Kaç dostum, yalnızlığına! Büyük adamların gürültüsünden serseme döndüğünü ve küçüklerin iğneleriyle sokulduğunu görüyorum senin. Orman ve kaya seninle birlikte saygıyla susmayı bilirler. O sevdiğin geniş dallı ağaca benze yine: sessizce ve dinleyerek asılı durur o, denizin üstünde. Yalnızlığın bittiği yerde başlar pazaryeri; ve
_Her şey algıdır. Herhangi bir şeyi itici ya da çekici kılan tamamen senin zihnindir. Karar veren faktör sensin. _Zihin, aldatıcıdır. Gerçekte ikilem yoktur. Gerçekte sorun yoktur. Hiç olmamıştır, hiç olmayacaktır. Zihinde sorunlar vardır ve sen gerçekliğe zihnin aracılığıyla bakarsın. Böylece gerçeklik sorunlu olur. _Sağlıksız bir zihinle ne
Reklam
Masallar, ilahiler, efsaneler, destanlar, türküler, ninniler, tiyatro, sinema ve edebi eserler: Halk arasında masallar çoktur. Masalların en meşhuru "Hangur" un hikayesidir. Türk mitolojisindeki tepegözü andırır. Demirciliğin dünyaya Kafkasya'dan yayıldığı hakkında ki rivayet ünlüdür. Halk arasında La Fontaine'in kendinden çok
_Tanrı, ışığı yaratmıştır. Demek ki ilk Üstad-ı Azam Mason, Tanrı’nın kendisidir. _Adem Baba, ilk masonlardandır ve Tanrı tarafından Cennete mason olarak kabul edilmiştir. Bu, masonluğun eylem olarak değilse de bir oluş kudreti olarak daima var olduğunu söylemenin bir tarzıdır. Çünkü masonluk, insan ruhunun ilk ve eski bir ihtiyacına cevap
Kocakarı ile Ömer
Üstad-ı necibim Ali Ekrem Bey'e Yok ya Abbas'ı bilmeyen, kimdi?.. O sahabiyi dinleyin, şimdi: "Bir karanlık geceydi pek de ayaz..
_Tinin Görüngübilimi, bilincin değişiminin yolculuğunun betimidir. _Her şey kozmik tinin görüngüleridir. Bu gerçekliklerin dışında aşkın bir varoluş bulunmaz. Her şey bu dünyada olup biter ancak bilen özne ile bilinen şey mesela bilinç ve dünya aynı şeydir. Hepimiz her şeyi kapsayan kozmik ruhun parçalarıyızdır. O tekil ve tüm olan tin'dir.
Reklam
Böyle Söyledi Zerdüşt'ten son alıntım olsun.
... Vakit yaklaşıyor: ey insan kulak ver! Bu konuşma hassas kulaklar içindir, senin kulakların için- d e r i n g e c e y a r ı s ı n e s ö y l e r ? (s.326) siz daha yüce insanlar, kurtarın mezarları, uyandırın cesetleri!.. uğulduyor çan, horulduyor hâlâ yürek, kazıyor hala ağaç kurdu, yürek kurdu. A h ! a h ! d e r i n d i r
Halkı Kur'ân" meselesine takılıp kalması, bunu kabul ettirmek için cebir ve şiddete başvurması, aklın alacağı bir iş değildir. Çok mânâsız, pek hafif, hati çok tehlikeli bir tasarruftur. Fakat Me'mun Halife, bu garip işe girişmiştir. Ebd Zehra'nın yazdığına göre, Kur'ân'ın mahlükiyeti meselesinin ortaya konmasın da,
Sayfa 602Kitabı okudu
Hayvanlar birbirlerine hayranlık duymazlar. Bir at, öbür atlara hayranlık duymaz. Bu, birbirleriyle yarışmazlar demek değil, ama yarışın büyük önemi yoktur, çünkü ahıra döndüklerinde, daha ağır aksak, daha hantal olan at, sırf bu özellikleri yüzünden önündeki yulafı ötekine sunmayacaktır, oysa insanlar hemcinslerinden bunu beklerler. Hayvanlarda
“İşte ustalarımın öğütleri ve benim acıklı yorumlarım: 1.C: Yalnızca okuma keyfi için yazmak köşe yazarını açık denizde pusulasız bırakır. 2.B: Ama köşe yazarı ne Eyüp'tür ne de Mevlâna. Hisse hep kıssadan çıkar, kıssa hisseden değil. 3.C: Okuyucunun zekâsına göre değil, kendi zekâna göre yaz. 4.A: Pusula hikâyedir. (1.C'ye
Reklam
sinematografik balkon
1. Bir yapının genellikle dışarıya doğru çıkmış, çevresi duvar veya parmaklıkla çevrili bölümü 2. Tiyatro, sinema vb. büyük salonlarda asma kat 3. Vücudun göğüs veya göbek bölümü 66,5. Ev ve sokağın birleştiği, özelle genelin bütünleştiği yer, evin sokağı, yarin nadiren de olsa göründüğü alan hani güller güneşler, hani günaydınlar güzeli hani sen
_Tanrı, ilk ateisttir. E. Hubbard _Din, gönüllü köleliktir. Herzen _Burada bir ateist yatıyor. Giyinip kuşanmış hazır, ama gidecek bir yeri yok; ne cennet ne de cehennem. Mezar taşı _Çürümüş bedenimden çiçekler çıkacak ve ben de onların içinde olacağım. E. Mumch _Bir zamanlar ateist olmak istemiştim. Artık vazgeçiyorum. Adamların tatili yok! H.
Mekke yılları böyle geçip giderken baskılar hiç azalmıyor gün geçtik de şiddetleniyordu biraz ailesinin baskıları azalmıştı ki Mekke Müslümanlara karşı bir ambargo kararı alır bu karara göre t Ebu talip Mahallesi'nde Müslümanlar muhasara altına alınacak ve tüm mekke'den tecrit edilecekler hiç kimse onlara mal satmayacak ve onlardan mal almayacak hiç kimse onlara kız vermeyecek bir kız olmayacak tam 3 yıl bu insanlık dışı muameleye tabi olacaklardı sa'd bin ebi vakkas bu 3 yıl boyunca bir gün olsun Allah Resulünun yanından ayrılmayacak ve bu zorlu günlerin her anını efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte yaşayacaktı sa'd o günlere ait yaşadıklarını yıllar yılı kimselerle paylaşmayacaktı ama bir gün küfede vali olduğu ve o günlerin üzerinden 50 yıldan daha fazla bir zaman geçmiş iken sonradan Müslüman olan bazı bedeviler altın halkanın bir neferi olan bu güzide insana haksız yere bazı iftiralarla dillerine doladıklarında dayanamayacak Şib'i ebi talipte ki bir anısını dile getirerek sa'd şöyle dedi"günler olmuştu da ağzımızdan bir lokma geçmemişti ve ben gecenin karanlığında dolaşırken küçük bir deri parçasına rastlamıştım o toprağın içeriğindeki parçayı alıp yıkamış sonra ısıtıp çiğnemiş böylelikle açtığıma birkaç gün dindirmiştim biz böyle günlerden geçerek geldik şimdi ey insanların rahat zamanlarına erişenler ( mirasyediler )sizler şimdi bizleri mi beğenmiyorsunuz."
Resim