Umut eden insan, eylemsizdir, boşuna hayaller kurar, rehavete kapılır, kendi elini kolunu bağlar. Oysa umutsuzluk, insanı aldatmacalardan uzak bilinçli bir yaşamın sorumluluğunu almaya, bireysel sorumluluğa götürür. Bu nedenle Camus, yaşama umutsuzluğu yoksa yaşama aşkı da yoktur, der. O halde, yapılacak tek şey vardır: Hayatı "yaşıyorken" yaşamak. Ama nasıl bir yaşam olacaktır bu? Insan niçin yaşar? Alışkanlıklarını olduğu gibi sürdürmek için mi, yoksa yaşamayı seçtiği için mi? İnsan, çekiciliği olmayan bir yaşamı kabul etmeli, hiçbir teselli ya da önceden belirlenmiş bir amaç ya da anlam olmadan yaşama evet demelidir. İşte başkaldırı budur ve bu onurlu başkaldırı hayata erçek değerini verir. İnsan bireysel özgürlüğüne ancak bu bilinçle, alışkanlıkların çemberini kırarak ulaşabilir.
“Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna..”
Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna!… Bazen deliliğim başlıyor. Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum… Ne var ki bu iş için yaratılmadığımı görüyorum. Hayır, ben tembelin biriyim. Yanlışlıkla dünyaya gelmişim. Bütün planlarıma göz yumdum. Aşktan, şevkten, her şeyden kenara çekildim. -Artık ölüler sınıfından sayılıyorum.-
Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna! Ben toplumun bir mikrobu olmuşum, zarar veren bir varlık. Başkalarının sırtına yük. Bazen deliliğim başlıyor. Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum. Kendimden kaçıp, çok uzaklara, mesela Sibirya'ya gitmek, ahşap evlerde, çam ağaçlarının altında, gri gök ve karın, lapa lapa yağan karın altında, gidip kendi hayatıma yeniden başlamak istiyorum. Ya da mesela Hindistan'a gitmek, parlak güneşin altında, göğe başlarını uzatmış ormanların altında, acayip insanlar arasında, kimsenin beni tanımadığı, kimsenin dilimi bilmediği, her şeyi kendimde hissedeceğim bir yere gitmek istiyorum. Ne var ki bu iş için yaratılmadığımı görüyorum. Hayır, ben tembelin biriyim. Yanlışlıkla dünyaya gelmişim. Bütün planlarıma göz yumdum. Aşktan, şevkten, her şeyden kenara çekildim. Artık ölüler sınıfından sayılıyorum.
Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna! Bazen deliliğim başlıyor. Uzağa, çok uzağa, kendimi unutacağım bir yere gitmek, unutulmak, kaybolmak, yok olmak istiyorum. Kendimden kaçıp, çok uzaklara, mesela Sibirya'ya gitmek, ahşap evlerde, çam ağaçlarının altında, gri gök ve karın, lapa lapa yağan karın altında, gidip kendi hayatıma yeniden başlamak istiyorum. Ya da mesela Hindistan'a gitmek, parlak güneşin altında, göğe başlarını uzatmış ormanların altında, acayip insanlar arasında, kimsenin beni tanımadığı, kimsenin dilimi bilmediği, her şeyi kendimde hissedeceğim bir yere gitmek istiyorum. Ne var ki bu iş için yaratılmadığımı görüyorum. Hayır, ben tembelin biriyim. Yanlışlıkla dünyaya gelmişim. Bütün planlarıma göz yumdum. Aşktan, şevkten, her şeyden kenara çekildim. Artık ölüler sınıfından sayılıyorum.
Ne kadar düşünüyorsam, bu hayatı sürdürmek boşuna!
Sayfa 31 - pdfKitabı okudu
Reklam
53 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.