"Var olmak mı, yok olmak mı, bütün sorun bu! Düşüncemizin katlanması mı güzel, Zalim kaderin yumruklarına, oklarına, Yoksa diretip bela denizlerine karşı Dur, yeter! Demesi mi? Ölmek, uyumak sadece! Düşünün ki uyumakla yalnız Bitebilir bütün acıları yüreğin, Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun. Uyumak, ama düş uykularında, Sıyrıldığımız zaman yaşaman kaygısından, Ne düşler görebilir insan, düşünmeli bunu. Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden. Kim dayanabilir zamanın kırbacına? Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine, Sevgisinin kepaze edilmesine, Kanunların bu kadar yavaş Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine. ... Bilinç böyle korkak hepimizi Düşüncenin soluk ışığı bulandırıyor Yürekten gelenin doğal rengini. Ve nice büyük, yiğitçe atışlar Yollarını değiştirip bu yüzden Bir iş, bir eylem olma gücünü yitiriyorlar."
Beklentisiz Olma Ahlakı
Bir insanın mücadelesinin ahlakını, şahsi adına beklentisiz olması, genelin yararına ise beklentileri belirler. İnsanlık tarihinde bunun en güzel örneğini Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Savaşmak zorunda kalarak yurda ve dünyaya barışı getiren o yüksek ahlakı sonsuza kadar Atatürk temsil edecektir. Manadan uzaklaşıp madde aleminin bataklığında boğulan insanlık Mustafa Kemal Atatürk'ü anlayabilmiş olmadığı gibi onun seviyesine ulaşmaktan çok uzaktır. Tüm yaptığı devrimler sadece Türk ulusunu değil insanlığı kurtaran fikrin eseridir. Ne kadar üzücü bir durumdur ki emperyalizmin toplum mühendisliği çabaları sonucu oyuna gelerek ulusun bir kısmının dini siyasete alet edenlere kanması ve Mustafa Kemal Atatürk'ü kullanarak aldatanların alternatif bir saygı görmesi en büyük açmaz olarak önümüzde durmaktadır. Bu durum dünyada Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamaktan en uzak toplum olduğumuz gerçeği ile bizi yüzleşmeye davet etmektedir. Hiç kimsenin kendisiyle yüzleşemediği bir dönemden geçiyoruz. Kendine ve düşüncelerine toz kondurmayanlar aldandıklarını gördükçe biraz daha içlerine çekilerek alanı genişletecekler. O boşluğu kim dolduracak? Doğada hiçbir boşluk, boş kalmaz. Yüksek ahlak yerini yine geri alacak. Önder Karaçay
Reklam
Mobbing Bank Diyor ki;
Beklentisiz Olma Ahlakı Bir insanın mücadelesinin ahlakını, şahsi adına beklentisiz olması, genelin yararına ise beklentileri belirler. İnsanlık tarihinde bunun en güzel örneğini Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Savaşmak zorunda kalarak yurda ve dünyaya barışı getiren o yüksek ahlakı sonsuza kadar Atatürk temsil edecektir. Manadan uzaklaşıp madde aleminin bataklığında boğulan insanlık Mustafa Kemal Atatürk'ü anlayabilmiş olmadığı gibi onun seviyesine ulaşmaktan çok uzaktır. Tüm yaptığı devrimler sadece Türk ulusunu değil insanlığı kurtaran fikrin eseridir. Ne kadar üzücü bir durumdur ki emperyalizmin toplum mühendisliği çabaları sonucu oyuna gelerek ulusun bir kısmının dini siyasete alet edenlere kanması ve Mustafa Kemal Atatürk'ü kullanarak aldatanların alternatif bir saygı görmesi en büyük açmaz olarak önümüzde durmaktadır. Bu durum dünyada Mustafa Kemal Atatürk'ü anlamaktan en uzak toplum olduğumuz gerçeği ile bizi yüzleşmeye davet etmektedir. Hiç kimsenin kendisiyle yüzleşemediği bir dönemden geçiyoruz. Kendine ve düşüncelerine toz kondurmayanlar aldandıklarını gördükçe biraz daha içlerine çekilerek alanı genişletecekler. O boşluğu kim dolduracak? Doğada hiçbir boşluk, boş kalmaz. Yüksek ahlak yerini yine geri alacak. Önder Karaçay
Onsuzluk
Bugün günlerden yağmurlu bir cumaydı. İşten çıkmış otobüste kafamı cama dayayıp "çok eski şarkı" isimli müziği dinliyordum. Sözlerinde "iznin olmadan hala seviyorum seni" geçiyordu. Evet, onun izni olmadan hala onu seviyordum. Onu "kafamda dönüp duran plaklar" gibi çalıp duruyordum adeta... Sanki bedenime tüm
144 syf.
