Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
180 syf.
10/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Türkçe / English Review
Kitabın diğer incelemelerini incelerken çoğu okurun eserden "Çocuk kitabı" diye bahsettiğini gördüm ve
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı Çocuk
ile benzer bir karışıklılığa girdiğini fark ettim. Maalesef günümüzde eserlerin baş kahramanları çocuk olunca hemen çocuk kitabı etiketi yapıştırılıyor içeriği göz önünde bulundurulmadan.
Çizgili Pijamalı Çocuk
Çizgili Pijamalı Çocuk
'da olduğu gibi travmatik
The Giver
The GiverLois Lowry · Laurel Leaf Publishing · 2002888 okunma
"İnsanlar da kusurludur. Neden insanları çizmiyorsun?" "Hayır. Hiçbir insan kusurlu değildir. Sadece birbirlerinden farklıdırlar. İnsanoğlu, gözüne hoş gelmeyen şeylere 'kusur' der. Kusurlar değişir. Kimine göre bir çil bile kusur olurken, kimine göre bu güzel bir detaydır. Yani insanlar hem kusursuz hem birbirinden farklıdırlar ama benim gözümde hemen hemen hepsi aynıdır. Bu yüzden çizme gereği duymam. Canlıların hepsi böyle. Sadece insanların yaptıkları şeyler kusurlu olur, çünkü yapılan nesnenin belli bir amacı vardır. Lamba ışık içindir ve eğer çalışmıyorsa ona kusurlu dersin. Ona verilen tek görev budur çünkü. Senin bahsettiğin şeyse mükemmellik. Çok güzel şeyleri çizmem."
Reklam
Hz. Peygamber (s.a.v.) ne buyuruyor: "İnsanlar dünya hayatına ve paraya düşkün olup zaafa uğradıklarında onlara zillet vurulur. Bu zilleti ancak dinlerine döndüklerinde ortadan kaldırabilirler." Bugün Müslümanların sayıca ve maddi güç olarak fazla olmalarına rağmen zillet içerisinde olmalarını bu hadis-i şerif ne güzel açıklıyor.
Diğer insanlar için yaptığın iyi şeyler konusunda dikkatli olmalısın. Çünkü iyi şeyler yapma arzumuz yani merhamet kapasitemiz sonsuz değildir. Eğer bu kapasitemizi olur olmadık yerde ve kişilerde kullanırsak, hem kendimiz hem de çevremizdekiler gerçekten merhametimize ihtiyaç duyduğunda yanıt veremeyebiliriz.
“Hey, hey. Dinle beni. Bu neye benziyor, biliyor musun? Bir dinin temeline indiğinde neyle karşılaşırsın, dostum? Ben sana söyleyeyim. Güzel vaatler ve hiç bitmeyecek cezaların korkusuyla. Yüzyıllardır insanlar üzerinde etkili olmasının nedenleri bu ikisidir. Sen ve ben de böyleyiz işte. Böyle bir karışımı kim alt edebilir? Papalarla mollalar yüzyıllardır bundan geçinmiyor mu?”
Sayfa 163 - Concannon - ÜÇÜNCÜ KİTAP - ON YEDİNCİ BÖLÜM - Artemis Yayınları - 1. Basım - Kasım 2016, İstanbulKitabı okuyor
Bu nasıl bir dünya, diye düşündü Sadie o sabah. İnsanlar bir zamanlar çürümekte olan şeylerin camdan heykellerini yapmışlar ve bu heykelleri müzelere koymuşlar. İnsanoğlu ne kadar tuhaf ve güzel. Ve ne kadar kırılgan.
Reklam
Güzel bir gün...:)
Senin ne sevdiğini biliyorum deyip yüzüme tebessüm ekti... Bazı insanlar iyiki varlar...🩷 Biri şöyle demiş; "Herkes mektup okumak istiyor, yazmak değil. Çiçekleri koklayıp koparmak istiyor insanlar, ekmeye yanaşmıyor kimse. Ve kışın yüzüne bakmadıkları sularda yazın serinlemek istiyorlar, emek o kadar yabancı bir kavram ki bu yüzyıla. Sevilmek herkesin derdi, sevmekten söz eden yok." youtu.be/RxzjPvlCWdI?si=...
Gidelim buradan
Gidelim buradan... Göğsünü sıkan, içini daraltan o laneti geride bırakıp gidelim. Burada yağmur bile güzel yağmıyor artık. Yağmuru güzel yağan bir yerlere gidelim. Gidelim buradan... Burası bizim değil. Nasıl başederiz bu kadar saçmalıkla? Her şeye sıfırdan başlanabilecek bir yerlere gidelim. Gidelim buradan... İlaçlarını yanına alma. Kitaplarımı almayayım ben de. Biraz da onlar çıldırtmıyor mu bizi? Havası ilaç, denizi kitap bir yerlere gidelim. Gidelim buradan... Bıktım tepemizde sallanan manasız sorulardan. Soru sorma artık bana. Soru sormayayım sana. Her türlü sorunun tedavülden kalktığı bir yerlere gidelim. Gidelim buradan. Burada insanlar kötü. Hep bir şeyler anlatmamızı bekliyorlar, hep bir şeyler anlatmamızı isteyecekler, bitmeyecek bu hiç bitmeyecek. Kimseye bir şey anlatmak zorunda kalmayacağımız bir yerlere gidelim. Gidelim buradan... Bak uyuyamıyorum yine. Senin de uykuların defolu, bölük pörçük. Huzur içinde uyuyabileceğimiz bir yerlere gidelim. Gidelim buradan. Ya sen bana gel ya da ben geleyim sana. Sonra gidelim. Hadi... Ali Lidar
HEW
İçimde sen varsın Yokluğun, aman var olmasin Kalemim sana ait Gidişin bu nasıl bir vakit Yazsam sanki anlayacaklar Seni anlamak, ah imkansızlıklar Neyse gitme Gidersen gülüşünü kaybetme Bulmak yıllarımı aldı Unutmam imkansızdı İnsanlar bilecek ya da bilmeyecek Bendeki sen bitip bitip yeşerecek Gözlerinin yanında iki ben Sayfalarca şiirim de sen Satırlarım bitti, sen hala gitmedin Bugün çarşamba, uyumak sende güzel biliyor musun?
Yüreğe dokunabilmek bu olsa gerek...
Bütün gün vize sınavlarına girmişsin. Bir de gece nöbete gelmişsin vizelerin üstüne. Bir mail geliyor ve bütün yorgunluğun, hissettiğin olumsuz duygular birden yok oluyor. Yüzünde bir tebessüm beliriyor. Duygulanıyorsun, istemsizce gözünden yaş geliyor bu güzel sözler, bu güzel dilekler için mutluluktan ağlaya biliyorsun. Hayatında unutulmaz bir an yaşıyorsun. Ve bir öğretmen bütün öğrencilerinin yüreğine birer birer dokunuyor. İyi insanlar ve iyi öğretmenler iyi ki var 🤲❤️❤️❤️
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.