Zihnin bağlandığı ve özdeşleştiği bir koşul ya da durum değiştiğinde ya da yok olduğunda, zihin bunu kabullenemez.
O, yok olan o koşula yapışacak ve değişime direnecektir.
İçinizde, “olmaması gereken” şeylerin sürekli ve acı verici bir biçimde gelip çarptıkları bir “direnç duvarı” barındırmak yerine, bırakın her şey içinizden geçip gitsin.
Hiçbir direnç göstermeyin.
Bu, sanki artık orada incinecek birinin bulunmaması gibidir.
Bu şekilde siz incinmeyecek hâle gelirsiniz.
Ve artık karşınızdaki kişi sizin içsel hâlinizi kontrol etme gücüne sahip değildir.