“Her şey bitti artık Hayat böyle işte,bu kadar işte ;duygu dolu düşler her zaman gerçekleşmiyor,umut diri kalmıyor.insanlar güçten düşebiliyor ,çaresiz kalabiliyor ,ümitlerini yitirebiliyor;şimdi kırık bile olsa bir sevinç var içinde…Kevok böyle olmasını istemezdi ,ama oldu işte…”
ŞEHADET VAKTİ
22 Ağustos 1966'da Seyyid Kutub'a idam cezası verildiğinde, Assam el-Attar'ın kitabında anlattığına göre Kutub bu kararı tebessüm ve Allah'a ka-lvuşmanın verdiği büyük bir mutlulukla karşılamıştı. Muhammed Ali Benna'nın dediğine göre Seyyid Kutub'un asılmasına asıl sebep "Yoldaki İşaretler" adlı kitabı idi.
Yüksel yayıncılıkKitabı okudu
Reklam
Tespit edebildiğim kadarıyla yurdum insanının öğrenilmiş çaresizlik içinde huzurla yaşamak için bulduğu 6 eşsiz yol bulunmaktadır. 1. Suç ortaklığı sistemi. Prof. Dr. Mehmet Altan'a göre Doğu toplumlarında bireyler Batıklardan farklı olarak karar alırken çevresine danışır, böylece başarısızlık durumunda suçluluk duygusu yaşamaz. Ortak
''Mutlu olmak , bu mutluluğu başkalarına da iletmek ne denli kolaydı! İnsan her zaman böyle yaşamalı, yaşam hep tatlı geçmeliydi.''
Hasan, "lşte bir ülkede yaşayanlar," dedi sardığı sigarayı Alper'e ikram ederken. Alper başıyla tanımı da sigarayı da reddetti. "Vatandaş kim o zaman?" "Yurttaşlık resmî bir hal," dedi Hasan ve ekledi: "Abi mesela Arap halkı, Türk halkı, Kürt halkı... Böyle..." Alper derste hocanın da sorduğu soruyu
Sayfa 16 - Giriş, Hayalin turkuaz denizlerindeKitabı okudu
Yaşamı boyunca pek çok şeyi sonuna dek götürdüğü doğruydu, ama hep önemsiz şeylerdi bunlar, bir özürle sona erebilecek bir küslüğü uzatmak, bir ilişkinin sonu olmadığını düşündüğünde adamı sevdiği halde telefon etmemek gibi. Kolay konularda ödün vermemekte üstüne yoktu; sanki ne kadar güçlü ve aldırışsız olduğunu kendi kendine böyle
Reklam
Dostoyevski'nin Anna Karenina incelemesi!
Başlangıçta çok beğendim; başımı kaldıramıyordum; ayrıntılarına kadar bayağı hoşlanmıştım; ancak bütününde ilgim azaldı. Bunu bir yerlerde okumuşum gibi gelmişti bana, evet, hâlâ belleklerde tazeliğini koruyan, Kont Tolstoy'un Çocukluk ve Delikanlılık, Savaş ve Barış adlı yapıtlarında da aynı hava vardı. Konusu farklı olmakla birlikte Rus
Sayfa 701 - 702, 703, 704, 705, 706, 707, 708, 709, 710, 711, 712 Yapı Kredi Yayınları
Gelişme kapısının kapanması, hareketsizlik ve hareketin önünün tıkanması; tüm güzelliklerin sonu burada başlıyor. Tüm çirkinliklerin başlangıç noktası burası oluyor. Tüm göçmen ya da mülteci veya en yaygın deyimiyle emigre toplulukların üyeleri bu yüzden çirkin oluyor. Tüm göçmen toplulukların üyeleri kısa bir zaman içinde hamam böceklerine dönüşüyor. Her türlü dedikodu, ikiyüzlülük ve kokuşma toplu olarak yaşayan, içinde bulundukları topluma açılamayan, içinde bulundukları toplumla birlikte gelişemeyen, değişemeyen ve değiştirerek geliştiremeyen göçmen topluluklarında görülüyor. Bu anlamda emigre olarak yaşamak için yurt dışına çıkmak gerekmiyor. Yurt dışında da mümkün. Yurt dışında ilerleyemeden kapalı olarak yaşamak, her gün biraz daha şekilsizleşmek mümkün. Ama böyle yaşamak için mutlak yurt dışına çıkmak da gerekli değil. İstenirse yurt içinde de emigre yaşamak yolları mevcut. İstenirse cinayet sitesinde bir sigorta evinin dört bölmesinde emigre yaşamı mümkün. İstenirse Türkiye'de Zola’nın Thereza Raguin'ini yaşamak mümkün. Her kahvaltıda sevgi yerine nefreti yudumlamak mümkün. Ya da bir iş hanının bir katında sabah ondan akşam yediye kadar telefona bakıp hamam böceğine dönüşmek mümkün. Bunun için yurt dışına çıkmaya da polis kovuşturmasına gerek yok. Yalnız­ca kapanmak ve havasız ve de hareketsiz kalmak yeterli.
