"Ben özgürlüğümden başka bir şey istemiyorum."
Bu dünyada en sevmediğim şey herhangi bir konuda mecbur olmak... Ne kadar insanı geren, stres yapan bir düşünce.
Yapılması gerekenler vardır. İster istemez yaparız. Çünkü sorumluluk bazen tercihlerimizin önüne geçer. Ve fakat; öyle bir mevzu vardır ki: Özgürlük... İşte burada akan sular durur. Herhangi bir şeyi yapmak istemesen de mecbur kalmak. Dehşet verici bir düşünce...
Yazarımızın hayatının bir bölümünü de konu alan kitabımızda bir konu var ki çok kararsız kaldım. Bize öğretilen vatan sevgisi; her koşulda, kayıtsız, şartsız, hiç düşünmeden canımızı vermektir. Fakat kitaptaki ressam kahramanımız mizacına uymadığı için askerlik görevine gitmek istemiyor. Kahramana hak veriyorum ancak ben olsaydım kesinlikle askere giderdim cevabını verirdim doğrusu.
Savaş, insanlığın en büyük ayıbı. Katliamlar, işkenceler niçin? Sadece amaç birilerinin haksız yere kazanç sağlaması. Savaşan tüm ülkelerde gerek kazansınlar gerekse kaybetsinler yıllarca sürecek travmalar oluşur..
Stefan Zweig her zaman kalemine hayran olduğum bir yazar. Hikaye sayfalarca uzatılabilecek bir yapıda bile olsa, yazarımız kısa, öz ve net bir edebiyat örneği ile beni çok memnun ediyor. Kitabı okurken bitmesini hiç istemedim doğrusu. Daha önce okumama rağmen yolculukta bana arkadaş oldu.
Hiçbir şeye mecbur olmamamız dileğiyle. Ben kitabı çok beğendim. Takdir sizin. Keyifli okumalar dilerim.
Ana Türk adlı kitapta yazar zübeyde hanımın hayatına, geçirdiği hastalıklara, aile yaşamına detaylı olarak eğilmez.
bunun yerine kitabın yazarı 
Ümit Doğan zübeyde hanımın soyuna, ali rıza efendi ile evliliği ve çocuklarına, ali rıza beyin vefatına, zübeyde hanımın ikinci evliliğine ikişer üçer cümle ile değinip kitapta anlattıkları
