"Köylü milletin efendisidir!"
Sahi öyle midir gerçekten? Hangi vakit efendiydiler sefa sürdüler, hangi vakit kıymetliydiler değer gördüler, peki ya hangi vakit kaybettiler güçlerini ve kıymetlerini? Ben vereyim cevapları derhâl. Yalnızca oy zamanı kıymetliydi köylü milleti, geri zamanlar eski halleriydi onlara lâyık görülen, hatta
Amacım incelemek değil ..
"Taştan kaçmak " böyle biline :)
Bir varmış bir yokmuş ..
Develer tellal iken pireler hammal iken , uzak uzak sanılan..
"ki aynı zaman da burnumuzun dibinde"
diyarlarda, bir fil sultan yaşarmış .
Benim filler sultanım bıyıklı yalnız baştan anlaşalım Orwellin afişlerinde sürekli her yerde karşımıza
?
Her sene Ramazan-ı Şerifimizi burnumuzdan getiriyorlar.
Her sene katledilen kardeşlerimizi paylaşıyor, ah-u vah ediyor, postallarla çiğnenen, yakılan yıkılan Aksa videolarımızı duygusal müziklerle paylaşıyor, iki üç beddua ediyoruz, bitti.
Gerçekten böyle mi kahrolacak İsrail?
"E ama zulüm duyuruyoruz!"
-Kime?
...
Kime duyuruyoruz
DOĞDUM, GÜN YOK! BÜYÜDÜM, GÜN YOK!
1 Mart 1922 tarihinde TBMM'nin açılış konuşmasında ''Köylü, milletin efendisidir.'' demişti Atatürk. Bunu söylerken elbette samimiydi. Muhtevasında köylünün milletin temeli olduğunu söylemişti belli ki. Ancak yüzyıllar boyu köylü ne eder, ne yapar, nasıl yaşar hep bir muammadır. Kendi sınırları içerisinde ayrı