475 syf.
10/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Kitap dediğiniz böyle olmalı.
Kitabı okudum. İnanılmazdı. İnsanın kendisinin okuması bir başka. Görme sorunumuz olsa da, teknolojik imkanlar ile aşıp, böyle güzel eserlerin tadına varabilmek inanılmaz bir nimet. yazarın dili şahane. Konu sürükleyici. Sonuna kadar gittim. Bir kaç saatte kitabı bitirdim. Bİr gecelik iş. Böyle kitaplar çabuk tüketiliyor. Bir kere daha okurum. Bazı filmler vardır. Tekrar tekrar izlenir. Hep aynı tadı verir. Bu da öyle bir eser.
Olasılıksız
OlasılıksızAdam Fawer · April Yayıncılık · 202385,5bin okunma
ne eski bir tango melodisi, ne de siyah önlüklü bir mektepli kız resmi, hayır beni on sekiz yıl evvelki o tatlı hatıraları alemine atan, gazetede götürdüğüm iki satırlık, kupkuru, alalade bir kiralık ilanı oldu. o anda pendik sahilleri birden gözümde canlanıverdi. o köşk...o köşkün bizim bahçeye bakan penceresi...ve o pencereden mahinur...sarı
Reklam
"Üniversiteli delikanli kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa göruyordu takımda.. Hoşlandıgını, fena halde hoşlandıgını hissetti. Az sonra
DERS ALINMASI GEREKEN HARİKA BİR HİKAYE DAHA Çocuklarınızla Konuşun Bir gün susmayı öğrendim..Öyle bir sustum ki,belki sonsuza kadar susacaktım. Çünkü susmak benim küçücük dünyamda babamla kurduğum iletişim tarzıydı.Babam akşamları eve yorgun dönerdi.Ben bütün gün evde sıkılır, onun gelişini iple çekerdim.Daha o kapıdan girer girmez boynuna
Sayfa 274Kitabı okudu
158 syf.
8/10 puan verdi
Hep vardı böyle insanlar.Hep var olacak bu tip varlıklar, insan demek belkide iltifat olur .Nedensiz,sorgusuz menfaat uğruna yalakalık yapacak da olacaktır hep.Benim tanık olduğum bu tür sistemlerin olması bu kitabı okuyup tavsiye etmemde büyük rol almıştır.Bende hep bu tip insanlara karşı bir iğreti bir kaçma arzu olmuştur.Ama şunu da gördüm Zeyno anneler gibi Memed Ali gibi yürekli insanlarda hep olacak .Yoksulun yanında ezilenin tarafında haksızlığa karşı büyük bir kolektif şuurla hareket edecek yürekli insanlar da hep olacak olmalı.Okunmalı ve okutulmalı.
Teneke
TenekeYaşar Kemal · Yapı Kredi Yayınları · 20179,6bin okunma
464 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Aşk tüm zamanların içinden geçer serisi 2 günde bitti:( masal gibiydi, reel hayata eğlenceli bir molaydı, keşke o büyülü masal aleminde kalabilseydim hep. Serinin sonundaki minik detaydan dolayi hala kendime gelemedim. (Nasıl bağladın oraya Kerstin bacimmm harbi iyi bağladın :D ) kabul edelim sonlara dogru klişenin dibine baya bi vurdun, ucu açık bir dolu olay ve karakter de bıraktın. Ama en sonu cidden güzeldi. Ha tabi bence burada bitmemeliydi o da ayrı. Gwenn ve Gideon'un şu son halleriyle neler yapacaklarını, kronografla nerelere gideceklerini, evli mutlu çocuklu hallerini falan görmek istiyor insan haliyle :P Yan karakterlere neler oldu yine ucu açık, yok yok yetmedi bu kitap bize Kerstinnn hanım aplacım:((( novella falan yazsan da olur, böyle ağzımıza bir parmak bal çalıp, kavanozu geri aldın yaa, alacağın olsun:( Kesinlikle fantastik sevenlere öneriyorum seriyi ama tek başınıza okumayın bence:D çünkü her an yok artık şunu gördün mü bunu farkettin mi bence şöyle olacak böyle olacak, katil uşakkk! :P diye anlık dayanışma ve heyecan birliği yapabileceğiniz bir okur dostunuz olmalı. Aksi halde kitap ve heyecanı içinizde patlıyor benimki gibi hahaha :D Sırf beni bu kadar soru işaretleri içinde bıraktı diye de son kitaptan 1 puanı kırdım, hakettin sen bunu hayün yazar ! :D
Zümrüt Yeşil
Zümrüt YeşilKerstin Gier · Pegasus Yayınları · 20171,871 okunma
