Öncelikle bu kitabı okumadan önce bir yemin etmeniz gerekiyor. Karan Ali Çakıl Dünya üzerindeki en siyah; Asi Merve Karakuyu Dünya üzerindeki en Asi, en güçlü, en ağlayamayan varlık olduğuna inanıyor ve başka varlık kabul etmeyeceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim.
Yeminimizi de ettik sırada inceleme var.
Ben Binnur' un kitaplarında hep bunu görüyorum; sürekli bir tekrar havası, aynı betimlemeler. Ben şahsen o betimlemelerin tamamını atlayarak okumak zorunda kalıyorum.
Asi Merve, ailesi ile sorunları olan sıradan üniversite öğrencisi. Ablası, annesi ile birlikte devamlı babasının şiddetine maruz kalması tabi ki de kötü.
Karan Ali ile okul konferansınds tanışıyorlar, o ise 26 yaşında iş adamı.
İkisinin arasında şans eseri konuşmalar ve iş imkanları geçerken (bak Allahın işine) devamlı bir yerlerde kilitli kalıyorlar. Bunada kader diyoruz.
Genel akış; Asi Merve nin okulda ben en güçlüyüm imajları verip kavga etmesi, Karan ın onu her seferinde arabaya zorla bindirmeye çalışırken Merve nin "Ben çocuk değilim" "Bana velet diyemezsin, zorlayamazsın" "Bana velet demeyi ne zaman bırakacaksın?" Tarzı konuşma metinlerine devamlı maruz kalıyoruz.
Bir şeye daha maruz kalıyoruz, o da Karan' ın çok siyah oluşu. Siyah okyanus, siyah cehennem, siyah kelebek, siyah alev...
Tamam kanka en siyah sensin sıkıntı yapma.
Binnur Şafak kitaplarını elinize bir kere aldınız mı sarıyor, ne yazıkki bu da aynıydı. Eleştire eleştire okudum yine.