·
Puan vermedi
karamsar bir yol gösterici
Schopenhauer kitaplarını afilli aforizmaları bulup çıkarmak için okuyor birçok kişi. Eminim ki onu okuyan çoğu kişi felsefesinden habersiz. Bu yüzden ‘karamsar felsefeci’ olarak anılıyor. Oysa karamsarlığının içindeki güzelliği görebilmek ve kitaplarını doğru yorumlamak için onun felsefe sistemini bilmek gerekir. Ben de biraz bu felsefe sistemini
Hayatın Anlamı
Hayatın AnlamıArthur Schopenhauer · Say Yayınları · 20102,848 okunma
192 syf.
9/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Gözlerimden Dökülür Kâğıda Sessiz Kelâmlar
Neye uğradığımı şaşırdım, ölecek gibiydim artık. Yüzüm kızarıyor, gözlerim doluyordu; dayanılmaz bir hâl almıştı nefessizlik. İşte bir gün birine nefes kadar ihtiyacın olursa aşık olduğunu anlayacaksın evlat.. Kitabı okurken farkettim isminin neden "Nefes" ile anlamlandırıldığını.
Hikmet Anıl Öztekin
Hikmet Anıl Öztekin
aşkını ve sevgiliye duyduğu ihtiyacı böyle bir
Elif Gibi Sevmek 1
Elif Gibi Sevmek 1Hikmet Anıl Öztekin · Hayy Kitap · 201713,5bin okunma
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
3 saatte okudu
Kadın Ve Düşünceler
Kadın hareketinin belki de en net bir şekilde dile getirildiği ve bu alanda önemli kitaplardan biri olma özelliği taşıyan Kendine Ait Bir Oda, Virginia Woolf’un kaleme aldığı, feminist yaklaşımın her ne kadar derinlerde irdelense de okumanın belki de en kolay olduğu kitapların başında yer almaktadır. Bu denli kolay okunup anlaşılmasının elbette
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Kızıl Panda Yayınları · 037,7bin okunma
384 syf.
5/10 puan verdi
Kitabın beğenmediğim yerlerini maddeler halinde sıralamaya karar verdim. Çünkü okuduğumda gerçekten çok gözüme çarpan ve okudukça rahatsız eden unsurlar vardı ve bu şekilde daha özet halinde aktarabileceğimi düşündüm. 1)Gerçekçilikten uzak: Kitabın içindeki bazı diyaloglar ve olaylar çok KİTAPtı. Yani gerçekten gerçek hayatta yaşandığında çok
Gölge ve Kan
Gölge ve KanKerri Maniscalco · Ephesus Yayınları · 20191,087 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Delinin defteri
Öncelikle kitap, neva bulvarı, burun, portre, palto, bir delinin anı defteri ve fayton adlı altı eserden oluşmaktadır. Neva bulvarı adlı bölümün genelinde yüksek sosyete mensuplarının tabiriyle hiyerarşinin kol gezdiği alt-üst sınıflarının yoğun olarak hissedildiği, günümüz ölçütünde bağdat caddesi, Şanzelize caddesi olsun, tamamıyla lükse karşı
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve Fayton
Bir Delinin Anı Defteri - Palto - Burun - Petersburg Öyküleri ve FaytonNikolay Gogol · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201955,2bin okunma
"Yüzünde çiçek açtırmadığınız insanların en son mezarında da çiçek açtırmayın." Ben bunu yaşadım ve çokta sinir oldum. Yaşarken -kim olursa olsun- acısı ve yarası olduğunuz insanların mezarında size gözyaşı dökmek bile hak değil ki daha mezarına çiçek koymak? Hayırdır öldürdüğünüz mutluluklarını bir çiçekle mi kapatmaya çalışıyorsunuz?
