Türk filmlerindeki 'fakir ama gururlu genç' klişesi yaşadığı aşağılanmayı hırs yaparak başarılı olmuş insanların tipik örneğidir. Türkiye'de aşağılandığı için yükselenlerin, bir hayalin peşinde koşarak başarılı olanlardan daha fazla olduğunu bildiğim için Türk filmlerindeki bir sahneyi çok ciddiye alıyorum. Kötü kalpli
Ve çarmıhta son nefesini veren kişi, bizim için hâlâ saygınsa, nedeni hiçbir zaman bizim için acı çekme değildir, bu kadar acı çekmiş ve bir işe yaramasa da derin çığlıklar atmış olmasıdır. Çünkü tanrılarımızda yücelttiğimiz şey, iyi yanından ele aldığımız bozgunlarımızdır.
Reklam
Bu manasız ve yabancı hayatta bir tek şeye hakikaten sarılmıştı, hakikaten inanır gibi olmuştu. Bu da karısı idi. Muazzez'in varlığı Yusuf için büyük, boşlukları doldurulacak mahiyette bir şey değildi, fakat onun yokluğu müthişti. Onun bu kadar sebepsiz yere, bu kadar insafsızca Yusuf'un hayatından koparılması çıldırtacak kadar acı idi. Hayatında asla aradığı şeyin Muazzez olmadığını biliyordu, fakat Muazzez olmadan bunu aramaya muktedir olamayacağını sanıyordu.
Sayfa 200Kitabı okudu
İnsanın çaresizlik ve acı içinde kaldığı ilk anlarda bütün varlıklardan imdat umduğu, esen rüzgardan, geçen bulutlardan bir teselli haberi beklediği gibi bu gencin de, en küçük şeylere kadar, bütün ses ve hareketler dikkatini çekiyor, sonra da kederini artırıyordu
Bu dünyada bu kadar insanlık dışı acı ve dehşetin bulunduğu bir yer olduğu aklımın ucundan geçmezdi; kaderimin yükünü birazcık hafifletmek istiyorsan, Utterson, beni suskunluğumla baş başa bırak.
İnsanlar artık özgür değiller. Özgür olamadıkları gibi, daha büyük ya da daha iyi de değiller. Keşke hepsi bu kadar olsa. Bu şehir bir hapishane. Bütün şehirler gibi. Anahtar servet sahiplerinin elinde. Sayısız insan, beşikten mezara kadar sadece çalışıyor. Bu doğru mu? Hep böyle mi olacak bu? Evet, maalesef sizin zamanınızda olduğundan çok daha kötü her şey. Sadece acı ve keder var bizim hayatımızda. Tanık olduğunuz sığ zevklerle dolu hayatın az ötesinde korkunç bir perişanlık var. Sefalet! Yoksulluk! Evet. Acı çeken yoksullar var.
Reklam
Geçerdi, aslında Yaşadığımız her şey er ya da geç geçerdi. Bedenimize aldığımız yaralar geçerdi. Ruhumuza aldığımız yaralar da bşr süre sonra eskisi gibi acıtmadıpı için onlar da geçerdi. Kalbimize aldığımız taralar ise asla geçmeyecek gibi hissettirse de zamanla onların da geçtiğini görürdük. Hangi acı geçmezdi, biliyor musunuz? Aklımıza aldığımız acılar geçmezdi. Beden iyileşir, ruh güçlenir, kalp tecrübe edinir ama akıl hep aynı kalırdı. Hafızamız o kadar güçlü bir düşmandı ki, "Tamam, bu sefer bitti," dediğimiz bir anda her şey yeniden başlardı. Zihnin kapıları aralanır ve unuttuğunu sandığın her şeyi en küçük ayrıntısına kadar karşında bulurdun. Aklının sana hatırlattığı her anı bedenine zulüm, ruhuna azap, kalbine ölümdü.
Acı gerçek
İbn Habib "Ümmühâtü'n-Nebi" isimli eserinde Efendimiz'in (sas) annelerini anlatmaktadır. Sadece Hz. Amine annemizi anlatırken onlarca isim hakkında bilgi vermektedir. Bunun 21 nesil boyunca devam ettiğini yani Efendimiz'in (sas) yirmi birinci kuşaktaki Adnan'ın annesine kadar sözü götürdüğünü düşünürsek en az bin tane isim hakkında bilgi verecektir. Biz bu malumatı anlamak, gayret etmek, üretmek ve bu insanların ürettiği bilgilerin üzerine bilgi üretmek yerine birbirimizi yiyor, birbirimizin üzerinde enerji tüketiyoruz.
