Herkese merhaba. Bugünkü kitabım, kardeşimin beğenerek okuduğu ve "Abla, sen de okumalısın." dediği İstanbul Portesi oldu. Dijital bir ortamda cinayet işlenebilir mi? Peki, bu cinayetler diyelim ki işlendi, Osman Hamdi Bey ve Van Gogh arasında nasıl bir ilişki var? Benim için keyifli bir okumaydı ve kitap da oldukça akıcıydı, bundan dolayı da aynı gün içinde başlayıp bitirdim :) Şöyle de bir durum var ki, kitapta verilen mesajlar oldukça yerindeydi ama olaylar "bence" çok hızlı gelişiyor ve kitabın dili (kitabın +11 yaş olmasından dolayı da olabilir) basitti yani edebi değildi. Ama bu durum benim için sıkıntı değildi. Velhasıl kelam, sizler de Genç Timaş'ın kitaplarını okumayı seviyorsanız bir şans verebilirsiniz.
Kitapla kalmanız temennisiyle...
Üç İstanbul, Hiç hayatlar
Öncelikle kitabın hacmi geniş ve bi dolu karakteri var. Kitaba başlarken bu kadar çok karakter kafa karıştırıcı olacak sandım ama hiç de öyle olmadı. Yazar bu karakterleri olaylara ve dönemlere çok güzel yedirmiş. Üslup olarak okuyucuyu sıkmayan, akıcı bir dil kullanmış.
Kitabın sıkıntısı ,bana göre, içerikte. Aslında sıkıntı da denemez, bu kadar çarpık ilişkiyi bi Müge Anlı'da,bi de bu kitapta gördüm. Muhakkak ki yazar da dönemin gerçekliğinden kaynaklı bu şekilde bir olay örgüsü kullanmıştır.
Özellikle son bölümde, ana karakterin hayatının şahit olduğumuz 25 yıllık kısmının muhasebesini yapması gayet etkileyiciydi.
Çeviri kitapların da en çok sıkıntı yaşadığım şeylerden birisi içinde fazlaca isim olması. Bu kitapta da o kadar çok isim vardı ki ara ara geri dönüp hangi isim kime ait diye bakmak zorunda kaldım. Bir ara karmaşa ile baş edemeyip isimlere Ayşe Fatma Ahmet Mehmet falan bile yazmayı düşünmedim değil. Çünkü Mr'ler Mrs'ler havada uçuşuyordu. :》
Her
Katıldığım noktalar olmasına karşın katılmadığım da bir çok nokta vardı kitapta. Başlıktan başlayacak olursam kuzenimin "Toksik olmayan aile yoktur" sözünü hatırlatmıştı bana. Evet her aile biraz toksiklik barındırır ama bu, 'Dünya da hiç bir aile iyi değildir' demek anlamına gelmiyor benim için. Bilmiyorum başlık fazla iddialı
8. sınıftaydım yanlış hatırlamıyorsam, en yakın arkadaşımın elinden bırakamadığı ve sürekli okumamı söylediği bu kitabı ancak birkaç yıl sonra okuyabilmiştim. Yazarın inanılmaz bir hayal gücü var. Sizi her köşede yepyeni maceraların beklediği bu kitapta bulduğum tek sıkıntı biraz çocuksu kalmasaydı. Sanırım arkadaşımın tavsiye ettiği dönemde okusaydım bayıla bayıla okurdum. Çok fazla hatırlamadığımdan dolayı derin bir yorum yapamayacağım lakin kitaba bir şans vermenizi tavsiye ederim.
Varislerin Oyunu
Merhabaaa
Spoiler var
Adora yağmurun ilk kitabı olmasıyla beraberinde çok güzel şeyler de getiren varislerin oyunu kitabı yorumunu yapacağım o yüzden hazır olun şimdi öncelikle yazarın ilk kitabı diye ne bileyim şöyle hatalar vardı böyle hatalar vardı demeyeceğim çünkü o kadar da hataya rastlamadım edebi bir şey içirmiyor ama genel olarak zaten
