İlk sözcüklerinden itibaren aklımda hep aynı soru gezindi. Edgü, bu düşsel romanı kimler için yaza? Hakkari'de (tüm emsalleri için temsilen) değil bir mevsim ömrünü geçirenlere mi, hani şu karın üzerinde yalın ayak yürüyüp de ölmeyenlere mi, yoksa kendini kazara atama yoluyla hiç bilmediği bir dünyada bulan kazazedelere mi, ya da yazarak kendi