Politik Yorumlar
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
"Komünizm Tehlikesi"ne Karşı Bir Arayış: Topçu'nun Antikapitalizmi Topçu'nun antikapitalizminde başvurduğu argümanlar çoğu kez açıkça "romantik" ögeler içeren "Marksizan" bir nitelik taşır. Kapitalizmin ortaya çıkışıyla birlikte, "dünya çapında istismar esasına dayanan" sermaye sınıfıyla yoksullar arasında bir sınıflaşmanın doğduğunu söyleyen Topçu'ya göre, bu sınıflaşmayı yalnızca "patron-amele sınıflaşması" olarak görmek doğru olmayacaktır. Topçu çok daha "radikal" bir tutum alarak, sermayenin karşısına toplumu, doğayı ve hayatı çıkarır: "Büyük sermayenin mücadele sahnesinde bulunduğu ve ameleden başlayarak tabiatı, kazanç vasıtalarını, teşebbüs imkanlarını, sahneleri, gazeteleri ve seçimleri bile satın alabildiği bu devirde, sermaye sahiplerinin ayakları altında ezilen, yalnız amele değil, belki bütün cemiyet ve bütün hayattır. Bu yüzden bugünkü sınıflaşmada cemiyeti, sermaye sınıfı ve halk sınıfı diye ikiye ayırmak doğru olur." Sermayeden "ne bedenin ne de ruhun eseri olan yabancı bir canavar unsur" şeklinde bahseden Topçu, "insanın ruh ve bedeninin dışında bulunan, her ikisine de yabancı olan sermaye"nin "insanın kendi bedeninin veya ruhunun has eseri" olan emekle değiştirildiğini söyler. Sermayedar, "malın asıl sahibi olan satıcıya [üreticiye -FY] sadece bir karın tokluğunun karşılığını bırakmıştır. 'Buna razı olmazsan malını hiç sattırmam, seni açlıktan ölüme mahkum ettiririm' diye onu yola getirmiştir ve dünya pazarına böyle bir düzen vermiştir.
Reklam
Bu devirde böyle patron !!
“Tekin Bey’in hepimize kesin talimatı var; eğer bir işçiyle şirket herhangi bir konuda ihtilafa düşerse kesinlikle işçi haklıdır, ne isterse vereceksiniz der.”
İsmail Kılıçarslan - Yavaşlık İçin Darmadağınık Notlar
Reha Çamuroğlu'nun 'İsmail'de anlattığı bir mesele vardır. Şeyh Cüneyd, halifeleri ile divan toplar. Halifeler, divan saati gelirler, diz kırıp otururlar. Diz üzerinde sekiz saat aralıksız susulur. Tek bir cümle, tek bir kelime çıkmaz ağızlardan. Sekiz saatin sonunda Şeyh Cüneyd 'başka bir şey yoksa divan bitmiştir' der. Elbette başka bir şey