Sayfa 153 - Siyer yayınlarıKitabı okudu
--Bunu ilk buluşmamızdan beri yapıyorsun. Bana umutsuzluk yüklü bir yaşamdan söz ediyorsun, ama bunu şen şakrak bir 'ne eğleniyoruz değil mi?' havasında yapıyorsun.-- --Ben böyleyim işte.-- --Sen böyle neşeli olunca ben de senin ne kadar acı çekmekte olduğunu gözden kaçırıyorum ama.-- --Acının içinde yuvarlanıp durmaktan iyidir.-- --Ama buraya yardım almak için geliyorsun. Beni eğlendirmek senin için neden bu kadar gerekli?--
Son bin yıldır, Kaderini terk eden, kaybolmuş duyguların hepsi birden sanki yüksekçe bir yerden yuvarlanır gibi ona çarpmıştı. Sebastian, diğer duygularını bastırmaya yetecek kadar büyük bir ateşle Kaderin'in şehvetini harlayıncaya kadar, kadının içindeki korku, neşe, özlem ve inkâr edilemez cinsel açlık duyguları birbi- riyle
Sayfa 33
Reklam
“İnsanların bu kadar kötü olmalarının nedeni, belki de sadece acı çekmeleridir, ancak artık acı çekmemeye başladıkları andan, biraz daha iyi olmaya başladıkları ana kadar epey zaman geçer.”
Sayfa 89 - YKY
Sahip olunan her türlü fiziksel ve zihinsel ayrıcalığın felâkete sürükleyen bir yanı vardır; devrik kralların sendeleyen adımlarında izini sürebileceğimiz türden bir felaket. Digerlerinden farklı olmamak daha iyidir. Çirkinler ve aptallar bu dünyada her şeyin en güzeline sahiptirler, Kafaları son derece rahat, ağızları bir karış açık öylece oturup oyunu izleyebilirler. Zafer nedir bilmezler belki ama en azından, yenilgiyi de tatmazlar Hiç istiflerini bozmadan, kayıtsz, gürültüsiz patırtısız yaşayıp giderler; tıpkı hepimizin yaşaması gerektigi gibi. Ne başkalarını felakete sürüklerler, ne de yaban ellerde heder olurlar. Senin mevkin ve malın mülkün Harry; benim az çok sahip oldugum zekâm ve artık ne kadar degeri varsa, sanatim; Dorian Gray'in ise güzelliği; Tanrı'nin bize lütfettiği bu şeyler yüzünden acı çekeceğiz, hem de büyük acılar."
Görüşürüz. Artık bu kadar. Görüşmek üzere hayat.
Yaşamı boyunca pek çok şeyi sonuna dek götürdüğü doğruydu, ama hep önemsiz şeylerdi bunlar, bir özürle sona erebilecek bir küslüğü uzatmak, bir ilişkinin sonu olmadığını düşündüğünde adamı sevdiği halde telefon etmemek gibi. Kolay konularda ödün vermemekte üstüne yoktu; sanki ne kadar güçlü ve aldırışsız olduğunu kendi kendine böyle
Hayatımızı yaşarken önümüze binbir türlü imtihan çıkıyor. Bu imtihanlar esnasında imtihanın mahiyetini kavrayarak bir süre acı ve dert çekerek mi sürecin üstesinden geliyoruz. Yoksa imtihanın acısını yüklenmeyip bir köşede kendimizi dünyanın eğlencesine mi teslim ediyoruz. Sor kendine. Kaç acıdan kaçarak kurtulduğunu sandın? Kaç acıya korkulu gözlerle baktın? Kaç acının korkusu ile dünyaya daldın? Ölümden kaşsan da kurtulamayacağını bilirsin. Acı da aynı şekildedir. Kaçarsın ölene kadar belki, fakat bu sefer de ölünce çekersin aynı acıyı. Sen, sen ol, dünyada tercih et acıyı. Kaçtığın hiçbir yer, seni imtihanın insanı geliştiren ve yetiştiren acısından uzaklaştıramayacak. Acıyı tercih et ki gönlün yansın. Yansın ki etrafa ilmin ışığını saçsın. Yansın ki acının tercihi seni ayyuka çıkarsın.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.