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
Magda Szabó yine yapmış yapacağını, görünenin ardında insanın içine oturan şeylerin saklı olduğu bir kitap olmuş bu da. Bu da diyorum çünkü daha önce okuduğum Kapı kitabı beni çok etkilemişti. İkisini bu konuda ayırt edemiyorum. Çok sevdiği eşini kaybeden Etelka’nın yalnız kalmasını istemeyen kızı Iza onu kendi evine alır. Yaptıklarına baktığımızda oldukça özverili ve sağduyulu bir evlattır Iza. Etelka’ya eski damadı Antal da yanında yaşamayı teklif edecek kadar düşkündür. İkisi de doktor olan Iza ve Antal boşanmalarına rağmen Iza’nın babasının hastalığı yüzünden iletişimleri kopmamış ve ikisi de başka kişilerle hayatlarına devam ediyorlar. Antal’ın beraber olduğu hemşire Lidia Iza’ya hayran. Aslında dışardan bakınca kusursuz bir evlat görünümünün yanında ulaşılmaz bir insan profili de çiziyor Iza. Fakat gelin görün ki annesi Iza’nın yanına taşınınca bu kusursuz tablonun boyaları dökülmeye, annesi de günden güne kalın bir kabuğun içine çekilmeye başlar. Peki neden? E onu da okuyarak görmedikten sonra ne anlamı kalır? Yaşlanma, yalnızlık, kendini faydasız hissetme, başkasına yük olma gibi konularda çok şey düşündürüyor. Bazen sırf bunlar yüzünden gelen vakitlice göçüp gitme isteğimi pekiştirdi hatta. İçten gelmeden zoraki, görev olarak yerine getirilen hiçbir şeyden hayır gelmeyeceğini de çok güzel anlatmış. Iza’ya hayran olan Lidia’nın hayranlığının buharlaşması, Antal’ın boşanma sebebi bize Iza’nın özelliklerini tanıtsa da onu bu hale ne getirmiş onu da bilmek isterdim. Benim için kitabın tek eksiği buydu. Onun dışında bende gerçekten ince bir sızı bırakan kitap oldu.Ah Etelka ah…
Iza'nın Şarkısı
Iza'nın ŞarkısıMagda Szabo · Yapı Kredi Yayınları · 20203,407 okunma
272 syf.
9/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Nihan Kaya çok uzun süredir takip ettiğim bir yazardı. ‘ Yüzmek, yaşamak ve olma arzusu’ kitabını da çok duymuştum ve okumaya karar verdim. Öncelikle Nihan Hanımı bu kadar cesur bir kitap yazdığı için tebrik ederim. Gerek toplumsal gerek bireysel olarak sunduğu bakış açısını çok beğendim. Yüzmenin yaşamakla ve diğer bir çok olguyla ilişkisini çok güzel örneklerle belirtmiş. Suya yaşamaya olmaya dair düşüncelerini verdiği örneklerle pekiştirmiş ve biz okurlara başka bir pencere açmış. Toplum normlarını bu denli detaylı işlemesi de takdir edilmesi gereken bir durum. Bir çok yönden farklı düşünebilmeye, sorgulamaya teşvik eden bir kitap. Herkese şiddetle tavsiye ederim.
Yüzmek, Yaşamak ve Olma Arzusu
Yüzmek, Yaşamak ve Olma ArzusuNihan Kaya · Eksik Parça Yayınları · 2022478 okunma
BİR ŞEYLER EKSİK Ya sevgiye, ya da arzuya ,nesne olmak istiyoruz. ...arzuladığımıza ulaşmak, arzulandığımızda da ulaşılmak istemiyoruz. ''Sevmeyi becerecek kadar kendi benliğimizden feragat etmeyi bilmiyor, arzulamayı becerecek kadar da bilinmeyene ve tehlikeli olana yelken açmaya cesaret edemiyoruz.''
108 syf.
9/10 puan verdi
Modern Toplumun Tuzağı Oyunlarla Yaşayanlar'ın İsyanı
"Oyunlarla Yaşayanlar", Oğuz Atay'ın kafayı dağıtmak için oyun oynayan bir grup garip insanın hikayesini anlatan, acayip bir roman. Hepsi kendi dünyalarında kaybolmuş ve gerçeklerden kaçmak için oyunlara sığınmış zavallı tipler. Atay bu tipleri o kadar güzel tasvir ediyor ki, sanki sen de onlarla beraber yaşıyorsun. Romanın dili akıcı ve sürükleyici olsa da, bazı bölümlerde kafan biraz karışabilir. Atay sembollerle ve metaforlarla dolu bir dil kullanıyor ve sana her şeyi açık açık anlatmıyor. Bu da romana gizemli ve düşündürücü bir hava katıyor. "Oyunlarla Yaşayanlar" sadece eğlenceli bir roman değil, aynı zamanda insan psikolojisi ve toplum üzerine de kafa yoran bir eser. Atay, karakterlerin oyunları aracılığıyla insanın yalnızlık, kimlik arayışı ve ait olma ihtiyacı gibi temel duygularını ele alıyor. Ayrıca roman, modern toplumun bireyi nasıl yalnızlaştırdığı ve yabancılaştırdığına da değiniyor.
Oyunlarla Yaşayanlar
Oyunlarla YaşayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 20209,1bin okunma
Resim