Ancak zaman aşıp geçtiğinde, Erlking sevgilisinin yeni bir melankoliye yakalandığını fark etti. Bir gece ona ne olduğu soruldu ve Perchta içli bir haykırışla bebek işaretleri yaptı ki artık bir bebek değil, sırım gibi, bütünlük dedik bir çocuk olmuştu ve böyle dedi, "Kendi bebeğime sahip olmayı her şeyden çok istedim. Ama şuna bir bak, karşımda duran bu yaratık artık bebek değil. O artık bir çocuk ve yakında bir erkek olacak. Onu artık istemiyorum." Nickel'in nefesi kesildi, çünkü bu kadar çocuğa bağlı bir annenin böyle bir şey söylemesi onu düşürmüştü. Hassas bir çocuktu ve görünen o ki Serilda, ona ait ya da üvey anne babaların kendi çocuklarına olan duygularını zamanla yitirdikleriyle ilgili yeterince eski bir hikaye anlatmıştı. "Böylece Erlking oğlanı, okçuluğu için çalışmaları ve bir ziyafet çekme için av kuşlarını gösterdiler tekrar ormana saldırdılar. Ama ormanın yoğun derinlerine geldiklerinde, Erlking kemerinden uzun av bıçağını çıkardı ve oğlana sinsice arkadan yaklaştı..." "...ve boğazını keserek soğuk çayın yanında ölüme terk etti."
"Bu her zaman böyle olur: Birisine taktığımız lakabı, başkalarının söylediğini duyunca, kulağımıza bambaşka gelir."
Sayfa 140Kitabı okudu
Reklam
Ortadoğu zihniyeti.. Başımızın belası..
Eğer sizin aylık maaşınız 30 bin liraysa gidin iPhone alın, en lüks restoranda da yemek yiyin. Ama benim derdim başka. Bakın Türkiye'ye, dünyanın en pahalı telefonu, dünyanın en pahalı benzini, dünyanın en çok vergileri olan bir ülke. Her yer cip kaynıyor; her yerde herkesin elinde iPhone var. O zaman bizim kendimizi sorgulamamız lazım. Avrupa'da böyle bir şey niye yok? Ama Ortadoğu'da var; Arabistan'a gidin var, Dubai'ye gidin var. Işte bu noktada Ortadoğu kafasından çıkıp Avrupa kafasına girersek başarılı oluruz.
tarih, bir yönüyle değişmeyi gösteren fakat değişmeye fazla da müdahale edilemeyeceğini ihsas eden bir disiplindir. başka bir deyişle değişimi gösterir ama buna fazla müdahele edilemeyeceğinin altını çizer. mesela, geçen günlerde bir arkadaşımız, "tarih tekerrürden ibaret midir?" diye sordu. bir kısım düşünür ve bilim adamımız için tarih hiç de tekerrürden ibaret değildir. çok kesin bir kural koymuşlar, halbuki bu o kadar kolay değil. evet, tarih belki tekerrürden ibaret değil, çünkü "aynı nehrin suyunda iki kere yıkanmıyoruz" demiş iyonyalı filozof. böyle bir cümle sarfetmiş ama netice itibariyle ırmaktan sular hep belirli mecrada akıyor ve bazen bunun büyük ölçüde değişmesi çok zaman alıyor. bu sebeple insan cemiyetlerin hareketlerinde, o kadar çok olmasa da, hem arı hem karıncaların hareketlerine benzer bir monotonluk hem de bir tekrar var. bazı şeyler tekerrür ediyor, her yerde aynı eğilimler var, bunun çok önüne geçemeyiz; maalesef modernleşmeye de aslında fazla anlamı olmayan bir kurum olarak bakmak gerekir. çünkü modernleşme, insan cemiyetinin değişmesini belirli kalıplarla izah etmeye çalışan fakat bunun ötesinde inşa etmeye de kalkan görüşü ifade bir sözcük oluyor. bunun için bunu dikkatli kullanmamız lazım. görülüyor ki maalesef toplumlar hiçbir şekilde social engineering(sosyal mühendislik) için müsait değil. çünkü az tekerrür payı dışında toplumun esas özelliği olan değişme, sosyal mühendisliği kabul etmez. akan su tersine de akmaz, dahası akacağı yeri inkilapçılara da tespit ettirmez
Sayfa 30 - 31-timaş yayınları, 3. basımKitabı okuyor
Mobbing Bank Diyor ki;
Kuklalar Arasında ki Kör Dövüş Kuklacı ile savaşan bir tek Mustafa Kemal Atatürk'ü tanıdı dünya ve insanlık. Gerisi kuklacı lehine kuklalar arası dövüşten ibaret. Kuklacı ile savaşalım diyen çok az olduğu için fırsat büyük. Kuklalar iplerinin oynatıldığı kadar hareket edebilirler. Kukla yaratanlar ve kukla oynatanlar farkını
Makul düzeyde iyimserlik, olasılıkların lehinize olduğuna ve arada muazzam sıkıntılar yaşansa bile, zaman içinde her şeyin dengelenerek iyi bir so­nuca ulaşacağına duyulan inançtır. Aslında geleceğe giden yolun büyük sıkıntılarla dolu olacağını bilirsiniz. Uzun vadeli büyüme eğrisinin sağa doğru yukarı yönlü olduğu konusun­ da iyimser olabilirsiniz; ancak, şimdi ve o zaman arasındaki yolun kara mayınlarıyla dolu olduğundan ve her zaman böy­le olacağından da aynı derecede emin olabilirsiniz. Bu ikisi, birbirini dışlayan şeyler değildir.
Gerçekten bir yıl, beş yıl, on yıl değil; yüzlerce yıl, on yüzlerce yıl, garp cephesinde yeni bir şey yok oldu. Zaman muttarid aktı. Fikret'in «küçük, muttarid, muhteriz damlalar» dediği türden, aktı. Nehirler sakin aktı. Bir yıl, beş yıl, on yıl değil, on yüzlerce yıl insanlar suskun çalıştı. En çok kendi gücünü, bir de atın gücünü, daha
Sayfa 88 - Gelişme ve EstetikKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.