688 syf.
8/10 puan verdi
FM Arsal'ın bütün romanları için en genel değerlendirmem; harika çıkış noktaları yakalamasıdır. İki renk aşk da böyle bir romandı. Bu romanda diğer romanlarında görüp de dikkat kesildiğim bir noksanlığın yer almaması ayrı bir sevinç oldu. İki olmaz denen kişinin birlikteliğine uzanan süreçteki zorlamalar, tekrarlar ya da mantıksızlıklar bu romanda
İki Renk Aşk
İki Renk AşkFatih Murat Arsal · Ephesus Yayınları · 2014885 okunma
Bir kemandan uzun , güzel , yanık bir nota duymanız için , orada önceden dünyanın fiziği seferber olmuştur. Bir kemanın , bir çellonun , bir arpın ya da gitar telinin -veya herhangi bir telin ya da ipin- sesi üç faktöre bağlıdır : uzunluğu , gerginliği , ve ağırlığı. Telin uzunluğu arttıkça gerginliği azalır ve ağırlığı arttıkça ses perdesi
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
"O sahneyi çok iyi somutladım. İdam günü gelip çatınca, o sevdiğim, alıştığım giysilerimi giyeceğim: postallarımı, parkamı. beyaz ölüm gömleği giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin. Direneceğim ve giymeyeceğim. Öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gideceğim. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Gidip, oturup, önce bir sigara yakacağım orada. Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, rodrigo'nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler. Bunu isteyeceğim. Avukatlarımın idamda bulunma hakları var. Onların orada olmalarını isteyeceğim, kesin isteyeceğim. Gelmeleri gerek. Çünkü bizden sonrakilere umut verecek bu sahne. Asılışımız güme gitmemeli. İpe nasıl gittiğimizi, gelecek kuşaklara anlatacak doğru dürüst, güvenilir görgü tanıkları bulunmalı orada. Bir de kendim çıkıp urganı kendim geçireceğim boynuma. Bunu çok istiyorum. Cellat falan sokmayacağım yanıma. İğrenç bir şey. ve dönüp oradaki heriflere diyeceğim ki "burada ölen yalnız benim bedenimdir, ki zaten ölümlüydü, ölecekti. Ama düşüncemi asla öldüremeyeceksiniz, ölmeyecek, yaşayacak" diyeceğim." *Alıntı. youtube.com/watch?v=jo83-9b...
88 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Klasik Batı Müziği hayranı biriyim. Başka müzik tarzı dinlemiyorum. İlk Mozart'la başladım dinlemeye, o yüzden sıkı bir Mozart hayranıyım. Zaten bulduğum zaman alacaktım bu kitabı ama kitabevine sorunca "Yok hiçbir yerde," dediler ve hayal kırıklığına uğradım. Sonra bir baktım ki D&R'da hem de Can Yayınları indiriminde :) Hemen aldım tabii. Gelelim kitaba. Kitapta klasik batı müziği bestecilerinin nasıl öldürdüğünü, nasıl boğulduğunu, aslında herkesin aktardığı bilgilerin yanlış olduğunu kanıtlamış. Tabii kimse bunların da kesinlikle doğru olduğunu söyleyemez. Sadece ipuçlarından yararlanılarak yazılmış bir kısmı. Ama öyle güzel anlatmış ki sanki bu bestecinin zamanında yaşamışsınız, onun peşinden gidip bu yaşananları takip etmişsiniz. En etkilendiğim yer Mozart'ın nasıl öldürüldüğünü okumak oldu. Tabii ki Mozart'ın nasıl ve kim tarafından öldürüldüğünü kimse bilmiyor. Sadece ipuçlarından yararlanılarak bir sonuca ulaşılmaya çalışılıyor, ve mantıkla beraber. Ben Antinio Salieri'nin öldürdüğüne inandım bugüne kadar. Ama kitap düşüncemi yerle bir etti. Diğer bestecilerin yaşadıklarını öğrenmek çok hoşuma gitti. Ayrıca kitabın kapağını çok beğendim. Renk tonu çok hoş :) Klasik batı müziğine biraz da olsa ilgi duyanlar, ya da benim gibi manyağı olanlar alıp okuyabilir :)
Mozart'ı Kim Öldürdü? Haydn'ın Kafasını Kim Kesti?
