kötülüğün ağır basması bile değildi bu. Doğal olandı... Sadece bize çirkin geliyordu, o kadar..
Reklam
"Tabancamı evirip çevirdim. Ölmek nedir? Ya ölümden son­ rası... Eğer din kitaplarının yazdığı gibi ruh ölmezse ... Kendini öldürmenin ne faydası olur? Ben başımın içindeki zonklamadan kurtulmak umuduyla istiyorum ölümü ... Gücü yeter mi insanın bundan kurtulmaya? .. Nerede bulmalı bu sorunun karşılığını? .. Dışarısı katran karanlığı... Uzaklarda şimşekler çakıyor. Bunalı­ yorum. Şimşekler çakıyor. 'Ölümün ötesi ışık' der gibi ... 'Rahat­ lık' der gibi. .. Tanrı günahlarımı affetsin! Çok mu günah işledik biz komutanım? Namluyu şakağıma dayadım. Ürperdi vücudum tepeden tırnağa ...
YAZMAK İÇİN
Bu akşam ben Yazmak için yazacağım sadece İyi insanlardan biri olduğum için Ya da bir amaç uğruna değil Siyah, beyaz, alev rengi Ya da içimden geldiği gibi değil Günahlarımdan kurtulmak Geçmişi unutmak için hiç değil
Yönetici olan oydu, kadındı. Özel- likle Clay'in muhteşem suratındaki ifadeleri izlerken, onu okşarken gözlerinin yukarı doğru kaymasından bunu daha iyi anlayabiliyordu. Bu sırada Clay, Julia'nın avucunun içinde ileri geri gidip geliyordu. Julia boşta kalan elini süveterine sonra da sütyeninin kenarına daldırarak daha önce oraya
Sayfa 94
-Neden ölüme bu kadar takmış durumdasın sence? •Ben olsam 'takmak' kelimesini kullanmazdım. -Sen ne derdin? •Takmak fiilinin yargılayıcı bir özelliği var, değil mi? Sanırım 'kararlı' kelimesi daha iyi betimliyor durumu. Periyodik tabloda, alttaki elementlerin en sevdiğim özelliği ne biliyor musun? Bazıları sadece saniyeden de
Resim