Reklam
Hep böyle olmaz mı? Erkekleri salonda bırakıp mutfağa gitmez miyiz? Vatanımıza, doğal ortamımıza dönmenin huzuru. Neden bir de mutfakta sorulur hal hatır? ''Nasılsın?'' daha kısık ve doğrudan bir sesle, gerçeği duymak ister gibi, salondaki yalanları değil. Kendi dilimizi konuşmanın sevinci bu. Hiçbir erkek bilemeyecek bunu; yüzümüz gerçek biçimini alır fayansların önünde. Nasılsın Alara? Bir dilimiz var bizim. Birbirimizin cümlelerini destekleyerek sürdürüyoruz konuşmayı. Ne tartışmak, ne dürüstlük... Yorgunuz çünkü.. sen benim sözlerimi alırsın kucağına, ben seninkilere başımı yaslarım. Onların yanına dönmeden önce yaralarımızı Merhemliyoruz aslında, anlasana. Aslında alara, salona dönüp bütün sözcükleri yeni baştan anlatmalıyız onlara, kendi sözcüklerimizin kendi dilini, o sözcüklerle kurduğumuz yarım ve karmaşık cümleleri söylemeliyiz onlara. Ama müthiş bir bitkinlik hep, dehşetli bir iç sıkıntısı... Alara, üzerimizde, onların dillerinde karşılığı olmayan suçlar işleniyor. Tam gerektiği anda dönüp bakmamaları, havluları düzgünce tutmakla anlatmak istediğimizi anlamamalırı gibi. Papatya konusundaki bu inatçılığımızın nedeni ne sence, Alara? Evde olduğumuzdan emin oldukları saatte gelmelerinin de bir anlamı olmalı. Biz yokuz Alara. Seninle ikimiz yani. Ne kadar ''ben'' diye başlasa da cümlelerin, aslında anlatmak istediğin ikimiz oluyor. Çünkü biz, birer serseri ekiz. Bir yapıya eklenerek yok olmaya çalışan ekleriz biz, Alara. Anladın mı, biz yaşamak değil iki kişi ölmek istiyoruz.
336 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
"Her gün farklı bedende. Her gün farklı hayatta. Her gün aynı kıza âşık." bu cümle aslında kitabın konusunu özetliyor ama yine de birazcık yazmak istiyorum. Baş karakterimiz A her gün farklı bir bedende yaşamaktadır ve her bedende sadece 1 gün kalır bir nevi gezgin bir ruh gibi. O beden de yaşayan insanlar A'nın içinde oldukları günü
Her Gün
Her GünDavid Levithan · Pegasus Yayınları · 20151,963 okunma
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
OĞLUM 12 YIL UYUDUKTAN SONRA UYANDI... Bir gün çok sinirlendi. Yine kendini balkondan atmak istedi. Zor ikna edebildik. Akşam oldu, onu uyuyor zannettim. Babasıyla ne yapacağımızı konuşurken bir ara "oğlumuzu olmazsa bağlayalım" diye ağlayarak anlatıyordum ki birden yatağından doğrulup sadece bana bakarak, "yazıklar olsun size,
Reklam
Öyle hastalar var ki, babası ölmüş, annesi, en az yetmiş yaşında. Artık bırakın evladına bakmayı, kendine bile bakamayacak durumda. Tek endişeleri bizden sonra ne olacak. Evet maalesef çok acı bir gerçek. Bir tanıdığım anne yetmiş üç yaşında, iki evladı da hasta. Biri kız, biri erkek. Anne şeker ve tansiyon hastası. Tek üzüntüsü; "ben
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
Yatağıma girdim yine.Bu sefer yatak örtüsünü çekmedim başıma.Örtüyü katlayıp koltuğun üzerine bıraktım,ışığı kapattım,yorganın altına girdim.Daha Derin,daha sıcak bir mezara yatar gibi...Ve merak ettim ana rahmi de böyle bir yer midir diye? Nasıldır hakikaten? Sıcak,karanlık ve derin bir yalnızlık içeren...Anaya mesafeli,anadan uzak ! Tıpkı benim anam gibi,cismen var,ama manen yok olan...Sevmeyen,korumayan,oralı olmayan,analık görevi yavrusunu doğurduğu an biten bir ananın döl yatağı böyle olmalı. Ben anamın bir kalbi olduğunu ancak,atışını saat gibi tık tık duyduğumda bilmiş olmalıyım.Rahmindeyken.Keşke hep orada kalsaymışım.Anamın kalbine yakın
Sayfa 317
PİRAYE İÇİN YAZILMIŞ : SAAT 21-22 ŞİİRLERİ Ne güzel şey hatırlamak seni : ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.