Kujo. Yarasa tarafından ısırılan köpek. Hayvandan bağımsız olarak şu ‘Yarasa’ mevzusunun güzel ülkemizi ne hale getirdiğini 2 yıldır görüyoruz, yaşıyoruz değil mi, hep beraber... Bu ne acı bir rezillik artık yorulduk yahu. Temaslı olup da testim negatif çıktı diyenler, bu halde gezenler, belirliler birkaç gün sonra çıkınca da hakkına girdiği
Camdaki Kız'ın son zamanlarda iyice konuşulması kitaba olan merakımı arttıran cinstendi. Psikolog Gülseren hanımın kalemini de çok merak ediyordum. İlk okuduğum kitabı hakkında söyleyebileceğim ilk şey, yazı tarzında süsleme kullanmadığı, hikayeyi olduğu gibi aktardığı, sade bir dil kullandığı olur.
Bu tarz kitapları severim, lafı dolandırmadan direkt hikayeyi yansıtır biz okuyuculara.
Dizi fragmanlarından daha farklı hikaye beklesem de yine de yaşanılan şeylerin kolay olmadığını söyleyebilirim. Nalan hayatında çok acılar çekmiş bir kadın. Daha doğduğunda başlıyor hüzünlü kaderi.
Uzun bir süre hayatındaki sırrı bilmeden yaşıyor, kendini hep bi şeylerin suçlusu olarak görüyor. Sevgisiz, ilgisiz şekilde büyüyor. Bu durum onda çok büyük acılara neden olurken aşkla karşılaşıyor.
Sonlara doğru acaba ne olacak diye merakla okurken okuduğum cümleler beni o kadar üzdü ki, zaten çok acı çekmiş bari biraz mutlu olsaydı dedim. Ama bazen korkularımızla kötülüğü çağırır çekeriz kendimize. Nalan da da öyle oldu biraz.
Okurken şifa bulabildiğimiz; Nalan, Hayri, Türkan, Laz kızı, Sedat ve diğer karakterleri anlayabildiğimiz, empati kurabildiğimiz bir kitaptı.
Severek okudum. Diziyi izledikten sonra bakalım kitaptaki gibi sevebilecek miyim?
Camdaki KızGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 201924,5bin okunma
Mustafa Kutlu 'nun okuduğum ilk kitabı oldu. Özellikle bunu seçtim seçmeden evvel biraz inceleme okudum. Ve okurların kafasında karışıklığa sebep olacak konular olduğunu okudum. Hatta en başta çıkan inceleme beni özellikle itti bu kitaba. Merakla başladım. Ama istemeyerek değil çünkü okumak istediğim bir yazardı. Kitap ile ilgili
Ayçöreği ~ Zeynep Sahra
.
Yeni mi okuyorsun dediğinizi duyar gibiyim. Ben de kendime bunu sordum. Neden daha önce okumadım? Öyle tatlıydı ki nereden başlasam bilmiyorumKitaba başlarken klasik bir soru var. Emir mi Ahmet mi? Ben bu hikayede Emirciyim arkadaşlar
Kızımız Sahra aynı mahallede yaşadığı ve en yakın arkadaşının abisine aşık ama abi
"Öyle miymiş?"... Ne var bu soruda? Belki üstten bir tavır, bir kinaye ya da bir bilmeyen kişinin sancısını belli edişi, bilmediğini öğrenme çabası ya da bir şey bilmesi ama bu bildiğinin ötekilerin bildiklerine uymayışı sonucunda duyduğu şaşkınlık, yabancılık... Hepsini tek hamlede düşündüren bir soru "Öyle miymiş?". Kitabı da