Ayrılık başka nasıl anlatılabilirdi..
Tam göğsünüzün ortasında bir yeriniz acıyacak... Evinizin sizi içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu fark edeceksiniz... Sokağa fırlayacaksınız... Sokaklar da dar gelecek... Tıpkı vücudunuzun yüreğinize dar geldiği gibi... Ne denizin mavisi açacak içinizi, ne pırıl pırıl gökyüzü... Kendinizi taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da
Epsilon YayıncılıkKitabı okudu
ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi....
Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu Toprağı rüzgarı denizi göğü O her zaman bir insanla anlamlı Tükenmez bir hazine gibi kendine sunan doğayı Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların Ve ucuz korkuların kör kuyularına Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz...
Reklam
Bu kadar güzel anlatılabilirdi..
İnsan bağışlayıp bağışlamadığını nasıl bilir? Olay karşısında öfke duymak yerine kederlenmek, o kişiye kızmak yerine onun için üzülmek eğiliminde olursunuz. Tüm bunlara ilişkin herhangi bir şey anımsamama eğiliminde olursunuz. İşin başında bu kırkınlığa yol açan ıstırabı anlarsınız. Ortamın dışında kalmayı yeğlersiniz. Bir şey beklemezsiniz. Bir şey istemezsiniz. Bileğinize dolanıp sizi ordan oraya sürükleyen bir kement yoktur. Gitmekte özgürsünüzdür." Bundan böyle hep mutlu yaşadılar" ile sonlanmasa da, bu günden itibaren sizi illaki bekleyen taptaze bir "bir varmış bir yokmuş" duygusuna kapılırsınız.
Sayfa 408 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Aşk ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi…
En çok âşık olduğum sevgililerim, onlara beslediğim aşkla asla çakışmamışlardır. Ben onları görebilmek, sadece benim olmalarını sağlamak için her şeyden vazgeçtiğime, bir akşam kendilerini boş yere bekleyecek olsam, hıçkırarak ağladığıma göre, bu aşk, gerçekti. Ama onlar, bu aşkın sureti olmaktan çok, aşkı doğurup doruğuna ulaştırma özelliğine sahiptiler. Onlara baktığımda, onları dinlediğimde, kendilerinde bu aşka benzeyen, bu aşkı açıklayabilecek hiçbir şey bulamazdım. Buna rağmen, benim için tek mutluluk, onları görmek, tek üzüntü, onları beklemekti. Sanki kendileriyle hiçbir alakası olmayan bir etki gücü, doğa tarafından onlara ayrıca eklenmişti ve elektriğe benzeyen bu gücün üzerimdeki etkisi, aşkımı harekete geçirmek, yani bütün davranışlarımı yönetmek ve bütün ıstıraplarımın kaynağı olmaktı.
Sayfa 484 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi
Biz bu diyarın gerçek varisleriyiz, dedik. Ama, bu mirasımızı, şimdiye kadar dört bu­cağa pek mirasyedicesine saçtık. Osmanlı devleti sırasında, dünyanın yedi harikasının yedisi de Osmanlı toprakları içinde idi. O mirasın elle tutulur sanat kalıntıları, baba­larının mallarıymış gibi, şimdi. Batının çeşit­li müzelerindedir. «Ne olacak? Gâvur putu! Yabancı şeyler» dedik.
Sayfa 14 - Bilgi yayınevi —“sanat tarihinin, kültüre bakış açımızın kısa özeti”Kitabı okudu
Ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi :)
Hayır hayır, sadece sıradan bir güzellikten bahsedemeyiz, cennetin bu dünyada hayat bulduğu bir şeysin sen.
Reklam
167 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.