Mozart'ı Kim Öldürdü? Haydn'ın Kafasını Kim Kesti?Ernst Wilhelm Heine · Can Yayınları · 201260 okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Takıntılı olduğum -takıntılı demek az olur hatta- 4 şey var. Bunlardan biri The Phantom Of The Opera. Olay, Paris Opera Binası'nda geçiyor. Sürekli ortalıkta bir hayalet dedikodusu dolaşıyor. Hayalet ise Christine'e aşık olur ve müzik dersleri vermeye başlar. Fakat Christine'i seven diğer adam Raoul, bu işin peşini bırakmaz. Peki Christine'e neler olacak? Felaketler son bulacak mı? Mayıs ayında İstanbul'a geldi The Phantom of the Opera. Müzikali izlemeye gittim. Bugüne kadar izlediğim hiçbir şeyden bu derece etkilenmedim. Sahne şovları, oyuncular, müzikleri, kıyafetler... Her şey o kadar mükemmeldi ki. Kitap mı müzikal mi derseniz, cevap veremem. Çünkü ikisi de birbirinden güzel. Kitabı müzikalden çok farklı. Evet, ana konu aynı ama olayların çoğunun farklı olmasını beklemiyordum. Müzikali izlemek isteyenler için: unutulmazfilmler.co/the-phantom-of-... Müzikali izleyince kitabı da merak edeceğinizi düşünüyorum. İyi okumalar!
Operadaki Hayalet
Operadaki HayaletGaston Leroux · Martı Yayınları · 20142,860 okunma
484 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 6 days
Yazarın, Kardeşimin Hikayesi’nden sonra okuduğum ikinci kitabı. Sebebini bilmediğim bir şekilde önyargılıyım yazara karşı, önyargımın üstün gelmesine Kardeşimin Hikayesi’de katkı sağladı. Serenad kitabına bu duygularla başladım. Haksız bir yaklaşım belkide benimkisi, bir kitapta bulmak istediğim şeyleri bulamadıkça ben zaten demiştim diyorum. Kitabın kurgusu güzel, akıcı bir şekilde ilerliyorsunuz. Lakin ben hep edebi bir şeyler arıyorum, böyle düm düz anlatımlara deli oluyorum. Aslında yazar kitabın içinde kurgu gereği öyle bir şey diyor ki okurken sağıma soluma bakıyorum, bana mı söylüyorsun gibilerinden. Aynen şöyle diyor kitabın içinde : “Ama ben bu hikayeyi güzel olsun diye değil, anlatmaya değer bulduğum için yazıyorum” Eyvallah, kitabın konusu, Struma gerçeği daha önce bilmeyenleri etkileyecek bir şekilde ortada duruyor, bunu hikayeleştirerek anlatmak yazara düşen kısmı... Neyse uzatmayayım, kitap kötü değil, bu kadar kitap yazmış insandan da okur olarak beklentilerim var, bir paragraf sucuklu yumurta pişirmenin tarifi yerine, “Kar Anadolu'nun yorganıydı ama İstanbul'un da beyaz masal peleriniydi.” gibi cümlelerin fazlaca yer aldığı metinler istiyorum. Bir kitabını daha okuyacağım, oldu oldu, bir daha okumam. Şimdi Zülfi beyide bir teleaş almıştır... Latife bir tarafa müzik, sinema, siyaset, yazarlık, gazetecilik vb. Bir insanda varsa benim isteğim bence çok normal...
Serenad
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136.7k okunma
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.